Her zamanki gibi o gece de geleneksel kabuslarımdan birini görmüştüm...
Bay Pipo ile okula doğru yol alıyorduk.İlk gün olduğu için beni onun bırakmasının gerektiği konusunda ısrarcı olunca ben de bunu kabullenmek zorunda kalmıştım. Uzun bir yolculuktan sonra Bay Pipo beni okulun karanlık ve ıssız bahçesine bıraktı... Etraf ürkütücü bir şekilde sessizdi. Kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı. Tam Bay Pipo'ya bakmak için arkamı döndüğümde Bay Pipo'nun yerine arkamda amcam belirivermişti. Bay Pipo'nun sesinden konuşuyordu... Bana "Alexandra... Bay Pipo sandığın kadar masum değil ! Dikkatli ol her adımını izle... Herkesin ölümcül sırları vardır, öyle değil mi ?" diyordu ... Birden bulunduğum çevre değişti. Boş bir karanlıkta buldum kendimi. Birden bir bebeğin ağlama sesi duyuldu . Kafamı çevirdiğimde bir kadın aynı zamanda ise yanında da bir beşik gördüm. Kadın beşiği sallıyordu . Bebek ise hala ağlamaya devam ediyordu. Kadının saçları bir nar gibi kızıl ve gürdü. Birden kafasını çevirdi ve o yemyeşil gözleriyle bana baktı... O kadın annemin ta kendisiydi. Bana o umut ve sevgi dolu bakışlarından birini gönderdi... Ben ise beşikteki bebeği görmek için hızlı adımlarla yürüyordum. Ancak ne kadar çabalasam da bebeğe ulaşamıyordum... Annem o incecik sesiyle bana "Güçlü ol !" demişti. Aniden dört kurt vahşi ve aç bir halde bebek ve anneme doğru koşmaya başladı. Ben ise ne kadar çabalasam da onlara yetişemiyordum... Ve aniden bebeğin ağlama sesi durmuştu...
İşte tam bu anda gözlerimi aydınlık ve yepyeni bir gün adına açmıştım...
Yeni okul , yeni arkadaşlar , yeni dostlar,yeni öğretmenler ... Hayatım için yeni bir sayfa olabilecek bu okul , belkide bu iğrenç yaşantımı daha da beter hale dönüştürecekti. Tek tesellim şu cümleydi ... Denemezsen asla bilemezsin ... Belki de hiç denememeliydim. Belki de çoktan büyük bir hata yapmıştım.
Yataktan kalktıktan sonraki ilk işim aynaya bakmak oldu. Aynada hırslı , inatçı ve kararlı bir çift göz görüyordum ... Çabucak hazırlanıp kahvaltıya indim . Bay Pipo ilk günün şerefine harika şeyler hazırlamıştı. Ancak o kadar heyecanlıydım ki çok yiyemeden sofradan kalktım. Kabusumun etkisinden kurtulmak adına bir daha aynaya baktım... Denemezsem asla bilemezdim...
Okula vardığımızda her yer dopdolu capcanlı ve neşe doluydu. İnsanların yüzleri gülüyor herkes birbiriyle tanışıyor sohbet ediyordu . Bahçede çok oyalanmadan binanın içine girdim . Edebiyat bölümünün nerede olduğunu öğrenmek için müdür yardımcısının odasına doğru yol aldım . Kapıda Bayan Elenor yazıyordu. Kapıyı çaldım . İçeriden tiz bir ses geldi . Yavaşça kapıyı araladım. Bana doğru gülümseyen sevimli bir suratla karşı karşıya kaldım. Sarı saçlı , ela gözlü , inanılmaz derecede bol ve kapalı bir elbise giyen orta yaşlı bir kadınla karşı karşıya geldim. Elbisesi bir rahibe elbisini andırıyordu . Ellerini önünde bitiştirmiş bana doğru gülümsüyordu . Olabildiğim kadar kibar bir tavır takınarak :
-"Merhaba Bayan Elenor ... Ben Alexandra Crime . Edebiyat bölümünün hangi blokta olduğunu sormak için sizi rahatsız ettim de .
+"Aaa Alexandra , hatırladım seni. Bu kadar yüksek bir puan alman üniversitemiz adına çok onur verici. Edebiyat bölümü ana binanın hemen arkasındaki binada. Aynı zamanda..."
İkide bir saate bakması beni ne kadar huzursuz etse de saat 12.00 olunca cümlesini tamamlamadan beni odasından kovması beni tümüyle rahatsız etmişti. İlk başta bana sevimli ve şefkatlice yaklaşan kadın saat 12.00 yi vurunca bana neden bu kadar kaba davranmıştı anlayamamıştım . Bunu kafama dolamamaya çalıştım. Daha önemli işlerim vardı.
Bölüm binasına girince sınıfıma doğru yol aldım. Orta bölümlerden bir yere oturdum. Yanımda esmer , kısa saçlı bir kız oturuyordu. Sağ bileğinde "Farklı olmak bir ayrıcalıktır" yazan bir dövme vardı. O kadar odaklanmış olmam lazım ki kafamı kaldırdığımda bana merakla bakan bir çift göz gördüm. Durumu kurtarmak adına :
-"Dövmen güzelmiş." dedim.
+"Aa şey ... Teşekkür ederim. Sen yenisin sanırım ? "
-"Şey evet , burada herkes yeni başlamıyor mu ?"
Dalga geçer ve kendinden emin bir tavırla:
+" Ben birazcık farklıyım . Sınıfta kalmamdan dolayı ilk sınıfı tekrarlamam gerekti... Ah şu aptal müdür yardımcısı ve takıntıları... Aa ve unutmadan , ben Audre ."
Daha adımı ona söylemeden profesör sınıfa girdi. Kel, oldukça yaşlı bir adamdı. Tüm bilgeliğini bakışlarına yansıtarak bize doğru döndü.
-"Merhaba sınıf,ben bölüm öğretmeniniz Bay Price . Herkes defterleri açsın ve her dediğimi not alsın . Biliyorsunuz bu bir yarış ve sizler de bu yarışı kazanmak için çabalayan birer figürsünüz. Her şey kendiniz için . Bencillik her zaman en iyi davranıştır... "
Bu kadar saçma sözleri duyduktan hemen sonra Audre bana fısıltıyla:
-"Deli Price ve takıntıları... Bu arada bana ismini söylemedin ?"
+"Alex , adım alex ..."
Kurnaz bir gülümsemeyle diğer tarafa döndü. Tam o sırada kapı açıldı ve kapıdan bir erkek girdi. Kumral saçlara ve telaşla etrafa bakan ela gözlere sahipti. Hocadan özür dileyerek tek boş yer olan en arkaya geçti. İçimdeki ses gene bana bir şeyler söylüyordu. Bu iki insanla çok iyi anlaşacağımızı ...
Audrey ve isimsiz çocukla çok iyi anlaşacağımızı söylüyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkusuz ...
Mystery / Thriller... -Kac yasindasin ? -21... -Hic korkmuyor musun ? -Neden ? -Ben normal bir dedektif degilim kucuk hanim! -Biliyorum seni gordum.Nelerle karsi karsiya gelebilecegimi gordum ve korkmuyorum ! -Peki. -Yani? -Madem bu kadar korkusuzsun peki , tamam k...