Hayatım gerçekten berbattı. Normal yaşam standartlarının hiç birini bulundurmuyordum; bir anne, baba,okul.Pozitif bakacak yanıda yoktu hayatımın. Ne zaman pozitif bakacak olsam başıma böyle şeyler geliyordu. Kaderim her defasında tekrar ediyordu: Sana mutluluk yok.
Mutluluk falan istemiyordum ama üzüntümde olmasındı. Peki gerçekten ömrüm böyle somurtarak mı geçecekti? Ah, peki. Benim ömrüm böyle geçebilirdi ama başkalarının hayatını mahvedemezdim. Şu an Ufuk'a yaptığım gibi.
Ufuk kolundaki iki adama zorluk çıkarmadan duruyordu. Yüzünde soğukluğun simgeleri vardı. Ağlasa gözyaşı buzdan olurdu sanki.
"Ne istiyorsunuz kızdan?" Ufuk'un yüzü kadar soğuk olan sesi boş otoparkta yankılandı."Annesi çok haltlar karıştırdı. Cezasını o çekecek. Ya da diğer deyimle annesi böyle cezalandırılacak."
"Tarık Atasoy gibi mi?"
Ufuk bunu söylerken yüzünü buruşturmuş, karşı tarafa nefret aktarmıştı sanki. Karşısındaki adamın gözleri irileşti.
"Sen o çocuksun."
Adam neyden bahsediyordu? Ufuk'u tanıyormuydu ki?
"Çocuk mu?" dedi alaylı bir şekilde gülerken Ufuk.
"Büyüdüm ben artık. İntikam alabilirim dimi?"
Ufuk'un gözlerindeki nefret büyürken bana baktı. Özür diler gibi baktığımda gözlerini çevirdi. Adam eliyle Ufuk'u bırakmalarını emretti. Ufuk kollarını ovarken adama bakıyordu.
"Babana karşı geleceksin yani?"
Cümlenin her kelimesini hazmederken her birinde kurşun yiyordum sanki. Bedenime ani bir soğukluk yayıldı. Beni kaçırtan, annemin düşmanı Ufuk'un babası mıydı? Yani Ufuk annemin karşısında olan adamların.. Ah. Peki Ufuk niye beni koruyordu ? Sorular beynimi kemirirken Ufuk'a baktım. Ufuk'un sessizliği ve ölüm soğukluğu karşısında adam irkilmiş gibiydi.
"Senin durumunu babana bildirip öyle karar vereceğiz git şimdi."
Ufuk arkasını döndüğünde iri gözlerle ona baktım. Sahi beni bırakacakmıydı? Neyi oluyordum ki onun? Bırakırdı tabii.
"Kızı da bırakın." dedi Ufuk beni şaşırtarak.
"Ona sen karar veremezsin!"
"Babam karar verinceye kadar bırakın!"
Artık Ufuk'a da güvenemiyordum. Ya da ben en başından beri ona güveniyordum ve hala da öyleydi. Ufuk adamın sessizliğinden ilham alırcasına yanıma geldi bileğimden çekmeye başladı. Mini cooperın önüne geldik.
"Bin."
"Baban-"
"O adama baban deme."
"Anneme karşı öyle mi?"
"Bin dedim."
"Seninle gelmek zorunda değilim!" diye bağırdım nedenini bilmeden.
"İyi kal burada o adamların seni bırakacağını mı sanıyorsun?"
"Senin yanında güvende miyim sanki?"
Karşılıklı bağırıyorduk birbirimize, karanlık otoparkta sesimiz yankılanıyordu.
"Sana zarar verdim mi ki?" Tekrar sakin sesle konuşan mavi gözlü adama baktım.
Kapıyı açtım ve arka koltuğa oturdum. Bakışlarının hala bende olduğunu hissedebiliyordum. Arabaya bindiğinde arka profilini süzdüm. Doğru, bana zarar vermemişti ama fiziki olarak. O kullandığı cümleleri unutmamıştım hala. Babasıyla arası iyi değildi yani. Annesi varmıydı acaba ? Peki babasının işi neydi? Niye anneme karşıydı? Niye beni istiyorlardı? Bana ne yapacaklardı? Ufuk niye beni onlara vermiyordu? Beynime hücum eden soruları süpürürken bir gün cevabını yani cevaplarını bulmayı diledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICI
عشوائيAnnesini ararken çıkmazın içine düşen kız. Onu çıkmazdan kurtaran biri. Bu kurtarıcı bambaşkaydı.. Ateşler içinden kurtardığı kıza başka bir hayat verecekti.. Her ne kadar kızı kendinden uzak tutmaya çalışsa da kendi hayatının tehlikeleri kıza bula...