"Şimdi baştan sona bize ne olduğunu anlatıyorsun."
Sunoo ve Riki kütüphaneden çıktıkları gibi Jungwon ve Sunoo'nun odasına gelmişlerdi. Onlar gelene kadar da Jay oradan ayrılmıştı.
"Şimdi o geldiğinde ben banyodaydım. Sonra işte beraber benim yatağıma geçtik-"
"HA DUR NE!?"
"Riki sakin canım, biz geldiğimizde de yatağın üzerindelerdi zaten."
"Ha doğru,neyse hyung devam sen."
"Neyse işte, sonra ben uyuyakalmışım."
"Bu kadar olmamalı amk,biz geldiğimizdeki haliniz hiç oldu bitti gibi durmuyordu."
"Nasıl duruyorduk ki?"
"Dur bekle göstereyim."
Sunoo telefonunu çıkarıp galerisine girdi. Fotoğrafı bulduktan sonra Jungwon'a göstermeden önce kendisi bakıp gülümsemişti.
"Biz böyle uyumadık ki?"
"BAK İŞTE OLDU BİTTİ DEĞİLMİŞ?!"
"Tamam tamam,uyumadan önce ben sadece alnımı onun omzuna dayadım. O da saçımla oynayıp sırtımı sıvazladı,bu kadar yani."
"Hâlâ bu kadar diyor çıldırcam."
Sunoo elleriyle sinirden yüzünü kapatıp kendini yatağın ayak ucuna doğru atıcakken Riki elini Sunoo'nun kafasının arkasına koydu.
"Kafanı çarpıyordun."
Sunoo yerinden doğrulup kendini attığı yere baktı. Riki olmasaydı kafasını yatağın ayak ucundaki tahta yere çarpıyordu.
"Yuh teşekkürler. Neyse Won devam sen."
"Neyse işte ben uyandığımda kucağında yatıyordum saçımla oynuyodu falan."
"Of ben ağlayayım ya."
"Toplam 3 kere uyuma pozisyonu değiştirdiniz o zaman."
"NASIL KOKUYORDU?!"
"Kim?"
"Kim olucak salak, Jongseong hyung konumuz."
"Ha,şey kokuyodu. Erkek parfümü."
Riki Jungwon'a yaklaşıp üzerini kokladıktan sonra konuşmalarına devam etti.
"Yuh kokusu hâlâ üstünde duruyo."
"Nerden anladın amk?"
"Hyung sen erkek parfümü kokmuyosun ki normalde. Sen çoğunlukla vanilya kokarsın. Ayrıca parfüm keskinmiş ama sevdim sorarım markasını."
"Eee aşkınızı itiraf ettiniz mi bari?"
"SUNOO NE DİYOSUN SEN YA?!"
"Sus. Yediremiyorsun sen kendine ondan böyle yapıyorsun."
"Neyi yediremiyeceğim amk? Jongseong hyung gayet eli yüzü düzgün (yani inşallah öyledir), yakışıklı biri yani."
"Ha olur bizden diyosun?"
"Bilmem."
"Bilmem milmem yok Jungwon ya! Var mı kalbinde midende bir şeyler?"
"Bilm-"
"Ben dalarım buna Riki."
"YA DUYGULARA KARAR VERMEK SİZİN DEDİĞİNİZ GİBİ KOLAY MI AMK?! ÖNCE HER ŞEYİ ÖLÇÜP BİÇİP TARTMAK LAZIM DAHA ÖNCE BÖYLE ŞEYLER HİSSETTİN Mİ HISSETMEDİN Mİ DİYE BAKMAK LAZIM SONRA KARŞIDAKİ KİŞİYİ DE DÜŞÜNMEK LAZIM SİZİN DEDİĞİNİZ KADAR KOLAY OLSA KEŞKE DE DEĞİL!"
"Tamam sustum ben haklı çünkü, Riki devam sen."
"Ya şöyle bir şey de oldu ama, seni ve bizi tenefüslerde çok görmeyince grupta ilk önce seni sonra bizi sordu. Eğer hepimiz onun gözünde eşit olsaydık üçümüzü birden sorardı. Demek ki önceliği sensin."
Jungwon biraz düşündükten sonra konuşmaya başladı.
"Ben ikna oldum."
"Şimdi olay sende."
"Ya ben bilmiyorum hiçbir şey cidden kendim hakkımda hiçbir fikrim yok."
"Tamam sen kendini zorlama hyung. Olayları akışına bırakalım ama tedbirsiz de olmayalım. Akıntıya kapılırız sonra boğuluruz aman."
Sunoo kulak memesini çekip az önce kafasını çarpacağı tahtaya parmağını tıklattı.