4. BÖLÜM

151 12 8
                                    

Bir insanın en korktuğu şeyin aşkıyla dalga geçilmesi olması beni epey şaşırtmıştı. Nasıl böyle bir şey olabilir diye düşünürken Cemre sanırım yüzümün aldığı şok ifadesini görmüştü. " Neden öyle bakıyorsun?" dediği zaman bile kafamda hala onun dedikleri yankılanıyordu. "AŞK DİYE BİR ŞEY YOKTUR!" Bu yüzden Cemre' in dediğini sonradan anladım ve " Ben aşka inanmam." dememle bu sefer o bana uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Daha fazla dayanamıyacağımı anlayıp kalkacakken kolumdan tutup beni kendisine döndürdü. Neden böyle bir şey yaptığını anlamak için yüzüne anlamsızca bakmaya başladım.

" Gitmeni istemiyorum. En azından yıllar sonra kendimi açmaya karar vermişken olmaz. Yıllardır kimseyle böyle konuşmadım ben. Sadece beni dinlesen olmaz mı?" diye sorunca biraz düşündüm. Bende kimseyle konuşmuyordum ve benim de bazen böyle bir konuşmaya ihtiyacım olduğunda gidip biraz yumruk konuşturuyordum. Ama yine de onu dinleyebilirdim sanırım. Bir seferlik. Tekrardan yanına oturdum ve " Tamam" anlamında kafamı salladım. O da anlatmaya devam etti.

" Ona anlatamadım işte. Ne kadar cesaretlenip yanına gitsem hep yanında bir kız gördüm. Kendimi geri çektim. Ne ondan uzak kalabilip sevgimden vazgeçebiliyordum ne de yanına gidip aşkımı anlatabiliyordum. O kadar arafta kalmıştım ki. Melisle neden kavga ettiğimizi biliyor musun? Ah benimki de ne saçma soru bilemezsin tabii." Diyerek kıkırdadı. Aslında cidden onunla neden kavga ettiğini çok merak etmiş sayılmazdım ama yine de merak etmiştim işte. Azıcık. Birazcık.

Bu yüzden " Aslında neden kavga ettiğinizi merak ettim." Dedim. O ise ilk başta konuşmama şaşırdı ama konuşmaya devam etti.

"Melis Cem' e olan duygularımı bilen ve anlayan tek kişiydi. Beni dinler ve bilirdi. Bana akıl bile verirdi. Sonuçta o benim en yakın arkadaşımdı. Ama bu yıl okulun ilk gününde yani bugün Cem' le Eren' i konuşurken duymuş. Eren Cem' in yakın arkadaşlarından bu arada. Neyse Cem Eren' e 'Artık beni gerçekten seven benimde gerçekten sevebileceğim doğru düzgün bir kızla birlikte olmak istiyorum. Ama tabii öyle biri yok.' Demiş. Bizim Melis' de bunu duyunca kendine hâkim olamamış ve 'Gözünü birazcık açsan hem seni gerçekten sevenleri göreceksin hem de senin gerçekten sevebileceklerini.' Demiş. Biz de işte bu yüzden kavga ettik. Öyle söylememesi gerekiyordu. Cem o öyle deyince anlamıştır tabii benden bahsettiğini değil mi ama? Ben hep kendim söylemek istemiştim ona. Ama o öyle söyleyince anlamıştır deme. Bende bu yüzden Melis' e çok sinirlendim. Kavga ettik." Dedi.

Bu söylediklerinden sonra artık susmasını diliyordum ve başımı pencereye çevirdim. Dışarıyı izlemeye devam ettim. Ama tabii ki bu isteğim gerçekleşmedi ve Cemre tekrar konuşmaya başladı.

-Sana neden bunları anlattığımı anlıyorsun değil mi? Kendimi o kadar yalnız hissediyorum ki. Sen hiç hissettin mi bunu? Dediğinde içimden 8 yaşımdan beri hissetmekle kalmıyorum yaşıyorum zaten ve insan bir süre sonra alışıyor dedim.

" Neden hiç konuşmuyorsun?Gerçekten önceden konuştuğunu duymasam dilsiz olacağını düşüneceğim yani." diye tekrardan sordu. Allah'ım bu kızdan kurtulamayacak mıyım ben ya. Bu sefer tüm vücudumu ona doğru döndürdüm ve elimle yüzüme gelen saçlarımı arkaya attırıp gözlerimi onun gözlerine sabitledim. Tabii bakışlarımdan biraz irkilerek geri çekildi. Ayaklarımı yere basıp ellerimi bacaklarımın kenarına koyarak kafamı ona döndürdüm ve tekrardan gözlerimi gözlerine sabitledim.

"Konuşmuyorum çünkü konuşmayı da fazla konuşanları da sevmem. Ve arkadaşına gelince bence onu affet çünkü yarında onun sızlanmalarını dinlemek istemiyorum. Aşk hayatına gelince 'Kader cesurlara güler.' Biraz cesur ol ve bunu ona söyle. Seni aşağılasa aşağılamasa da bu senin sevgin ve bununla kimse dalga geçemez. Bunu onlara göster." Deyip yanından kalktım ve yatağıma geçtim.

Ellerimi başımın altında birleştirdim ve tavanı izlemeye başladım. Tavana en kısa zamanda bir gökyüzü resmi asmayı aklıma not ettim. En azından onu izlerdim geceleri. Tavanda ki çıkıntıları saymaya başladığımda Cemre' in de yanımda ki yatağa yattığını ve yüzünü bana çevirdiğini hissettim.

Sonra sessizce "Teşekkür ederim." Diye fısıldadığını duydum. Ona dönüp "Önemli değil." Demek isterdim, bu kızla arkadaş olmak isterdim ama bu onu da beni de üzerdi. Çünkü o bana böyle öğretmişti. "Kimseyle dost olunmaz!" bu yüzden ona bir şey demeden sırtımı ona döndüm ve gözlerimi yumdum.

Sabah Melis 'in Cemre 'ye seslenmeleriyle uyandım. Ben uyanmıştım ama Cemre uyanmamıştı. Demek ki uykusu ağırdı. Ben gerinerek yataktan kalkarken Melis' in "Günaydın."dediğini duydum ona "Sanada."diyerek banyoya doğru ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp aynada ki suratımı inceledim. Açık renk kumral saçlarım ve yeşil gözlerimin içinde ki bal rengi hâreler. Gözlerime bakınca annem geldi aklıma ama hemen kafamı sallayarak çıktım banyodan. Dolabımın oraya giderken Cemre' in uyanmış, yatağının üzerinde gözlerini ovuşturup, saçlarını topladığın gördüm.

Bana "Günaydın."diyerek yataktan kalktı ve banyoya doğru gitti. Bende Melis' in yanına dolabın başına geçtim. Melise baktığımda askeri kıyafetlerini çıkarttı. Bana daha verilmemişti. Melis ise bana dönerek "Merak etme yarın veya bugün sana askeri formaların hepsini verirler bugün serbest gidebilirsin." Bende tamam anlamında kafamı salladım ve dolabtan ilk gün için ne giyebileceğimi düşünmeye başladım. Dün herkes toplanmıştı ama bazı kişiler gelmemişti. Bugün ilk gündü o yüzden normal bir lise kafama takmazdım ama burası askeri bir liseydi. Kafamı dolaba dayamış kıyafetlerime bakarken aklıma birden görüntüler düşmeye başladı. Sanki zaman geriye aktı.

Soğuk ve çıkıntılı bir mermerin üzerinde oturan iki tane çocuk vardı. Biri kız biri erkekti. İkisi karşılıklı bir şekilde bağdaş kurarak oturmuştu ve bir şeyler konuşup gülüşüyorlardı. İkisinin de kahkaha sesleri etrafta yankılıyordu. Çocuğun arkasından onlara yaklaşmaya başladım. Artık sesleri daha iyi duyuluyordu. Ama sanki onlar beni duymuyorlardı ve farketmiyorlardı. Çocuğun arkasında ki direğe yaslanıp ne konuştuklarını dinlemeye başladım.

Siyah saçlı çocuk konuşuyor yanında ki küçük kız da ona hayran hayran bakarak dinliyordu.
"O okula beyabey giyicez ve böylee heykes bije bakajak. Çünkü bij gökyüjü olucaj o gün. İkimij de gökyüjü gibi giyinjez. Mavi ve beyaj. O jaman da el ele olucaj dime Elis" diyince şok oldum. Bu çocuk benimle konuşuyordu ya. Bu küçük kız bendim. Daha dikkatli bakınca ben olduğumu anladım.

Ama yanında ki çocuğun yüzünü göremiyordum ve kim olduğunu merak etmeye başlamıştım. Ben kimle konuşuyordum böyle? Çocuğu görmeye çalışırken kız yani ben konuşmaya başladım.

"Evet evet. Öyle yapalım gökyüjüü gibi olalım."dedi gülerken. Küçüklüğüme bakarken gözlerimin içinin güldüğünü gördüm. Sahi böyle gülmeyeli kaç yıl olmuştu. Şimdi gülmeyi bile unutmuştum.

Kız heyecanla kollarını havaya kaldırıp iki yana doğru açarken "Okulun kapışından giyicez beraber. Gökyüjü gibi. Sonra da uçucaj gökyüne taam mı? Ama ikimij uçucaj taam mı? Hep beraber olucaj."dedi kafasınj sallarken.

Ne yapacağımı şaşırdım. Ben. BEN. B-E-N. Hayal. Kuruyordum. Aman Allah'ım. Şuana kadar tej bir hayalim olduğunu düşünürdüm. Çünkü öyleydi. Ama bende küçükken hayal kuruyormuşum. Bu beni fazlasıyla şaşırtmıştı. Çünkü ben bunların hiç birini hatırlamıyor hatta bu hayalimi anlattığım çocuğu bile hatırlamıyordum. Ama o çocuğa karşı içimde garip bir sevgi vardı. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde karşımda ki çocuğun ne diyeceğini bekliyordum. Çocuk ise gülerek
"Ben jaten sen isteşende seni bırakamam ki Elis."demesiyle şok oldum. Herkes beni bırakırdı. Herkes beni bıraktı.

Birden sanki rüyadan uyanmış gibi uyandım ve titreyerek kafamı dolabtan çektim. Melis bana garip bir şekilde bakıyordu. "Ne oldu?"diye sorunca ne cevap vereceğimi bilemedim. Çünkü hala gördüğüm şeylerin etkisindeydim. Ben hayal kurmuş ve bunu birine anlatmış, en içten bir şekilde gülmüştüm. Kaç yaşındaydım acaba beş mi?

Ben hep Onun hayatımda olduğunu düşünürdüm. Bana hayal kurmamayı öğretmişti. Hayal kurmazsan en azından mutsuzluğun en koyusuna bürünmezsin, dibe batmazsın demişti. Ben o günden beri hayal kurmazdım. Sadece tek bir isteğim vardı.

GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin