[1.]

4.1K 253 25
                                    

Herkese selamm

~~~~~

Yolun bayırını çıkarken bir yandan da derin derin nefesler alıyordum. Her günkü gibi bugün de durum böyleydi. Otobüs sahilden geçtiği için mecbur oraya inip dönüşte birdaha bayırı çıkıyordum. Üstelik bugün güneşte tam tepedeydi. Oflamamak için kendimi zor tuttum. Hani ne olurdu sanki bir özel arabası olsa, eve getirip götürse?

Kendi kendime söylene söylene sonunda bayırı tamamen çıkmıştım. Terden alnıma yapışan saçlarımı geriye tarayıp sesli bir nefes verdim.
Bugünü de atlatmıştım çok şükür. Eve gittiğimde direkt kendimi yatağa atacaktım. Ama önce annemin istediği alınacak şeyleri almam lazımdı. Annemin misafiri hiçbir zaman eksik olmadığı için sürekli benden birşeyler almamı istiyordu. Tamam misafirleri evde ağırlamayı bende seviyordum ama her günde olmaz ki canım. Evimize gelen her misafirle Müge Anlı'da olan olayları tartışmalarını dinlemekten gına gelmişti artık.

"Yahu oğlum sana şunları düzgünce diz demedim mi? Ne bunların hali hepsi başka bir yerde."

Marketin dışına doğru gelen sesle gülümsedim. Orhan amca yine Kadir'e kızıyordu anlaşılan. Ellerimi hırkamın cebine koyup markete girdim. Gördüğüm manzara ile kendimi gülmemek için zor tuttum. Kadir küçük bir sandalyeye çıkmış, reyonlara ürünleri dizmeye çalışırken hepsini yere doğru düşürüyordu. Orhan amca ise bıkkınlıkla onu izliyordu. Başını 'umutsuz vaka' der gibi salladı. Boğazımı temizleyip ağzımı açtım.

"Kolay gelsin."

İkisi de bana doğru döndüler. Orhan amca anında gülümsedi.

"Umut'um hoşgeldin."

"Hoşbuldum Orhan amca. Birkaç birşey alacaktım." dedim.

"Tamam geliyorum ben sen al ihtiyaçlarını." Daha sonra Kadir'e döndü. "Sende dikkat et be oğlum hep yere düşürdün şunları."

Onlara son kez gülümseyip diğer reyonlara doğru ilerledim. Alınacak olan malzemeleri aramaya başladım. Bir tane süt, kısırlık bulgur, kek içinde iki tane kabartma tozu alıp kasaya gittim. Orhan amca da kasanın oraya geçmişti. Elimdeki malzemeleri okutup poşete koyarken gözleri arkama takıldı.

"Oo Alparslan nerelerdesin sen ya?"

Yanıma gelen iri cüsseyle bir adım geriledim. Anında burnuma erkeksi kokusu dolmuştu. Ona doğru kaçamak bir bakış attım. Üstünde yine her zaman olduğu gibi deri ceket ve siyah kot pantolonu vardı. Onu sürekli siyahlar içinde görüyordum. Deri ceketi kalıplı geniş omuzlarını kaplamış, siyah kot pantolunu uzun kaslı bacaklarını sıkıca sarmıştı.

Mahallenin sert adamı, kadınların favorisiydi. Çok yakışıklı bir adamdı. Bütün kadınların isteyeceği şekilde yakışıklıydı.

"İş güç çoktu Orhan amcam. Yoğundum bu aralar."

Orhan amca ağzından anladığını belirten mırıltılar çıkardı. Hemen eve gitmek istediğim için ödenecek fiyatı sordum.

"Orhan amca ne kadar tuttu bunlar?" Orhan amca bana döndü. "25 tl yavrum."

Parayı ödeyeceğim sırada benden önce yanımdaki beden davrandı.

"Burdan al sen Orhan amcam."

Elindeki yüzlüğü uzatmış olan adama doğru baktım. Sessiz bir sesle mırıldandım.

"Gerek yoktu. Ben öderdim."

Beni dinlemeden parayı ödeyip koyu mavi gözlerini bana dikti.

"Olsun, paran cebinde dursun. Lazım olur."

"Teşekkür ederim Alparslan abi." dedim hafif gülümseyerek.

Kaşlarını çattı. Ağzının içinde birşeyler geveledi. Yanlış birşey mi söylemiştim ki? Teşekkür etmemden mi rahatsız olmuştu acaba? Altı üstü teşekkür etmiştim.

Hafif düşen suratımla poşeti elime alıp marketten dışarı çıktım. Evimin olduğu yöne doğru yürürken arkamdan Alparslan abinin sinirli bir şekilde dışarı çıktığını farkettim. Hızlı hızlı yürüyordu. Bu kadar sinirleneceğini bilseydim etmezdim teşekkür falan. Arkasından dilimi çıkarıp yoluma devam ettim. Onu anlamak gerçekten çok zordu.

ALPARSLAN [Gay] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin