Adamın yüzüne bakmaya devam ettim. Şaka yaptım demesini bekliyordum. Allah aşkına! Film sahnesi mi çekiyorduk?
Buraya kadarmış Şafak Aren. Hadi canım. Ya aksiyon falan istemiyordum bu hayatta. Ama Isparta'ya geldim geleli bir şeyler dönüyordu.
"Film falan mı çekiyoruz? Rolümü bilmiyorum."
Adamın dudakları alayla yukarı kıvrıldı.
"Rolün benimle gelmek. Ve sen buna uymak zorundasın."
Hadi ya. Maaşım ne kadar peki? Diye soramadım işte.
"Benim rolüm ne oluyor peki?"
Ufuk'un sesini duyduğumda ona döndüm.
"Senin rolün babanın söylediği üzere bu işe karışmamak."
Ufuk sinsi bir şekilde gülümsedi. Ne olduğunu anlamadan önüme döndüm. Adam bana doğru gelmeye başladığında Ufuk ani bir hamle yapıp bileğimden çekti.
"Koşmaya başla."
Dokunuşları bileğimden elime doğru geçtiğinde bir tuhaf olsamda aldırmadan koşmaya başladım.
Koşmamızı hızlandırdığında etrafa bakıyordum.
"Neye bakıyorsun koşsana?!"
"Kamera şakası falan mı diye bakıyorum da. Hani kameralar ne zaman çıkacak?"
Ufuk arkasını döndü ve adamı görmeyince kenara çekti beni. Kolunu omzuma attı.
"Şaka falan değil kardelen."
"Ve sen hep benim kurtarıcımsın."
Alayla sırıttı.
"Eh, yani. Öyle biraz. Bana her geçen gün borçlanıyorsun."
Kolunu omzundan ittim. Kafamı iki yana sallayıp cık cıkladım.
"Bu dünyada karşılıksız iyilik kalmamış ya."
Kaşlarını kaldırdı. Sonra kahkaha atmaya başladı. Allah'ım. Bu kadar çok gülen bir erkeği ilk defa görüyordum. Ve bu kadar gülmek yakışan.Peki o gözleri neydi öyle? Nasıl gözüme bu kadar güzel gözüküyordu?
Mavi gözler yüzünden mavi tonuna bile tiksinti duyan ben, etkileniyor olamazdım dimi?
"Biliyor musun Ufuk? Mavi gözlerden nefret ederim."
Söylediğime pişman olmayı düşünürken gözlerime öyle bir baktı ki kesinlikle pişman oldum.
Ama seninki başka salak. Bu mavinin tonu beni büyülüyor. Ama yinede, soğuk ve itici. Tam beğenmemiştim yine gözlerini ama bir şey vardı. Çok değişik bir şey. Bunu ona söylemedim.
Hep gıcık olurdum filmlerde, hikayelerde bu tür şeyleri söylemezler diye. Ama kendimde söylemiyordum işte. Ama biz farklıydık. Dizilerde ki kişiler birbirine aşıktı.
"Ama benim gözlerimi seviyorsun değil mi?"
Şaşkınlıkla ona döndüğümde cevap vermedim. Resmen. İçimi. Okumuştu.
"H-h-hayır. N-ne alakası v-var?" diye kekelediğimde lanet okudum.
"Bu mavinin tonu başka değil mi?"
Ona baktım.
"Hatta etkileniyorsun değil mi? Sana aşkla bakmamı istiyorsun?"
"Ufuk saçmalama."
"Ama bir sevgilim olduğunu unutma. Ve seni sevmemiş bekleme. O kadar düşemem." dedi ve yürümeye başladı.
Arkasında kalakaldım. Can8m tuhaf bir şekilde yanıyordu. Beni sevecek kadar düşemezdi. Canım...çok yanıyordu. Fazla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICI
RandomAnnesini ararken çıkmazın içine düşen kız. Onu çıkmazdan kurtaran biri. Bu kurtarıcı bambaşkaydı.. Ateşler içinden kurtardığı kıza başka bir hayat verecekti.. Her ne kadar kızı kendinden uzak tutmaya çalışsa da kendi hayatının tehlikeleri kıza bula...