27

306 29 80
                                    

Merhaba ben geldim. Bugün bir farkındalık ile geldim. Ta ikinci bölümü yayınlandığım zaman açıklama kısmına 'bölüm yayınlamak için kriter koyacağım' deyip asla kriter koymadan haftalık olarak bölüm yayınlamaya çalışmışım. Ne yapsam finale kadar kriter koyup çıldırtsam mı sizi? Haha tabi ki bu saatten sonra kriter falan olmaz.. yine de bazen ufak şakalar hoşuma gidiyor.

Kararlılıkta benim gibi olmayın arkadaşlar ckskskskd. Tuttuğunuzuu koparın!!

İyi okumalarr 💜

Taehyung:

Alnımı alnına yaslandığım zaman aldığı derin nefesler aramızda sıcak bir hava oluşturuyordu. Aklımdaki şeyleri kontrol edemiyordum artık. Az evvel Seul senin bir suçun yok her şeyi saklamayı ben seçtim demişti ama gerçekten öyle miydi? Her fırsatta herkese söyleyelim diyordum ama Seul'ün benim yerime bu sorumluluğu alıp beni durdurmasına da içten içe seviniyordum. Ona karşı gerçekten dürüst müydüm? İlişkimizi herkese söylemeyi çok istediğim doğruydu ama ilişki yasağı yüzünden Seul'e ve ilişkimize zarar vermekten de deli gibi korkuyordum. Sorumluluğu ona bırakmak da ona zarar veriyordu.

Ne yapacaktım? Açıklamak BTS için nelere sebep olacaktı? Tek başıma verebileceğim bir karar değildi bu.

Peki bugün yaşananlardan sonra aynı görüntüye tekrar katlanmaya gücüm var mıydı? Kesinlikle yoktu. Resmen öfkeden deliye dönmüştüm. Kafam çok karışıktı.

Dudaklarımda hissettiğim sıcaklık ile gözlerimi kaldırdığım zaman Seul'un kapalı gözlerini görerek yutkundum. Bu bir ilkti. Durduk yere mi?

Düşüncelerim toz zerrelerine dönüşüp uçuştuğunda, tek istediğim dudaklarıydı. Bir anda geriye çekildiği zaman gözlerimi araladım. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Gerçekten bu kadar mıydı? Resmen oyuna gelmiştim.

Gülmeye başladığı zaman neye güldüğünü anlamam mümkün değildi ama öyle güzel bakıyordu ki.. Gözlerim dudaklarına kaydığı zaman yutkundum. Dahası için bir adım atsam ne yapabilirdi ki?

İkinci kez şok geçirmemi sağlayarak beni tekrar öptüğünde bu kez sadece dudaklarını dokundurmuyordu. Beni bu şekilde kışkırtması hiç iyi değildi. Çenesinde dolaşan parmaklarımı saçlarına uzatarak tekrar geri kaçmasına karşı önlem aldığım zaman tuhaf bir ses çıkarmıştı. Bilerek mi yapıyordu? Çıldırmak üzereydim. Aramızda geçen şeyler basit bir öpücük olamayacak kadar derindi ve daha farklı şeylere evrilmemesi için kendimle savaş veriyordum. Seul ise bana hiç yardımcı olmuyordu.

Kolunu boynuma doladığı zaman içgüdüsel olarak ellerimi incecik beline sarmıştım. Aklım bana oyunlar oynuyordu. Dudaklarımı dudaklarından çeksem rotam boynu olacağı için düşüncelerimi temizlemeye çalışıyordum. Ne yazık ki Seul kadar masum değildim. Onun hakkında pek bir şey bilmediği şeyler hakkında sayısız şey izlemiştim.

Nefes nefese kaldığım sırada belindeki ellerim sırtına dolanmıştı. Seul bir anda griye çekilip öksürmeye başladığı zaman yutkundum. Korkmuş muydu?

Kafamın içinden keyfime patentini aldığım küfürleri ederken ellerimi tekrar beline yerleştirmiştim. Ne olduğunu anlamak için kafamın yerine gelmesi gerekiyordu ama içinde olduğum halde çok da kolay olmayacak gibiydi. Kendime gelmek için muhtemelen dağılmış olan saçlarımı arkaya ittiğimde Seul hala öksürüyordu. Kıpkırmızı olmuş yüzüne bakarken Seul'un nefes almayı unuttuğunu fark ederek gülmeye başladım. Yaptığım şeyden dolayı olmaması içimi rahatlatırken durumun komikliği bütün ciddiyetimi kaçırmıştı.

Redamancy ❦ KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin