kalacağım evde tek bir kadın yaşıyor. evde tek olmayı sevmiyormuş ve sürekli evdeki odaları öğrencilere kiralarmış. çok tatlı bir kadın, çok da genç. 27 yaşlarında. içimden bir his çok iyi anlaşacağımızı söylüyor.
sıkıldınız değil mi? çok gereksiz detay verdim sanki, evet evet . sıkıldınız
bavullarla evin öne geldiğimizde kalbim yerinden çıkacak gibiydi . hayatımda bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum. derin bir nefes aldım ve zile bastım
-merhaba hoş geldin
teşekkür ederim +
İngilizcede , Türkçedeki kibarlık bildiren ifadeler kullanılmıyor. o yüzden '' hoş geldin'' denildiği zaman '' hoş buldum'' gibi tatlı bir cümle yok. sadece karşılık olarak '' teşekkür ederim'' diyoruz.
yine gereksiz bilgi verdim değil mi? ah ah, bir daha olmaz diyemiyorum çünkü sürekli kendimi açıklama yapmak zorundaymış gibi hissediyorum.
kadın bana odama kadar eşlik etti ve ayaküstü sohbet etmeye başladık
- kaç gün kalacaksın burada?
3 ay kalmayı düşünüyorum. belki daha fazla :) +
bir anda ellerini çırptı ve heyecanla konuşmaya devam etti
- seninle çok iyi anlaşacağız . ben tahminen 2 ay alırsın diye bize program yaptım. daha önce buraya gelmediğini ve bunun en büyük hayalin olduğunu söylemiştin.
- ilk hafta eve yakın yerleri gezdirecem sana. ilk ay bittiğinde de Londra'yı derinlerine kadar gezmiş olucaz. o sırada sana buranın meşhur yemeklerini tattırıcam.
-2. ay ise burada şiddetli fırtına bekleniyor. biliyorsun zaten doğru düzgün güneş gördüğümüz yok. eğer fırtına olursa bize dizi listesi çıkardım, her hafta bir dizi bitiririz diye düşünüyorum.
ağzım açık bir şekilde dinledim anlattıklarını. tek nefeste bu kadar çok şeyi İngilizce bir şekilde anlatmasına çok şaşırdım. daha önce kimsenin benimle böyle yakından ilgilendiğini hatırlamıyorum. her zaman arka plan atılan ben , ilk defa birinin umurunda olmuştum
gözlerimin dolduğunu hissettiğimde hemen bakışlarımı başka yöne çevirdim ve göz yaşlarımı geri göndermeye çalıştım. daha ilk günden ağlamalıydım!
- kötü bir şey söyledim? lütfen affet, kırılacağın bir şey söylediysem özür dilerim.
hayır hayır. aksine, anlattıkların beni o kadar mutlu etti ki... daha önce kimsenin benimle böyle ilgilendiğini hatırlamıyorum +
- aww 🥺🥺
sıkıca sarıldı bana. kalbinde abla sıcaklığını hissettim. benim ablam yok ve bu hissi daha önce hiç yaşamamıştım. bana sarıldığında öyle güzel hissettim ki... nasıl anlatacağımı bilmiyorum
- daha önce de söylemiştim ama, ben Addison. ama sen bana addy diyebilirsin. Milena'ydı değil mi?
geri çekildiğimizde göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim ve başımı salladım
- sen üzerindekileri değiştir. bu arada, sıcak çikolata sever misin?
hem de çok +
- mükemmel . ben bize iki bardak hazırlıyorum, aşağıda bekliyorum seni
sıcacık gülümsemesiyle odadan çıktı ve ben de kapıyı kapatıp odaya göz gezdirdim. 3-4 ay burda kalıcaktım.
oda çok fazla genişti. bizim evimizdeki oturma odası kadardı. yatak, pencerenin altına konulmuştu. yan duvarda 3 kapaklı bir dolap vardı. karşıda ise büyük bir çalışma masası vardı. çok saçma gelebilir ama tam hayallerimdeki odadaydım şuan. havanın soğuk olduğu zamanlar için ayaklı ufo bile vardı.
hemen üstümdekileri çıkartıp sarı kalın bir sweat ve altına rahat bir tayt giyip addy'nin yanına indim.
- hoş geldinn, al bakalım
çok teşekkür ederim +
sıcak bardağı dudaklarıma götürdüğümde küçük bir yudum ve karşılıklı koltuklara oturup konuşmaya başladık
- anlat bakalım . zevkle dinliyorum seni
3 ay süreceğini düşündüğüm , belki de daha fazla, okul ve kurs araştırma programım var. tabii bolca gezmeyi de düşünüyorum. +
okuldaki ders programını ve öğretim şeklini 1 ay izledikten sonra eğer kafama yatarsa burada okumak istiyorum. kursa gelince ; CELTA eğitimi ve yüksek lisans hakkında araştırma yaptıktan sonra kursların eğitmenlerine de bir göz atıcam+
peki sen, dizi programına hangi dizileri koydun? biraz bahset +
- friends, la casa de papel, the vampire diaries, ve belki zaman olursa flower of evil
hmm, son söylediğini hiç duymamıştım +
- k-drama, sever misin kore dizileri?
evet ^^ +
- sanırım ziyaretçilerimden en çok sevdiğim sensin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAKTAKİ DENİZ
Teen FictionAsla gerçeklemeyeceğini bildiğiniz, gerçekleşmesi imkansız bir şeye aşık olur musunuz? mesela görmediğiniz bir nehrin şırıltısına, duymadığınız insanların sesine, gitmediğiniz ülkelerin topraklarına... bunu yapar mıydınız kendinize? Bu; hayallerin...