Hyunjin elindeki mandalinayı bırakıp bileğindeki tokayla önüne gelen saçlarını topladı. Bu gün yılbaşıydı ve bu seneki yılbaşını arkadaş grubuyla değil de sevgilisiyle geçirecekti. Önceki senelerde Jeongin'le sevgili olmadığı için kutladığı ilk yılbaşıymış gibi heyecanlıydı Hyunjin.
Jeongin'e minik bir hediye hazırlayacaktı. Aslında ona vereceği hediye, halihazırda Jeongin'indi ama muhtemelen Jeongin'in haberi yoktu. Hediyesi kargoyla beraber gelecekti bu yüzden Hyunjin, odasını hazırlamaya koyuldu. Ailesiyle beraber yaşadığı için tüm evi süslemek yerine kapalı balkonlu odasını hazırlayacaktı gece için.
Önce ortalıktaki kıyafetlerini kirli sepetine attı, sonra odasına süpürge açıp odasındaki fazlalıkları dolabına kaldırdı. Minik projeksiyonu odanın köşesine koyup duvar için açısını ayarladı. İkilinin oturacağı yeri de güzelce yastıklarla donatıp mutfağa geçti. Sevgilisinin mutlaka kurabiye yapacağını bildiğinden Jeongin'in sevdiği şekilde balık salatası ve makarna yapmaya karar verdi.
Dün markete gittiğinde aldığı cipsleri de akşam açıp bir tabağa koyar ve klasik -klasik olsa da ikisine ait- filmlerini açardı.
Makarna suda haşlandıktan sonra ocağın altını kapatıp telefonunu kontrol etti. Kargo geldiyse onu merkezden almaya gidecekti ve beklediği mesaj bildirimi telefonunda belirdi.
Annesine, evden ayrıldığı mesajını atıp atkı ve beresini taktığı gibi kargonun bırakıldığı şubeye yürümeye başladı. Hava karlı değildi, bu yüzden kuru soğuk Hyunjin'in kirpiklerine çarpıyordu.
Gidiyor olduğu şube çok uzakta sayılmazdı ama Hyunjin, Jeongin'in aksine gezerek yürümeyi çok severdi.
Vitrin camlarından kendi yansımasına bakar, güzelce dizilmiş ürünleri incelerdi hep.
Mağazaların önünden geçerken küçük küçük bisiklet bibloları Hyunjin'in ilgisini çekti. Küçükken Hyunjin, Jeongin'e bisiklet sürmeyi öğretirken kazayla ikisinin de sol bileğinde birbirlerine yakın yerlerde yara oluşmuş ve izi kalmıştı. O günden sonra Jeongin bisiklet sürmeyi öğrenmek istememişti.
Hyunjin atkısından belli olmayacak şekilde gülümsedi. Mağazaya girip o minik kilden bisikleti satın alıp tekrar soğukla karşılaştı.
40 dakikanın sonunda Hyunjin bir elinde kilden bisikleti diğer elinde de kargo paketiyle eve dönmüştü.
Hemen kargo paketini açıp çamaşır makinesine attı. Yumuşatıcı ekleyip kısa programa aldı.
Yıl başı Hyunin için güzel geçecekti...
🎄
"Hoş geldin." dedi Hyunjin kapı kolunu kavramışken. Jeongin kendisine birkaç beden büyük ve neredeyse ayak bileklerine kadar uzanmış kabanıyla içeri girdi. Normalde Hyunjin'in ailesi de evde olacaktı ama Jeongin'in annesi anne Hwang'ı kendi evlerine çağırmıştı.
"Hoş buldum da hoş geldin deyince gerildim." Jeongin elindeki kurabiye dolu kabın poşetini Hyunjin'e verip kabanını çıkarmadan sarıldı sevgilisine.
Hyunjin yan gözle sevgilisine baktı. Pekâlâ, evin içi soğuk değildi ama o kaban Jeongin'in üstüne yapışmış gibiydi.
"Üstündekini almamı ister misin?" Hyunjin kaplarını mutfağa bırakıp geri geldiğinde Jeongin kabanının önünü açıyordu.
"Merak ediyorsun ne giyindiğimi."
"Merak etmemi istiyorsun çünkü Jeongin."
"Çok düşündüm ne giysem diye. Felix ve Seungmin yardımcı oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 times † Hyunin
Fanfictionjeongin: yapmayın arkadaşlar 3 kere ismini anarsanız bir şekilde geliyor buraya *hyunjin joined chat* jeongin: al işte •hyunjin+jeongin• texting ©mndln0