O öpücük...O öpücükten sonra neredeyse ona hiç görünmemiştim. Mesajlarına, aramalarına, kapıma gelmelerine hiçbir şekilde yanıt veya karşılık vermedim. Kendimi ondan olabildiğince uzak tutuyordum çünkü hazır hissedemiyorum kendimi.
Yavaşça dairenin anahtarını çevirip içeri girdim. Ev her zamanki gibi sessizdi, Jungkook hala dersteydi ve yemek yiyebilmem için bu bir fırsattı. Çoğu zaman banada yemek hazırlamış olsada gitmemiş ve bu 1 hafta boyunca o evdeyken insani ihtiyaçlarım harici çıkmamıştım odadan. Evde buzul sürüyor gibiydi. O da benim yüzümdendi...
Onu üzmekten korkuyordum.. hayır neden beni sevdiki onca insan varken hayatında onca yeni güzel kız varken.. Onu şu anda bile üzdüğümün farkındaydım.. onca zaman uğraşlarını hep tam tersi çıkarmıştım ve benden soğumasını beklerken o daha çok uğraşıyordu.
Tezgahta en sevdiğim yemek hazır duruyordu. Bunu benim için yapmıştı hemde baharatına dikkat ettiğine yemin edebilirdim. Dudaklarımı ıslatıp yemeğe uzun süre baktıktan sonra eğer yersem ona bir adım atmış olabileceğimi düşündüm. Yemeği tabağıma aldıktan sonra dolaptan içeceğimi alıp sandalyeye oturdum. İçeceği açtıktan sonra kapağını iki kere sağa sola çevirdim bunu yapmazsam olmuyordu.. tıpkı durdurulan şeyleri bir daha izleyememem gibi.
Yemeği tattığımda dudaklarım kıvrıldı istemsizce.. benim için lezzetli ve baharatına dikkat ederek yapmıştı.
Yemeği yerken telefona gelen bildirimlere bakarken kapı çaldı. Bir çağırdığım veya beklediğim biri yoktu. Belkide Jungkook anahtarını unutmuş olabilirdi ama saate baktığımda daha dersinin bitip gelmesine vardı. Ayaklanıp kapıya gittiğimde karşımda babamın olacağını hiç tahmin etmemiştim. Jungkook kargo bekliyor diye düşünmüştüm.
"Selam Taehyung." Ona fazlasıyla sinirliydim çatık ve ateş saçan gözlerle baktığıma emindim ama babam olduğu için bir kez daha alttan alıp onu içeri davet ettim. Koltuğa oturduktan sonra ona ayakta dikilmiş bakıyordum.
"Gerçekten emin misin?"
"Ne?" Dedim içimden. Ne sikim saçmalıyordu, hala inanmıyordu bana.
"Erkeklerden etkilendiğine emin misin? Ailemizde hiç böyle bir olay yaşanmadı geçmişte."
Derin bir nefes aldım. "Belki de gizli tuttular kendilerini? Bunu hiç düşündün mü?"
Kaşlarını çattı. "Aptal saptal konuşmayı bırak(!), kimse senin gibi olmadı bu ailede."
Histerik güldüm. Bir insan evladını nasıl bu kadar dünya dışı görebilirdi ki?.. "Yüz karası bir evladın olduğu için ne yapmamı bekliyorsun.. benden bu kadar sana daha fazlası gelmez benden. Ne yapsam gözüne giremedim hiçbir zaman. Gelip şimdi çok değer veriyormuşsun gibi yapmana gerek yok hm?" Bu sefer gözlerim dolmamıştı. Bana dediklerini asla sindiremesem de üzerimde bir güç hissederek hiç acımadan patır patır acımasızca konuştum. Daha yeni Jungkook'u öpmüşken, hayatımda güzellik -inkar ettiğim güzellik- yaşamışken bunları kaldırmak istemiyordum.
Güldü.. soğuk bir şekilde güldü. "Taehyung.. her zaman farklı olduğunu biliyorduk ama sadece annen hatırına bunu görmezden gelip oğlum diye sevdim seni.. ama anlaşılan bazı görmezden gelinen şeyler her zaman gözden görülmeyecek halde kalmıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love In The House // taekook
FanfictionGarip ev arkadaşına sahip olan Jeon Jungkook.