10' Min...

3.9K 626 216
                                    

Bir önceki bölümüm okunması az lütfen önceki bölümü okuduğunuzda emin olun♡

Bir önceki bölümüm okunması az lütfen önceki bölümü okuduğunuzda emin olun♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

--

Chan yanağına dokunan parmaklarla ne yapacağını bilemedi. Bu dokunuşlara hasretmiş gibi hissediyordu.

Seungmin'in yanağına dokunan elini tutarak yanağını Seungminin avucuna iyice yaslayıp gözlerini kapattı.

Bu hissi özlemiş gibiydi..

Seungmin diğer elini de Chan'ın kıvırcık saçlarına atıp parmaklarını yumuşak saçlarda dolaştırırken derince bir nefes çekti içine.

İkiside konuşmuyor sadece anı yaşıyorlardı.

Chan yavaşça kollarını Seungminin ince beline sarıp kafasını beyaz boynuna gömüp o eşsiz kokusunda sarhoş olurken Seungmin de sessizce gözünden akan yaşını silip Chan'a sarıldı.

Birbirlerini tanımıyorlardı...

Belki de tanıyorlardı ama..

Bir süre öyle sarılarak durdular. Geri çekildiklerinde Changbin ve Felix onlara şokla bakarken görünce hızlıca kendilerini toparlayıp arkadaşlarına baktılar.

"Hyung?"

Chan boğazını temizledi. "Oh.. Felix bende seni arıyordum."

"Başkan.. Bence pek onu arıyormuş gibi değil-"

"Hyung"

Seungmin, Changbin'in lafını bölerek yanına gitti. "Hadi gidelim Jisung söylenmeye başlamıştır"

Changbin gözlerini kısarak sırıtıyordu. Bir Chana bir Seungmine bakıp gülerek kolunu Seungmin omzuna attı.

"Gidelim bakalım.. Yarın görüşürüz Chan"

Chan, Changbine sadece kafasını salladığında Changbin Seungmin ile birlikte gitmeye başladı.

Chan da öylece arkalarından bakarken zihninde dönen isimle sessizce fısıldadı.

"Min.."

Felix kaşlarını çatıp Chan'ın yanına yaklaştı. "Min mi? O da kim?"

Chan sanki rüyadan uyanmış gibi kendine gelip gözlerini kırpıştırarak Felixe döndü. "Hm? Kim?"

"Min dedin. O kim?"

Chan kafasını iki yana salladı. "Bilmiyorum.."

Felixin aklı karışsa da fazla kurcalamak istemedi ve az önce gördüğü görüntü ile sırıtarak Chana hafifçe omuz attı.

"Hayırdır sen? Ne iş Seungminle?"

Chan kaşlarını çatıp Felixin alnına vurduktan sonra ellerini cebine atıp yürümeye başladığında Felix de alnını tutarak sızlana sızlana Chan'ın arkadasından gitti.

"Hyung! Bekle beni ya"

--

Seungmin, Changbine yakalandığından utandığı için yanakları kızarmıştı. Aslında kötü bir şey yapmıyorlardı ama utanmıştı yine de..

Changbin ise diğerlerinin yanına gidene kadar gülmüş ve Seungminle dalga geçmişti.

Şimdiyse Jisung elleri belinde bir utanan Seungmine bir kahkaha atan Changbine bakıyordu..

"Neredesiniz siz ya? Acıktım acıktım! Hem sen niye kıpkırmızısın? Sen niye kahkaha atıyorsun?"

"Bebeğim sakin ol." Minho, Seungmine bakıp gülümsedi. "Aç olduğunda biraz hırçın oluyor da..."

Minho sevgilisinin belini tutup kendine çekerek yanağına küçük bir öpücük bıraktı. Seungmin, Minhonun ellerini Jisungun belinde görünce aklına az önce Chan'ın da onun beline sarılışı gelmişti. Çok hoş bir histi..

"Ben anlatayım."

Changbin gülmeyi kesip anlatmak istediğinde Seungmin dirseğini Changbinin karnına geçirerek büyüğünü susturdu.

"Hey hey! Susturma. Anlat Hyung ne oldu?"

Jisung, Seungmini uyardığında Seungmin ofladı. "Bir şey olmadı ya. Hadi acıktım ben gidelim"

"Ne demek olmadı? Az önce Chanla sarılıyordun nasıl bir şey olmadı?"

"Ne?"
"Ne?"

Minho ve Jisung aynı anda şaşırdıklarında Jisung aniden açlığını unutmuş hızlıca Changbinin koluna girmişti.

"Nasıl oldu? Nasıl sarılıyorlardı? En başından anlat. Her şeyi."

Seungmin oflarken Changbin sırıtıyordu. Jisung ise heyecanla Changbine bakıyordu. Shipi gerçekleşmiş nasıl heyecanlı olmasın?

"Şimdi şöyle oldu.."

---------------------------------------------------------

Yaaaaaa

Bu bölüm benim çok hoşuma gitti

Umarım sizinde hoşunuza gitmiştir..♡

History of Love | Chanmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin