Tuhaf rüyalarıma dayanamayıp uyandım. Birden yanı başımda beni izleyen bir çift mavi gözü görünce şaşırdım.
"Ne işin var burada?"
"Seni ne ilgilendirir ki?"
"Ufuk beni izliyordun."
"Seni izlediğimi kim söyledi?"
Soğuk bakışlarına bir anlam veremeyip doğruldum.
"Çabuk hazırlan çıkalım."
Sabah sabah bu ne soğukluk? Bir şey falan mı olmuştu?
Bakışlarımı umursamadan odadan çıkışını izledim. Telefonuma uzandım.
3 cevapsız arama.
Emir'den. Telefonu yerine bırakırken duraksadım. Emir'den mi?
Tekrar arayanlara bakarken Emir olduğunu gördüm.
Geri aramaya bastım. Bir kaç kez çaldıktan sonra açtı.
"Şafak?"
"Emir." deyişimle aniden kapı açıldı ve Ufuk bana bakmaya başladı. Bunu ciddi anlamda düşünmeliydim bir ara, Ufuk'un Emir ismini duyunca 3 saniye içinde yanımda olması tesadüf müydü?
"Ben senin Isparta'da olduğunu duydum."
"Evet buradayım. Sende buradasın değil mi?"
"Evet . Buluşabiliriz. Bugün?" dedi tereddütle.
"Olmaz okul-" derken sözümü kesti.
"Ha yok. Okulu bir günlüğüne ekerim." dediğinde göz devirdim. Senin okulunu niye sana söyleyeyim ki?
"Hayır bende burada yazıldım da bugün oraya gideceğiz."
Ufuk telefonu elimden alıp hoparlöre aldığında ona ters ters baktım.
"Kimle gideceksin?"
Ufuk'a baktığımda o da bana baktı. Ufuk'u ne olarak görüyordum?
Kardeş? Arkadaş?
"Bir arkadaşla Emir. "
"Peki o zaman görüşelim ama."
"Tamam Emir." dedim. Telefonu kapatacakken Emir asla söylememesi gereken şeyi söyledi.
"Seni özledim Şafak."
Ufuk mavi gözlerini irileştirip ağzını açtığında - muhtemelen küfür edecekti- telefonu elinden alıp "Görüşürüz." dedim ve kapattım.
Ufuk bir süre bana baktı ve bir şey demeden odadan çıktı. Arkasından ona hüzünlü bakışlarımı yolladım. Yataktan sürünerek kalktım. Üstüme salaş uzun bir elbise geçirdim ve saçımı at kuyruğu yaptım. Sırt çantamı alıp odadan çıktığımda dış kapının önünde kapıya yaslanmış telefonuna bakan Ufuk'u gördüm. Kafasını kaldırıp bana baktı ve kapıyı açıp çıktı.
Ne oluyordu buna? Cidden, Emir aradığı için olamazdı değil mi?
Bende usulca çıkıp kapıyı kapattım. Yine beni umursamadan asansöre bindi. Kapı tam kapanacakken yetiştim ve asansöre bindim.
"Ufuk bu ne hal? Ne yapmaya çalışıyorsun?" dediğimde boş boş yüzüme baktı.
Abartılı bir şekilde göz devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICI
De TodoAnnesini ararken çıkmazın içine düşen kız. Onu çıkmazdan kurtaran biri. Bu kurtarıcı bambaşkaydı.. Ateşler içinden kurtardığı kıza başka bir hayat verecekti.. Her ne kadar kızı kendinden uzak tutmaya çalışsa da kendi hayatının tehlikeleri kıza bula...