1.BÖLÜM

209 17 8
                                    

Kapının önünde beklemekten çok yorulmuştum.Hava soğuk ve yağmurluydu.Zaten altımdaki etekte beni baya üşütmüştü.Sürekli kayıp duran şapkamı düzeltmekten sıkılmıştım.Ne zaman gelecek şu asker diye düşünürken sonunda geldi.Kötü kötü bakmaya başladım bu sefer.Az önceki sevimli hallerime aldanmış olan asker bana garip bir baş selamı vererek sanki bilmediğim yolu eliyle gösterdi.Bu yollardan en son geçtiğimde annemin ölüm haberini aldığım geldi aklıma.Ah annem öyle çok özledim ki onu.Aklıma gelmesiyle gözlerimin dolması bir oldu yine.Ama ağlamamalı ve her zaman ki gibi güçlü olmalıyım.Ben Defne Kaya'nın kızı Elis Kaya'yım.Güçlü olmalı ve onun kızı olduğumu göstermeliyim.Güçlü olmalı ve Ali Amcama ne kadar değiştiğimi göstermeliyim.Güçlü olmalı ve o ağacı gördüğümde ağlamamalıyım.

Vee ohh ağacı görmeden Ali Amcamı gördüm.Allah'ımm bu adamı ne kadar da çok özlemişim.Koşarak ona sarıldım.Sanki babama sarılmış onu görmüş gibi hissediyordum.O da beni özlemiş galiba,kızı gibi sarılıyordu.Sonunda ayrıldığımızda gözlerinin dolduğunu gördüm. Ahh duygusal amcam benim.Hemen ona tekrar sarıldım ve

''Sakın ağlama bak beni de ağlatırsın''dedim.Ali Amca'da her zaman ki komikliğiyle

''Bunu benim demem gerekmiyor muydu ya''dedi.

Bu adam insanları ağlarken güldürebilen nadir adamlardan ve ben kendimi gülmemek için zor tuttum.Ondan bu sefer tamamen ayrıldım ve ellerini tutarak ''Nasılsın Ali Amcam''dedim.

''İyiyim kızım iyiyim.Seni böyle gördüm ya çok daha iyiyim.Asıl sen nasılsın kızım''dedi.Bu adamın konuşması bile bana babamı hatırlatıyordu.Zaten babamı hatırladığım çok fazla anım yok ama en unutamadığım şeylerden biri konuşması.

Babam'da Ali Amca gibi ''r'' harflerini yutarak konuşurdu.Bu onlara o kadar büyük bir sempatiklik katıyordu ki.Gözlerimi daha da donuklaştırdım. Bana onları hatırlamak iyi gelmiyordu.Omzumu tutup döndürdü beni ve ''4 yılın ardından baya değişmişsin sen ya.Genç kız olmuşsun.Dur bakayım bir sana''deyip tekrar durdurdu ve bana çok özlediği ve kavuşmak istediği birine bakar gibi baktı.Bana tekrar sarıldı ve yürümeye devam edip konuşmaya da devam etti.Aslında çok konuşan insanlardan genelde uzak durur ve hoşlanmam ama Ali Amca tabi ki bir istisna.Yürürken gittikçe ağaçtan uzaklaştığımızı fark etmiştim.Sanırım beni eski günlerden uzak tutmaya çalışıyordu.Ama ne olursa olsun dayanamayıp o ağacın yanına gideceğimi ikimizde çok iyi biliyorduk ve ikimizde ne kadar geç olursa o kadar iyi diyorduk galiba.Yürürken nöbetçilerin şaşkın bakışlarla bizi izlediğini fark ettim.Sanki uzaylılar dünya'ya saldırmış ta onlarda bunun şaşkınlığını yaşıyor gibi bakıyorlardı.Büyük ihtimal Ali Amcanın kolunun altında ilk defa bir kız görüyorlardı. Ee haklılar tabi.

Yavaş adımlarla arada sırada Ali Amcanın sorduklarını cevaplayarak sınıfların olduğu bölüme kadar gelmiştik.Karşımda binanın girişine uzanan merdivenler bulunuyordu.Ve sanki beyim bu merdivenlere bakarken patladı.Çünkü hiç hatırlamadığım bir hatıra bana kapılarını açmıştı.Galiba dört yaşındaydım ve annem hem ağlayıp hem de elimden tutup beni neredeyse sürükleyerek bu merdivenlerden çıkarıyordu.Annem öyle acılı bir şekilde ağlıyordu ki bende dayanamayıp ağlamaya başlamıştım.Bu anı neden bu dakikada,bu saniyede,bu merdivenlerin önünde hatırladığımı anlamam sinirlerimi bozmuştu.Ve tabi ki annemin neden ağladığını hatırlayamamak.

Kendime geldiğimde merdivenlerin önünde kalakalmış olduğumu ve Ali Amcanın bana seslendiğini anladım. ''Kızım iyi misin ?'' diye endişeli bir şekilde bana seslenip hem de omzumu dürtüyordu. Neden birden böyle olduğunu anlamamıştım ama onun elini tutup ''İyiyim,merak etme.'dedim ve merdivenlerden yavaşça çıkmaya başladım.Her basamakta sanki kalbime bir ağırlık çöküyordu.Ama dayanmak zorunda olduğumu hissediyordum.

Ali Amcayla birlikte sınıfa girmemiz sınıftaki tüm gürültüyü kesmiş ve bütün gözleri bize döndürmüştü.Hepsinin şaşkınlıktan açılmış gözlerini ve aralanmış dudaklarını içimden çığlıklarla gülerek izliyordum.Tabi ki dışarıdan duruşumu bozmadan.Ali Amca'da onların şaşkın haliyle eğlenerek ''Baylar,önce o ağızlarınızı kapatın ve yerlerinize oturun.''dedi.Yüzündeki mutlu gülümsemeye içimden mutlu oldum ve ona gözlerimle gülümseyerek baktım.O da bana gülümseyerek baktı ve sınıfa dönüp şunları söyledikten sonra sınıfın hali daha komikti ama tabi ki ben ona kızgın gözlerle baktım.Çünkü aynen şunları söyledi.

''Elis benim kızım gibidir. On bir yıl önce buradan ayrılmıştı ama şimdi benim ısrarlarımla geri döndü.Benim için ve burada ki çoğu öğretmeniniz için çok önemlidir.Neden olduğunu sormak isterseniz bana cevap veremem ama bundan sonra kendisi özel bir şey yüzünden bir süre burada okuyacak.Umarım bir sorun çıkmaz ki zaten çıkarsa ne olacağını hepiniz biliyorsunuz.'' dedi ve bana dönerek

''Elis kendini tanıt kızım sonra çıkarız yarında iyice kaynaşırsınız.''dedi.

Bende ona kaşlarımı çatıp ''Bu kadar açıklama yapmana gerek yoktu.''dedim sessizce.Sonra sınıfa dönerek ''Ben Elis.''dedim

ve Ali Amcanın kolundan tutarak sınıftan çıkarıp hızlıca yürüterek dışarı çıkardım.

''Niye o kadar çok şey anlattın ki . Gerek yoktu.Şimdi gereksiz binlerce soruyla kafamı şişirecekler.Ki ben bunlarla uğraşmak istemiyorum.''dedim.

O da galiba bu söylediklerimde haklı olduğumu düşünmüş olacak ki ''Tamam haklısın kızım.Diğerlerini de uyaracağım bu konuda merak etme.Zaten bilgilerin çok az kişi tarafından biliniyor ve gizli bir yerde saklanıyor.''dedi.

''Tamam o zaman.''dedim.Çıkışa doğru yürümeye başladık.Yürürken okulun kurallarını bilmeme rağmen tekrar etti.

Nöbetçiler şaşkın bakışlarla selam verdi Ali Amcaya Ali Amca da ''Nasılsın asker!''deyince asker ''Sağ ol komutanım'' dedi ve otoparkta ki arabaya binip okuldan çıktık.Bu okulun içi,dışı,çevresi her yeri bana annemi,babamı ve geçmişimi hatırlatıyordu.

Çocukluğum neredeyse bu okulda geçmişti ve zaten eski evimizde okula yakındı.Bu hayatta tek bir kişiye güveniyor ve bir tek onun ısrarlarına dayanamıyordum.O da Ali Amcaydı.O benim öz olmasa da amcamdı işte annem ve babamla birlikte büyümüş,her şeyini onlarla yapmıştı.Birbirlerine o kadar çok benziyorlardı ki. Belki de bu yüzden onu babam,annem kadar sevip,onlara güvendiğim kadar güveniyordum.Beni o yetiştirmiş sayılırdı. İki yıldır İstanbul'da olmama rağmen her ay ziyaretime gelmiş,dövüş dersi,askeri eğitim,pilotluk hakkında ve silahlar hakkında ders almamı sağlamış,beni kendi kızı ve babamın istediği gibi yetiştirmeye çalışmıştı. Belki beni daha önce bulsaydı şuana kadar yaşadıklarımı yaşamaz onların istediği gibi biri olurdum. Ama tabii ki onuda suçlamıyorum. Eminim beni bulmak için elinden geleni yapmıştır. Babam hep annem gibi,kendisi gibi vatanına hizmet eden bir askeri pilot olmamı istemiş çocukluğumdan beri bunun için yetiştirilmiştim.Bu konuda Ali Amca kadar hatta daha fazla bilgiye bile sahip olabilirdim.Zaten Ali Amca'nın ısrarı ve devletin davet zarfıyla bu okula olağanüstü bir şekilde geçiş yapmıştım.Zaten kesinlikle böyle bir geçişe izin yoktu.Ama benim için bir ayrıcalık yapılmıştı.Çünkü ailem devletin özel askeri pilotlarından biriydi ve benim de ne kadar eğitimli olduğumu bana oynanan bir oyun sonucunda öğrenmişler ve bana bir seçenek bırakmadan Bursa'da ki Işıklar Askeri Lisesi'ne çağrılmış ve son sınıf olarak başlamak zorunda bırakılmıştım.Bana kalsa aslında bu davete falan da icabet etmezdim ama Ali Amca'nın ısrarı ve yaptığı teklifle tamam demiş ama ortaya bazı şartlar koymuştum.Bu şartları da Ali Amca onlara kabul ettirmiş zaten lisenin bütün öğretmenleri ve komutanları gelmem için oy vermişler.Arabada ilerlerken tamamen bunları düşünmüş ve Ali Amca'nın yaptığı teklifi değerlendirip ne zaman aramaya başlayacağımızı merak etmiştim.Korupark'a geldiğimizde aceleyle arabadan indim.Hemen işlerimi halledip çıkmak istiyordum.Çünkü alışverişi pek sevmezdim.Ali Amca'da bu aceleme gülüp ''Hiç değişmedin ya.''deyip kahkaha attı.Bende ona hafif gülümseyerek alışveriş merkezine girdim.Mağazalarda işimi bitirip baya kıyafet aldım.En son bir mağazaya girdim.Elimi bir tişörte attığımda tam arkamda bir ses duydum.Bu ses kalbimi gümbür gümbür attırdı.Ama neden böyle olduğunu anlayamadım.Çocuk ise o arada ''Ben senin sevgiline hediye almak zorunda mıyım lan puşt.''diye telefonda birine kızıyordu.Telefonu kapattığında bende işimi bitirdim.Ve arkamı döndüm tam o sırada gözlerim arkamda ki çocuğun gözlerine kilitlendi ve bakakaldım.

GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin