JK

34 9 7
                                    

Şimdiden üzgünüm...

][][][][][][][][][

"i-izin verirsen gitmeli-im" kız çekingence karşısındaki, kendi yaşlarında ki gence karşı konuşmuştu.

"bilmem izin verir miyim?" gencin yüzündeki sırıtış büyümüştü. Bu durumdan eğlence duyduğu aşikardı.

"güzel yüzünü benden saklama. Kaldır yüzünü" kız yüzünü kaldırmamakta ısrarcıydı.

"hadi ama..." eli kızın çenesini kavramış ve yüzünü kaldırmasını sağlamıştı. Diğer eliyle kızın yüzüne gelen saçları geri attı.

"çok da güzelsin. Hiç karşılaşma-" gencin sözünü kesen şey omzunda hissettiği el olmuştu.

"Kook, kızı rahat bırak." kız titreyişlerini kesmeden karşısındaki diğer kişiye teşekkür manasında başını sallamış ve oracıktan hızla uzaklaşmıştı.

Kook hızla arkasını dönüp dudak büzdü.

"Hoseok hyunggg. Neden durdurdun kiii"

"başına bela açmaktan başka bir şey yaptığın yok çünkü. Hem burdaki insanlar oyuncağın filan değil. Yerinde dur."

Kook dudaklarını daha çok sarkıtıp küçük bir çocuk edasıyla ayağını yere vurmuştu.

"Ama am-"

"İnsanlara sataşıp duracağına bir ilişkiye sahip ol"

Hoseok 'ilişki' kelimesini bastıra bastıra söylemişti. Bunun üzerine Jungkook çocuk gibi olan halinden sıyrılıp, hyungunun omzuna atmıştı kolunu.

"o işte olmaz Hyung. Benlik değil yani..." düşünür gibi yaptı ve devam etti. "Hep aynı kişi? Garip. Hoşuma kaçmıyor."

"hoşuma gitmiyor mu demek istedin?"

"ha gitmiyor, ha kaçmıyor. Aynı şey. Oraya takılma hyung. Hem bak ben ne diyeceğin sana..."

İkili yürüyerek, kampüsün bahçesine ilerlemişti.

_______________

"Kookiee nereye?"  arkasına dönüp çardaktaki hyunglarına baktı Kook.

"tuvalete gidip geleceğim hyung. İstersen sende ge-" hyungunun çatılı kaşları yüzünden sözünü kesmiş ve gülümsemişti yalnızca.

"şaka yapıyorum. Sende ne ciddi biri oldun Seokjin hyung. Biz seni böle m-"

"İşiyor musun sıçıyor musun bilemem ama artık git Kook." Namjoon bıkkınca konuşurken herkes kahkayı basmıştı.

Kook da onlara katıldıktan sonra kampüse ilerledi. Bir yandanda ıslık çalıyordu kendince.

Tuvalete girdiği gibi pisuvara ilerleyip kemerini çözdü. Ve gözü ister istemez yanındaki gence takılmıştı.

"ne bakıyorsun? İşesene" gencin, Kook'un kendisine olan bakıştan rahatsız olduğu aşikardı.

"ibnelerden biri misin sende? Eğer öyley-" Kook gencin kendisiyle olan konuşma şekline sinirlenmiş, ve atılmıştı.

"diyelim ki ibneyim. Sence bu sikim, senin gibi birine kalkar mı orospu çocu?" bir eliyle sikinide göstermekten geri kalmıyordu.

Genç iğrentiyle kemerini bağlayıp hızla oradan uzaklaştı.

"Anlamıyorum ben. Bu okul ne zamandan beri bu kadar homofobik oldu... Hayır bide götü kalktı bu pezevengin." Kook işini bitirmiş, elini yıkamak için muslukların olduğu yere ilerlemişti.

Aklına gelen şeyle duraksadı. Yüzünde bir sırıtış belirmişti. Hızla oradan çıkıp, etrafına bakınmaya başlamıştı. Taki bildirim sesine kadar...


Bilinmeyen numara

-Jungkook
-insanları rahat mı bıraksan ne?

-sende kimsin? Ve sanane?

-her neyse, asıl konuya gireyim
-benimle bir oyun oynamaya var mısın?

-ha?

-sen benim isteklerimi yerine getir, bende senin sırlarının gizliliği için güvence vereyim

Kook hızla başını kaldırdı. Biri mi görmüştü? Sesli mi düşünmüştü yoksa bazı şeyleri?

-sana nasıl güvenebilirim?

-bilmem. Bu sana kalmış bir şey

-bana zaman ver

-tamam öyleyse. 1 hafta süren var. Haber verdin, verdin. Bir dakka bile gecikirsen olacaklardan sorumlu değilim

Kook telefonu cebine tıkıştırıp, ellerini birbirine sürtmüştü, aniden gelen ürpertiyle...

][][][][][][][][][

Çok üzgünüm çok, ama kimse müq değil... Biliyom yapmamalıydım. Ama yaptım. Dövmeyin

 Dövmeyin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Diğer bölüm görüşmek üzere :"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Diğer bölüm görüşmek üzere :"

Secrets GameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin