"Lânet olsun! Dikkat etsene kızım!" dedi Alex karşıdaki ölüm yiyene bir lanet atarken, sonra Lunaire'i elinden tutup hızla kaldırıp arkasına aldı. Bunu öyle bir hızla yapmıştı ki kız eğer onun omzuna tutunmasaydı sırtına çarptığında dolayı yeniden düşecekti.
Aradan 2 yıl geçmişti, James'in babasının ölümünden ise bir kaç ay ama gene de bu James'i savaşmaktan vazgeçmesini sağlamamıştı, aksine daha fazla savaştırıyordu. Lunaire onu anlayabiliyordu ama bunu ona söylememişti çünkü eğer ona öyle bir şey söylense yumruk atardı ama gene de çocuğa destek oluyordu, üzüntüsünü sinire çevirerek belli etmemeye çalışıyordu çocuk. Gene Dumbledore'un emri sayesinde birlik olmuş savaşıyorlardı, çok iyi tanıdığı bir kaç insan ve bir kaç tanıdık ile beraber savaşıyorlardı. Hepsinin tek bir amacı vardı Voldemort'u yenmek.
"Bir daha sakın benim önümde böyle bir şey yapma!" dedi Alex ölüm yiyeni etkisiz vaziyete getirdikten sonra Lunaire alayla güldü, arada sırada ihtiyacı oluyordu gülmeye herkesin. "Tamamdır, savaştığım herkese 'Alex'in önünde bana lanet atmayın öldürür sizi bak' diyeceğim." dedi kız alayla, espri yeteneği şu son yıllarda artmıştı.
O sırada biri tam önlerine düştü, bu Sirius'tan başkası değildi. Sirius hızla oturur pozisyona gelip bir lanet attı, Lunaire ve Alex'te Sirius'a yardım etmek amacıyla aynı kişiye lanetler yağdırdı. "Ben olmasam ölüyordunuz!" diye dalga geçti Sirius, tam çamura düştüğü için yanağında çamur lekesi vardı. Lunaire cebinden mendil çıkarıp ona uzattı, Sirius kıza şaşkınca baktı. "Ne? Birinin bir yeri kanarsa diye yanımda bir kaç tane taşıyorum, siz taşımıyor musunuz?"
"Yılın en iyi doktor adayı Lunaire." dedi Sirius mendili alırken sonra hızla lekeyi sildi. Bundan sonra üçü ayrıldı ve savaşmaya devam etti. Yeniden bir köy yağmalandığı haberini almışlardı Sirius'un evindeyken sonra hızla buraya bedenlenmişlerdi, onlardan önce ve sonrada bir kaç kişi geldiği için güçlülerdi. Bir kaç dakika içinde ölüm yiyenler ayrılmaya başladıkça Lunaire etrafına bakındı yaralı olup olmadığını görmek için etrafına bakındı, yaralarıların etrafında bir kaç kişinin olduğun görünce rahatladı gözleri bu sefer James'i aramaya başladı.
"Siktir!" diye bağırdı Lunaire sonra James'e doğru koştu, James yerde yatarak acı çeken Ace'in yanına oturmuş tişörtünden kopardığı bir parçayla çocuğun yarasına bastırıyordu. Hızla koşarken kendini yere attı Lunaire bu dizlerinin çamurda sürtünüp bir kaç taşa çarpmasına neden oldu çocuğun tam önüne iniş yapmıştı neyse ki.
Hızla cebinden bir kaç mendil çıkarıp James'i kanlı tişörtünü ittirip onları koydu ve James'e baktı, James kızı anlayıp bu sefer mendilleri bastırmaya başladı. Lunaire sihir uygulayarak içini büyüttüğü çantasını açıp içinde ki iksirlere baktı sırayla ağrısını hafiflettirecek iksiri bulunca bir çığlık duydu Lizzie'nin çığlığı. "Tuttum! Tamam Liz, sakin Luna bakıyor o iyi olacak."
"Sirius bırak beni!" diye tısladı adeta Lizzie. "Ay kolum! Kolumu ısırdı!" diye bir çığlık gelince Lunaire Lizzie'nin kurtulduğunu anladı. Kız hızla yanlarına gelmiş diz çökmüş sevgilisinin elini tutmuştu, kızın yanaklarından yaşlar akıyordu. Lunaire şişeyi tam yanında oturan Alex'in eline verdi, ilk ne olur ne olmaz olası mikropları temizlemeliydi.
Çıkardığı yeni mendile muggle dünyasından aldığı tentürdiyot denen maddeden damlattı sonra Ace'e baktı acıdan kıvranıyordu, Lizzie'ye döndü. "Sakinleştir onu, çok hareket ederse düzgün bir tedavi uygulayamam!" dedi Lunaire, Lizzie kafasını salladı ve kocasına eğilip bir şey söylemeye başladı. Ace çok hareket etmeyince Lunaire James'e elini çekmesi için talimat verdi ve mendille orayı temizledi, Ace hareket etmemeye çalışsada çığlık atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selenophile |AU|
FanfictionYa her şey farklı olsaydı? James ruh eşine aşık olup onunla mutlu bir hayat sürseydi?