"BEN BÖYLE İŞİN TA AMINA KOYAYIM, O DA YETMESİN ARKADAN DA ÇAKAYIM!" Kulaklarıma doluşan bağırtıyla irkilerek uyandığımda şaşkınlıkla pat diye açılan kapıya baktım. "ULAN SANA DA SOKAYIM AMINA KOYDUĞUM PEZEVENGİ! ÇEVİR BANA O SABAHTAN BERİ YAYDIĞIN GÖTÜNÜ! SANA DA ÇAKAYIM!"
"Lan ne oluyor?!" diyerek bağırdım dehşetle. Meriç ise umursamadan büyüyen gözleri, dağılan saçları ile bana yaklaştı. Hafifçe doğrulduğumda yatağımın tam kenarına geldi ve büyük ihtimalle gece çıkarmayı unuttuğu ve hâlâ üzerinde olan pantolonun kemerini çözmeye başladı.
"Muamele çek bana."
"Ya sikeceğim seni de yarağını da," dedim sinirle ve çözdüğü kemerinin üzerine sertçe vurarak onu ittim. O inleyerek geri çekilirken doğrularak sırtımı yatak başlığına yasladım. "Ne anırıyorsun kargalar bokunu yemeden puşt herif?"
Ellerini kasıklarından çekerek bana önce kötü bir bakış attı, ardından somurtan suratıyla yatağımın kenarına oturdu. "Emir'im," dedi içli içli. "Siktiler bizi."
"Kim?"
"Siki olanlar."
"Bizim de sikimiz var," dedim duraksayarak. "Biz de onları sikelim."
"Sohbete bak, yaraktan başka bir şey demiyoruz..."
"Sen başlattın puşt kafa," dedim homurdanarak. Gözlerimi devirdim. "Zaten sabah sabah siktin kafamı."
"Ulan amı olmayan ama olsa da nazından vermeyecek olan pezevenk," diye harika bir sıfat bulduğunda ona alışkın olduğum için sakince baktım. "Sende duysan sende sinirlenirsin."
"Ne oldu yine?" dedim saçlarımı elimle geriye atarak, hâlâ kendime gelebilmiş değildim. "Niye böyle uyandım ben?"
"Ya prensesi uykusundan mı uyandırdık?" diyerek abudik gubidik seslerle yanaklarımı mıncırmaya çalıştığında ellerini itekledim sinirle.
"Ya başlayacağım şimdi prensesine!"
"Tamam lan ağlama," diye homurdanarak çekti ellerini. "Şu Ümit ile Erdem varya?"
Kaşlarım çatıldı. "Ne olmuş onlara?"
"Amı olup vermek istese de mast yapıp yine sikmeceğim herifler bizim yeri kapmışlar," dedi sinirle.
Gözlerim büyüdü. "Cidden mi lan? Mekanı?"
"Evet," diye homurdandı huysuz bir sesle. "Herhalde bizim seçmelere katıldığımız gelmiş kulaklarına, anında damlamışlar orospu çocukları."
"Annelerine niye küfür ediyorsun amip?" dedim ters bir sesle. Ardından merakla sordum. "İyi de nereden duymuşlar? Ayrıca ilk seçmeler yapıldı, ikinci aşamadayız. Devam edemezler ki."
"Ah masum Emir'im," dedi bana adeta salak mısın amı olsada nazdan vermeyecek olan pezevenk, bakışı atarak. "Bu kahpelerin eli kolu uzun. Ümit'in babası mı ne taşaklı herif. Tanıdıkları var belli ki. Birinci aşamaya almışlar, bizi bir aşama geriden takip edecekler."
"E bunların eli kolu uzunsa direkt seçilirler zaten," dedim umutsuzca. Gergince alnımı ovdum. "Ulan hassiktir ya... Oraya girseydik krallar gibi yaşardık..."
Melis'in tedavisi vardı.
Meriç de benimle aynı şeyi düşünüyor olmalı ki yutkunarak başını salladı.
Yumuşak bir sesle, "Merak etme ya," diye vurdum koluna hafifçe. "Hallederiz aslan parçası. Ne zaman halledemedik?"
"İki haftadır sokakta çalıp söylüyoruz," dedi umutsuzca. Meriç normal de enerjik ve çılgın olan biri olduğu için bu sesi benim de moralimi düşürdü. "Annenlerden geçiniyoruz resmen. Böyle devam edersek ne kirayı ne faturaları öderiz."