Kurtuluş - Porselen Bebek 2

72 2 0
                                    

Alexandra Crime:

Etraf hala ilk geldiğim halki kadar ürkütücü ve soğuk. Tüylerim diken diken ve üşüyorum. Korkuyor muyum? Hayır! Ben korkmam bu yüzden Bay Pipo ile kalmamışmıydım. Sırf korkmadığım için... Karşımda yarı ölü yarı diri bir şekilde duran dört güzel genç kız. Benden küçük olmaları mı ya da hayatın oynadığı oyuna yenik düşmeleri mi bilinmez onlara karşı bir acıma duygusu geçti içimden.Belki büyük hayalleri vardı hepsinin.Belki bu hayaller için evden kaçıp bu sirke gelmişleri. Bilinmez...

Hepsinin yüzü solgun... Belki kahrolası korku veya eline düştükleri kadının yaptığı makyajdan dolayıdır... Kalbim delice atmaya devam ediyor. Elimden hiçbir şeyin gelmemesi kadar iğrenç bir duygu olamaz. Elim kolum bağlı, çaresiz,bitkin bir halde yardım beklemek... Hiç bana uygun bir davranış değil.Etrafıma daha dikkatli bir şekilde bakınıyorum.Mutlaka bir çıkış yolu olmalı, olmak zorunda..!

Zack Act:

-Onu neden orda bir başına bıraktın be adam! Bu kızı bu leş bataklığa sürükleyen sen değil miydin ha, söyler misin bana? Canın yanmıyor mu?

+Güzel bir kızdı...

Evet güzeldi.Güzel yeşil gözleri ve uzun siyah saçları vardı.Onu ilk gördüğümde hissettiğim şeylerin açıklaması yoktu. Belki vardı ama ben bilmiyordum. Ve şimdi ne hissteğim bilinmez o kız için elimden hiçbir şey gelmiyordu. O mu yoksa ben mi çaresizdim? Kimbilir hangi ruh halinde nasıl bir işkence çekiyordur. Kimbilir belki o zavallı kızlara dönüşmüştü bile. Ölü ve çaresiz ... Arkamda Bay Pipo'nun sesini duyarak irkildim :

-Ne yapabilirdim ki ? Merak etme onu orda yalnız başına çaresiz bir halde bırakacak değilim. Ve biliyor musun şu an gayet sağlam ...

+Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ki?

-Asla bir dedektifle mantık yarışına girmemelisin...Alex'i kurtarmak için öncelikle onun nasıl olduğunu bilmek lazım gelmez mi sence de ?

+Kesinlikle!

-İşte ben de bunun için Alex'in ceketine bir dinleyici yerlestirdim.Böylece Alex'i kurtarmada bir adım daha öne geçmiş oluyoruz.

+Vay canına,cidden bir dedektifle mantık yarışına girmemeliyim...

Alexandra Crime:
Etraf gittikçe daha da ürkütücü bir hâl almaya başladı.Odanın her karışını ezberlemiştim.Mutlaka bir çıkış yolu olmalıydı.Bir an aklıma filmlerdeki kitaplık arkası gizli kapılar geldi.Biliyorum bu biraz saçma bir fikirdi fakat denemekten zarar gelmez değil mi?Tek problem ellerimin ve kollarımın sandalyeye bağlanmış ve de ayaklarımın da aynı durumda olmasıydı. Etrafa göz gezdirdikten sonra yerde bir cam kırığına rastladım.Ancak onu alabilmem için yandaki kızın cam kırığını bana doğru itmesi lazımdı.Malesef bu da pek mümkün gözükmüyordu.İçerden çatlak kadının şarkı nameleri geliyordu.Bir an yanımdaki kızın bana göz kırptığını görür gibi oldum.Sanırım yanılmıştım.Fakat kız bana tekrardan göz kırptığında yanılmadığımın farkına varmıştım...
Zack Act:

Bay Pipo dinleyiciyi çalıştırmak için kablolarla büyük bir savaşa girişmişti.Ona kabloları bağlamasına yardımcı olabilecek bir arkadaşımı çağırma fikrini dile getirince bana "Ben aptal mıyım? Sadece çok ufak bir iş kaldı!" diye cevap verdi.Fakat ikimiz de biliyorduk ki hiç de ufak bir iş kalmamıştı.

Bay Pipo kablolarla boğuşurken ben de camın kenarına geçip dışarıyı izlemeye başladım.Dışarda sobalardan çıkan kömür dumanları havayı kaplamıştı.Havayı kirletmesine rağmen bu görüntü benim çok hoşuma gidiyordu.Aradan çıkan beyaz bulutlar bana küçüklüğümdeki kirli hayatımdan nasıl sıyrıldığımı anımsatıyordu.Belki de bu yüzden bu "manzara" benim ilgimi çekiyordu.Ve sonra aklıma kara bulutlar içinde hapsolmuş Alexandra geldi.Evet ne yapacağımı bilmemek beni eriyip bitiriyordu.Eğer bir şey yapamazsak ...Eğer geç kalırsak...Eğer...
Alexandra Crime:

Ya ben çıldırmıştım ya da yanımdaki kız cidden haraket edebiliyordu.Hala anlayamadığım şey felçliyken nasıl haraket edebildiğiydi.Kıza bana cam kırığını ayağı ile itti ve ben de biraz zorlansam da cam kırığına ulaşıp ellerimdeki iri ve kalın ipleri kesmeye başlamıştım.Sonra ayaklarıma geçmeden cam parçası ile kızın bağlı ellerini kestim ve onu bu iğrenç halatlardan kurtardım.Bana doğru eğilerek "Bazen yaşlıların unutkanlığı çok işimize yarıyor." diyerek benim ayaklarımı çözmeye başladı. Anladığım kadarıyla şu çatlak kadın hayatımı kurtaran bu kutsal kızı şoklamayı unutmuştu. Fakat her şey şimdi başlıyordu. İkimiz de etrafa bakmaya başladık,kaçabileceğimiz bir kapı mutlaka olmalıydı.Tam o sırada sokak kapısından sesler geliyordu...
Zack Act:

Onu böyle sağlam bir halde görmek.İçime birden bir hırs,yaşama sevinci ve coşku girmişti.Yanında o zavallı kızlardan biri vardı.Fakat tek terslik onun ayakta olabilmesiydi.Elbette ki bir açıklaması vardı.Şu an asıl önemli olan Alex'i ve yanındaki kızı sapasağlam kurtarabilmekti.Bay Pipo sessiz olmaları gerektiğini anlatmak için çeşitli mimik ve haraketler yapıyordu.Sonra birden mutfağın kapısı açıldı ve bir haykırış yankılandı odada."Durun! Alex beni Ellen teyzeni bırakıp gidecek misin ?"...
Alexandra Crime:

Ellen teyze? Hala aklım almıyordu. Bu ismi daha öncede duymuştum.Ama nereden?İsim hala beynimde yankılaniyordu. Ellen teyzeni bırakıp gidecek misin?.. Üstelik adımı nerden biloyordu.Birden arkamızdan polisler akın etti. Ellen'ı tutuklarlarken Ellen teyze son kez bağırdı..."Annene ne kadar da çok benziyorsun.Keşke beni tanıyabilseydin..." bunlar onun son sözleri olmuştu... Hayata söylediği son sözler...

Bay Pipo sersemlediğimi anlamış olmalıydı ki beni ve Zack'i eve götürdü.Ona "Ellen mı? İsim çok tanıdık geliyor.Bay Pipo anlayamıyorum ismimi ve annemi nerden biliyor ve tanıyor?"

+Bilmiyorum ama öğrenicez...

Korkusuz ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin