Chapter Two

344 20 12
                                    

Sırtımdaki soğukluktan dolayı hızlıca ayağa kalktım. Gözlerimi birden açtığımda öylece kalakaldım. Ben bir rüyadaydım. Değil mi?

Üstümdeki gözlere tek tek göz gezdirdim. Şu an yanlışlıkla shiftlenmiş olmam ihtimali yüzde kaç idi?

"Sen de kimsin?"

Sesten tarafa döndüğüm de bana seslenenin Voldemort olduğunu anlayıp yutkundum. Bu hata bana pahalıya patlayacaktı. İçimdeki korku git gide artarken , scriptimi dair hiç bir şey hatırlamayışıma lanet ettim. En azından İreme götürmeden önce okumalıydım. Hatta ve hatta her Script de ismimi aynı yapmasam kim bilir ismimi bile hatırlamazdım.

"B-ben..."

Filmlerdeki gibi kekeleyişime içimden güldüm. Kendimi aşırı cringe hissediyordum. Yüzlerce çift gözün üstümde gezdiğini hissederken tüylerim ürperdi , ne yapacağımı , ne diyeceğimi hiç bilmiyordum. Script de bunu yazarken ne planlanmıştım ki. Süper güç falan mı? Umarım ölümsüz olduğumu yazmışımdır demeyeceğim çünkü geri dönüş kelimemi hatırlamıyorum ve geri dönebilmemin tek yolu... Ölmek.

Olması gerektiğinden daha fazla süren sessizliğin herkesi gerdiği bir hava oluşurken. Ben geri geri adımlamaya başladım ama bunun bir sonucu olmayacaktı çünkü dünyanın en yavaş koşan insanı falandım. Birden iki kolumu bir elin kapmasıyla yerimde sıçradım. Bileklerimi sıkıyordu. Ne olduğunu anlamadan Voldemort'un sinir bozucu kahkahası geldi.

"Bu neydi şimdi? Dikkat dağıtma çalışmaları? Üzgünüm millet ama bugün kazanacak ve tüm büyücü dünyasına hükmedecek bir taraf var o da benim tarafım. Şimdi soruyorum. Fikrini değiştirip bize gelmek için size bir şans sunuyorum. Ne kadar kişi kurtulursa o kadar iyi değil mi?"

Sarı dişleri ile bize gülerken içimden şuan tutuluyor olmama acınıyordum çünkü bileklerimin şuan morarma aşamasını bitirip 3. Katına çıktığına emin falandım. Ben kollarımı çekiştirmeye çalışırken arkamdaki kişi kollarımı sert bir şekilde büyük ihtimalle 'rahat dur' demek için çekti. Um bu da oldukça fazla acıttı. Bir daha çekiştirmeyeceğime eminim.

"İyi seçim Draco! Hadi geç bakalım."

Duyduğum sesle birden kafamı kaldırdım. Hayır! Yapmam gereken şeyi yeni yeni hatırlıyordum ama şimdi çok geçti. Başaramamıştım. Yapmam gereken şey yakalanmadan Draco'nun yanına yaklaşıp onu ikna etmekti. En azından bunu planlıyordum o zamanlar.

"Sanırım başka seçim yapan yok. Peki."

Tam o sırada bir atlama sesi geldi. Hagrid'in kucağındaki Harry ortaya atlamış koşacakken Draco birden Hogwarts tarafına doğru koştu ve asasını Harry'e fırlattı. Harry asayı tuttuğu gibi Voldemort'a yönlendirdi.

"İyi plan.. ama mürver asa bendeyken ne planlamayı düşünüyordun Potter?"

"Tam olarak bunu. Çocuklar!"

Bunu demeleri ile Ron ve Hermione o iğrenç büyük yılana doğru bir kaç büyü savurdular. Bunlardan etkilenmeyen yılan onlara doğru gitmeye başladı. Onlar burdan yavaş yavaş uzaklaşırken birden arkamdaki eller bileğimden çekilmişti. Bileklerimin rahata kavuşmasıyla ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi verip derin bir nefes daha aldım. Bu sefer kolumdan tutulup çekildiğimde hemen arkamı döndüm.

Beni kurtaran Draco'ydu. Yüzündeki endişelenmiş ifadeyle bana döndü. Duraklayınca olduğum yere taş kesildiğimi fark ettim. Ona mahcupça gülümseyip bir adım attım. Nereye götürdüğünü bilmiyordum ama galiba ona güvenebilirdim. Hızla bir yıkıntının arkasına beni çekiştirirken tam tersi tarafımızda Harry Potter ve Voldemort savaşıyordu.

"Sen.."

Draco'nun bana seslendiğini anladım ve ona döndüm. Bana anlamamış gözlerle bakıyordu.

"Sen bir şaka değildin..."

Ne dediğini anlamaya çalışırken geldiğimizde bıraktığı kolumu tekrar tuttu ama bu sefer sertti.

"Söylesene! Nerden biliyorsun beni! Neden saçma sapan sevgilimli mektuplar yazdın! Ben seni tanımıyorum bile!"

Bu sefer anlamayan gözlerle bakan bendim.

"Sen neyden bahsediyorsun ben kimseye mektup falan-"

O sırada başıma çakan şimşek ile gözlerimi pörtlettim. Dr'mda yazdığım mektuplar ona gerçekten ulaşmış olabilir miydi?
530 kelime
13/12/2021

Do You Know?|Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin