(Yazıma başlama tarihi: Aralık 2021)
***
Sokaklarda ilerlerden adım seslerimi duyuyordum.
Annem ve babam bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş, ben 3 yaşındayken. O günden bu yana yetiştirme yurdunda kalıyordum. Ta ki, 7 yaşında, ufacık bir kız olarak daha fazla dayanamayıp herkesi geriye bırakıp o yurtdan kaçana kadar. Çok aradılar, ama ben her zaman beni asla bulamayacakları sokak diplerine sığındım, kaçtım. Hiç bilmediğim o sokak ışıklarının altında bekledim. Gözlerim artık seçemediğim, karanlığın ele geçirdiği ara sokakların köşesinde bir yerlerde kapanmaya başlıyordu.
Uykumun geldiğini hissediyordum.
𝑈̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑢̈𝑚 𝐴𝑙𝑦𝑒𝑠𝑘𝑎. 𝑆𝑒𝑛𝑖𝑛, 𝑠𝑒𝑛𝑖 𝑘𝑢𝑟𝑡𝑎𝑟𝑎𝑏𝑖𝑙𝑒𝑐𝑒𝑘 𝑡𝑒𝑘 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑘𝑟𝑎𝑏𝑎𝑛 𝑏𝑖𝑙𝑒 𝑦𝑜𝑘. 𝐵𝑢 𝑠𝑜𝑘𝑎𝑘𝑙𝑎𝑟𝑎 𝑚𝑎ℎ𝑘𝑢𝑚 𝑜𝑙𝑎𝑟𝑎𝑘 𝑘𝑎𝑙𝑎𝑐𝑎𝑘𝑠𝚤𝑛..𝐴𝑚𝑎 𝑒𝑔̆𝑒𝑟, 𝑏𝑖𝑟𝑔𝑢̈𝑛 𝑣𝑎𝑧𝑔𝑒𝑐̧𝑒𝑟𝑠𝑒𝑛 𝑢𝑓𝑢𝑘 𝑐̧𝑖𝑧𝑔𝑖𝑠𝑖 𝑣𝑒 𝑏𝑢𝑙𝑢𝑡𝑙𝑎𝑟𝚤𝑛 𝑎𝑟𝑎𝑠𝚤𝑛𝑑𝑎 𝑏𝑖𝑟 𝑦𝑒𝑟𝑑𝑒 𝑜𝑙𝑑𝑢𝑔̆𝑢𝑛𝑎 𝑖𝑛𝑎𝑛𝑑𝚤𝑟𝚤𝑙𝑎𝑛 𝑎𝑛𝑛𝑒𝑛 𝑣𝑒 𝑏𝑎𝑏𝑎𝑛𝑎 𝑘𝑎𝑣𝑢𝑠̧𝑎𝑏𝑖𝑙𝑖𝑟𝑠𝑖𝑛.
𝑂𝑟𝑎𝑑𝑎𝑙𝑎𝑟, 𝑒𝑙 𝑠𝑎𝑙𝑙𝑎.
Sayıkladığımı hissediyordum. Ne zaman gözlerim kapanmıştı ve ben kabuslara kapımı aralamıştım?
Bir ses işittim, kadın sesi.
"Dilenci herhalde. Uyuyakalmış burada, para mı bıraksak?" dedi tatlı bir ses tonuyla. Yanında olduğunu hafif aralık gözlerimle sezdiğim bir diğer kadın ise, "Boşver, böylelerine yardım edilmez." dedi.
Gözlerimi açmak istemiyordum, günde defalarca böyle muamele görürken bana demiyolarmış gibi düşünmeye çalıştım. Yanımda olduğunu hissettiğim adım sesleri uzaklaştı, kayboldu ıssız sokaklarda.
Gözlerimi araladım.
Böyle olmak benim tercihim olan birşey değildi ki!
Ayağa kalktım.
Montuma daha sıkı sarıldım, sahile doğru ilerlemeyi hedef koydum ve yaklaşık 1 saat sonra istediğim yere vardım.
Ve işte. Denize gelmiştim.
Denizin dibine bir şezlong çekiştirdim. Sonra çektiğim yere geri ittim ve kumların üzerine oturdum. Denizin tam karşısına.
Belki alyeska, Alyeska'ya çarpardı.
Etrafa bakındım, sadece dalgalar ve ben vardık. Artık rahatca konuşabilirdim.
"Merhaba sevgili sırdaşım. Beni özledin mi?" dedim kısık bir sesle. Dalgaların çarpıp ıslattığı kumları avuçladım ve elime dolduğunda incelemeye başladım.
Denize doğru döndüm ve konuşmaya başladım.
"Neden asla hayal ettiğim yerde değilim söylesene? Annem ve babamın ölümü neden benim hayatımı değiştiriyor anlamıyorum. Ben bana mahkumum, ve ruhum kaçak. Bir tarafımda polis gibi. Olayın ciddiliğini anlayabiliyor musun deniz? Kendi içimde kaçıyorum, kendime mahkum kalıyorum, kaçan ruhumu yakalayıp bana hapsediyorum. Asla mutlu olmayacağıma inandırıyorum o çocuk ruhumu. Minik ruhum, 16 yaşındaki Alyeska'yı asla kabullenemiyor, ve biz durmaksızın poliscilik oynuyoruz." dedim. Elimdeki kumları yere bıraktım.
Gökyüzüne baktım, çok güzeldi.
"Aldınmı tebessümü mü gökyüzü, geldi mi sana o gülümseme?" diye sordum.
Birşey uçtuğunu hissettim, arkama baktım. Bir uçak atılmıştı bana doğru. Ama sadece ben vardım burada...'Basit bir uçak Alyeska, o kadar şeyden sonra kağıt parçasından mı korkacaksın?' dedim kendi kendime.
Uçağı elime aldım. Katlanmış tarafında bir yazı gördüm.
Katlandığı yerlerden açtım.
Bir nottu bu.
𝐷𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑖𝑛𝑘𝑎𝑟 𝑒𝑑𝑖𝑦𝑜𝑟 𝐴𝑙𝑦𝑒𝑠𝑘𝑎. 𝐺𝑢̈𝑣𝑒𝑛𝑚𝑒 𝑜𝑛𝑎,𝑏𝑜𝑔̆𝑢𝑙𝑎𝑐𝑎𝑘𝑠𝚤𝑛 𝑏𝑖𝑙𝑖𝑛𝑚𝑒𝑧𝑙𝑖𝑔̆𝑖𝑛𝑑𝑒. 𝑆𝑒𝑛 𝑏𝑖𝑙𝑖𝑛𝑚𝑒𝑧l𝑖𝑔̆𝑖𝑛 𝑖𝑐̧𝑒𝑟𝑖𝑠𝑖𝑛𝑑𝑒 𝑡𝑒𝑘 𝑏𝑖𝑙𝑖𝑛𝑒𝑛𝑠𝑖𝑛. 𝑉𝑒 𝑏𝑒𝑛 𝑡𝑒𝑘 𝑏𝑖𝑙𝑒𝑛𝑖𝑛𝑖𝑚. 𝑆𝑒𝑛 𝑣𝑒 𝑏𝑒𝑛, 𝑏𝑎𝑠̧𝑘𝑎 𝑘𝑖𝑚𝑠𝑒𝑦𝑒 𝑖ℎ𝑡𝑖𝑦𝑎𝑐̧ 𝑦𝑜𝑘. 𝐴𝑧 𝑜̈𝑛𝑐𝑒 𝑔𝑜̈𝑘𝑦𝑢̈𝑧𝑢̈ 𝑖𝑙𝑒 𝑠𝑒𝑛𝑖𝑛 𝑖𝑐̧𝑖𝑛 𝑘𝑎𝑣𝑔𝑎 𝑒𝑡𝑡𝑖𝑚, 𝑔𝑢̈𝑙𝑢̈𝑠̧𝑢̈𝑛𝑢̈ 𝑐̧𝑎𝑙𝑚𝚤𝑠̧. 𝐵𝑎𝑛𝑎 𝑔𝑒𝑟𝑖 𝑣𝑒𝑟𝑚𝑖𝑦𝑜𝑟𝑑𝑢 𝑏𝑖𝑙𝑖𝑦𝑜𝑟 𝑚𝑢𝑠𝑢𝑛? 𝐻𝑎𝑙𝑏𝑢𝑘𝑖 𝑔𝑢̈𝑙𝑚𝑒𝑦𝑖 𝑏𝑖𝑟𝑙𝑖𝑘𝑡𝑒 𝑜̈𝑔̆𝑟𝑒𝑛𝑚𝑖𝑠̧𝑡𝑖𝑘...𝐴𝑚𝑎 𝑜𝑛𝑑𝑎𝑛 𝑐̧𝑎𝑙𝑑𝚤𝑚 𝑔𝑢̈𝑙𝑢̈𝑠̧𝑢̈𝑛𝑢̈, 𝑏𝑒𝑛𝑑𝑒...
-BÖLÜM SONU-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALYESKASIZ DENİZ
Teen Fiction"Sanki içimdeki o küçük çocuk, kalbinin tüm kırık parçalarını senin ruhuna saplamak istiyormuş gibi hissediyorum."