Chapter Seven

42 3 4
                                    

"Madem roldü niye muggle kitabını ifşa ettin ki?"

"O kısım gerçekti."

   Şimdik şöyle ki; meğersem Harry seherbazların güvenini kazanmak için beni sorguya çekmiş gibi yapmış sonra dikkatlerini başka bir yere çekmiş ve Draco da bu sayede beni kurtarmış. Nasıl çıktınız derseniz , Harry'nin görünmezlik pelerinini unutmayın!

"İyi ama şimdi kaçak oldum?"

"Merak etme o iş bende, 1 hafta içinde peşini bırakmalarını sağlarım."

   Hiç güven vermeyen Harry'nin sözlerine bu sefer güvenmek zorundaydım.

"Peki."

   Uzunca bir patika yürüdükten sonra bir yol ayrımı ile karşılaştık. Ve Draco konuştu.

"Harry , burada yollarımız ayrılıyor."

"Nerede kalacaksınız ki?"

"1 hafta malikanede kalamayız , Ekim çıkmadan önce bir yer buldum. Ne olur ne olmaz söylemesem daha iyi bence."

   Kafası karışmış Harry isteksizce kafasını onaylarca salladı. Draco risk bahanesi vermişti ama Harry'e güvenmediğini anlamıştım. Ve bilmiyorum , ben olsam bende güvenmezdim sanırım.

   Harry ile yollarımızı ayırıp uzun bir süre yürüdük ama yol bitmek bilmiyordu. Susamış ve acıkmıştım.

"Ne zaman bitecek bu yol , çok yoruldum."

   Benim burda olduğumu unutmuş olmalı ki irkilip bana dönen Draco anlık durdu.

"Acıktın mı?"

"Acıkmak ne kelime bayılıcam şimdi."

"Deseydin keşke."

   Konuşmayı kesip kolunun altındaki küçük keseyi açtı. Ve... Ve küçücük kesenin içinden koca bir dilim sandviç çıkardı.

"Oha!"

   Tepkime sırıtıp kendine de bir dilim çıkardı ve yandaki bir kayaya oturup yemeye başladık.

   Sandviçi pek beğenmemiştim ama açtım. Tadını pek umursamamak için bir elimle yerken bir elimle yerden bulduğum çubuğu bir o yana bir bu yana oynatıyordum. Belki benimde bir asa almam gerekirdi. Şu an bir kaçaktım sonuçta değil mi?

   Draco ile bu konu hakkında konuşmak için kafamı kaldırdığımda etrafı izleyen gözleri ile bundan vazgeçtim. Gözlerini takip edip nereye baktığını buldum. Yeşilin koyu tonlarında ki ağaç yapraklarını izliyordu. Ağaçların hepsi farklı yeşil tonlarında ve çizilmiş gibiydi aralarındaki uzaklık o kadar düzenliydi ki bu , ağaçları oraya birinin yerleştirdiğini düşünmeme sebep oluyordu.

   Etrafı gözlemlemeye devam ederken üstü çarpı çizili bir gövde dikkatimi çekti. Sandviçimin son lokmasını da ağzıma atıp gövdeye doğru yürümeye başladım. Draco'nun haraketimle gözlerini üzerime diktiğini hissedebiliyordum. Gövdenin yanına vardığımda elimdeki çubukla çarpı işaretine dokundum. Oldukça yeni duruyordu.

   Birden arkamda hissettiğim bedenle irkildim. Sonra Draco aklıma gelince rahatladım. İkimiz de olaylara çok odaklanıyor etrafımızda olan biteni tamamen unutuyorduk. Gülümseyerek arkamı döndüğümde gördüğüm şey Draco değildi.

   Büyüleyici doğanın sihri bir anda kaybolmuş gibiydi. Ağaçlar yerli yerinde ama kurumuş hâldelerdi. Daha incelememi bitiremeden beni tutukladıkları yerdeki büyüyü tekrardan duydum. Ve işte. Yeniden bağlanmıştım.

"Sakin olman ve kaçmaman için önlem aldım."

---

"Transa girmiş gibi kaldın öylece. Gözlerini pörtlettin. Nöbet geçirdiğini düşündüm ama dimdik duruyordun da. Ne oldu?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Do You Know?|Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin