1 bölüm

12 2 0
                                    

Sabahın ilk ışıklarıyla gözünü açtı genç kız. Öylesine heyecanlıydı ki. Bugün stajının ilk günüydü. Özel bir avukatlık bürosunda stajyer olarak başlayacaktı. O kadar çabalamıştı ki bu günlere gelebilmek için. Yıllarını vermişti bu uğurda. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesap edip ailesinin katilini bulmak uğruna, hiç düşünmeden hukuk okumaya başlamıştı. Kocaman kalın kitapları gördüğün de gözü korkmamışta değildi ya.

Ama hırsları her zaman her şeyin önüne geçmişti. Yatağından yüzünde ki gülümsemeyle kalktı. Saat 6'ya geliyordu. Sekiz de iş başı yapması gerekiyordu, ama on dakikası kalmış gibi panik içindeydi. Hızlıca duş alıp çıktı banyodan. Dolabının karşısına geçip, ne giyeceğini düşündü. Aslında geceden kumaş pantolon ve gömlek ayarlanmıştı ama, sabah kalkınca nedensizce onları giymek istemedi.

Az önce kurutma makinesiyle kuruttuğu saçlarını, oflayarak geriye doğru attı. Sonun da siyah kalem eteğini gördüğünde gülümsedi. Hem resmi hem de yaşadığı renksiz hayata rağmen renkli kişiliğine uygun şıkır şıkır olmak istiyordu. Dolabını biraz daha karıştırıp, üstüne de gri, kayık yaka bluzunu giymişti. Aynada ki yansımasını gördüğün de ise gayet mutlu olmuştu.

Eline ince saç maşasını alıp saçlarını hızlı hızlı maşa yaptı. Genç kadının yuvarlak yüzüne öylesine yakışıyordu ki maşa, kendisi de güzelliğinin farkında ve nasıl kullanması gerektiğini gayet iyi biliyordu. Saçları beyaz teninin üstüne ahenkle dökülürken gülümsedi. Gözlerine hafif bir makyaj yaptıktan sonra dudaklarına parlatıcı sürdü.

Mermer gibi olan cildine dokunmamıştı bile. Genç kız hayal mayal hatırladığı kadarıyla cildinin pürüzsüzlüğünü ve güzelliğini annesinden alıyordu.

Sonbaharın tatlı havasına aldanmayarak trençkotunu giydi. Hasta olduğunda bakacak kimsesi yoktu çünkü. Hayatı boyunca bunu deneyimlemişti.

Mutfağa geçip kendine hızlıca bir sandaviç yapıp çıktı evinden. Çıkmadan önce ise 1+0 sıfır dairesini iyice kontrol etmişti. Yangından korkuyordu çünkü. Doğalgazı her evden çıkmadan önce kontrol edip kapıları da sıkı sıkı kitlerdi.

Alevlerin arasından kurtulan bir kız çocuğuydu nede olsa. Kolay olmasa gerekti. Binadan çıkıp cebinden kulaklığını çıkardı. Otobüs durağına gidene kadar şarkı dinleyebilirdi. Kapının önünde üst kat komşusunu gördüğün de gülümseyerek "Günaydın Ahmet abi." Dedi. Öylesine sevecen bir adamdı ki hoş komşularının hepsi öyleydi. Yanlız yaşadığını duyduklarında hepsi bir abi gibi sahip çıkmıştı Asya'ya. Evi küçük olsa da komşuları için çıkmak istemiyordu.

Kendini aile apartmanındaymış gibi güvende hissediyordu. Biliyordu ki en ufak bir çığlığına tüm bina başına toplanırdı. Tek başına hayatta kalma mücadelesi veren bir kız çocuğu için öylesine önemliydi ki.

"Günaydın Asya'm nereye böyle sabah sabah."

Orta yaşlarda ki adama baktı. Saçları hafif hafif beyazlamaya başlamıştı. "Stajımın ilk günü işe gidiyorum diyelim."

Öylesine mutlu olmuştu ki söylerken bile . Kapının önünde biraz daha Ahmet abisiyle muhabbet ettikten sonra hızlı hızlı yürüdü, otobüs durağına. Otobüsü kaçırırsa işi çok yaştı ve kesinlikle geç kalmak istemiyordu işine.

Durağa geldiğin de otobüsün gelmesine iki dakika kaldığını gördüğünde rahat bir nefes verebilmişti. Hoş iş yeri beş durak ötesindeydi.

İnsanlar sabahın bu saatlerin de öylesine telaşlıydıki. Önünde ki adama baktı. Seviyordu insanları gizli gizli incelemeyi. Mesleğinin gereği de bu değil miydi zaten?

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin