preserved roses, sunki

mesela cennet yoksa, tek hayat buysa, yaşamak lazımsa çok geçmeden?

nikiendo: yazın beraber gittiğimiz otelden aradılar
eğer bu yaz tekrar gidersek indirim yapacaklarmış

sunity: öyle mi
iyiymiş
jay ile gidersiniz
o da istiyordu zaten

nikiendo: ben seninle gitmek istiyordum

sunity: ben isteseydim söylerdim

nikiendo: ne zamana kadar böyle devam edecek

sunity: sen bırakana kadar
ve iyileşene kadar

nikiendo: deniyorum

sunity: hayır, niki
denemiyorsun
duymuyorum ya da görmüyorum sanıyorsun herhalde
ben seni ezbere biliyorum
unuttun mu
sadece kendine acı çektiriyorsun
çabalamadığın şeyler üstüne gelip bana yalan söyleme
[görüldü, 18.29]

sunity: ayrıca unuttun galiba
ben artık senin ne sevgilin ne de partnerinim
bana yazmak zorunda değilsin
ya da herhangi bir şekilde iletişime geçmek zorunda değilsin
senin yüzünden neler yaşadığımı çok iyi biliyorsun
daha özür bile dilemeden
yüzsüzlük yapma
sınırımdayım

nikiendo: yüzsüzlük yapmıyorum

sunity: yapıyorsun

nikiendo: yaptığım şeyleri telafi etmeye çalışıyorum

sunity: olmuyor öyleyse niki
senin yüzünden çöktüğüm, nefes alamadığım ve yaptığım şeyleri fark edemeyecek kadar ayık olmadığım dönemlere say bunları
yaşayamadığım her bir saniyeyi
her bir saniyeyi
bana borçlusun
ve bunu telafi etmenin bir yolu yok
ben yine de sana iyi davranmaya çalışıyorum
ama yeter
üstüme gelme
yoksa elimden bir kaza çıkacak

nikiendo: öfkelisin
böyle konuşma
canımı yakıyorsun

sunity: evet
öfkeliyim
canın yanmadığı sürece anlamayacaksın
sen
sen aşık olduğunu iddia ettiğin kişinin hayatını siktin
aşık olduğunda bunları yapmazsın
bana dokunmaya bile kıyamaman lazımdı senin
düştüğümüz hâle bak

nikiendo: iddia değildi
sana aşıktım
hâlâ öyleyim
[görüldü, 20.24]