24

207 20 4
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın keyifli okumalar~

______________________________________

Baku'nun ağzından:

Bu iki embesil tabiki de sevişmişti ve bende psikolojim bozulmasın diye evden toparladığım eşyalarımı alıp çıktım.

Eve geldiğimde beni pimpirikli piç karşıladı, bana bakıp sırıttı,

"Temelli burdayım diyorsun?"

Sırıtmasına karşılık verdim, "Ne görüyorsan o."

"İyi bari yerleştir eşyalarını. Sonra babam seni çağırıyor onun yanına git."

"Neden?"

"Dediğimi yap ruh hastası."

"Kes sesini pimpirikli manyak!"

Sinirle odaya çıkarken aklımda tek bir soru vardı, Hisashi-san beni neden istemişti? Adam akıllı konuştuğumuz tek bir an bile yoktu. Çok kısa ve net diyologilarımız vardı sadece.

Odamızdaki giysilerimi yerleştirirken gerginliğim git gide büyüyordu. Beni neden istiyor olabilirdi ki fark etmeden kötü bir şey mi yaptım acaba? Buraya hazıra konmuş gibi olamam onu rahatsız mı etti?

Düşüncelerim beni yerken işimi bitirdiğimi fark ettim ve yutkunarak odadan çıktım. Yavaş ve gergin adımlarım Hisashi-san'ın kapısına giderken, kısa süre sonra kapının önünde durup derin nefes aldıktan sonra kapıyı yavaşça tıklattım. Ve o tok ses duyuldu,

"Gel."

Deku'nun ağzından:

Mal mal geziniyorduk ve hiçbir şekilde konuşmuyorduk, sebepsiz yere doğan aramızdaki sessizlik ve gerginlik gitgide sinirlerimi bozarken oflayarak Shoto'ya döndüm,

"Bir cafeye oturalım mı?"

Başını yukarı aşağı sallayınca bir cafeye geçtik ve oturduk. O kendine sadece bense sütlü kahve söyleyince bana baktı,

"Eh anlat?," birden sırıttı, "yoksa romantik bakışmalarımıza devam mı edeceğiz?"

Benimde yüzümde bir sırıtış oluşurken garson geldi ve kahveleri bize verdi, teşekkürümüzü ilettikten sonra geriz Shoto'ya döndüm,

"Hm babamın işini biliyorsun."

"Evet."

"Ona katılma sebebim sadece annemi öldürenleri öldürmek için değildi-"

"Aynı zamanda Bakugou'dan intikam almak içindi değil mi?"

"Ha ne?"

"Yapma İzuku. Gözlerindeki o tatlı intikam Bakugou'ya olan nefret dolu bakışların hep belli ediyordu seni. Tatlı intikam dedim çünkü bundan hiçbir zaman emin olamadın değil mi?".

"Evet..."

"İşte kısacası bu üç ay içinde Bakugou'nun ağzına sıçtın ve en son o patlayınca beraber birleştiniz değil mi?"

"E-evet..."

"Ve sen ona çıkma teklifi bile etmeden üstüne atladın değil mi?"

Sinirle homurdandım, "Evet."

Sırıttı, "Sanırım kavga sebebiniz babanla girdiğin anlaşma yani işi devralma konusu. Senin için endişelendiğinden dolayı seni vazgeçirmeye çalışıyor değil mi?"

"Sikicem, bu kadar zeki olmak zorunda mısın?"

"Sadece zeka değil İzuku. Dört yıldır her zerrene kadar bir tek ben biliyorum seni. Bakugou yıllarca olabilir ama asla her zerrene kadar tanımadı, tanıyamadı seni. Eğer seni yanlış anlamasaydı zorbalık gibi bir durum söz konusu olmazdı."

"Tch haklısın. Neyse ne benim anlatacağım bir şeyin kalmadı."

"Evet bu yüzden ben diyeceğim. Nasıl çıkma teklifi etmedin hala gerizekalı?"

"Bilmiyorum arada kaynadı..."

"Kaynadı mı? Bu kadar gereksiz mi senin için?"

"H-hayır! Sadece arada aklıma geldi tabi. Ama ne yapacağımı bilmediğim için üstünde durmadım."

(Yazar spoiler'ı verim mi? Ya da vermim kudurun bi beş bölüm falan bekleyin ahahaha xlsmxmmsmd)

"Hmm bari özel bir gün olsun özel bir şey yap."

Kahvemi yudumlarken konuştum, "Ne olabilir ki? Ona unutamayacağı bir gün yaşatmak istiyorum."

"Bunu çok kolay yapabilirsim aslında?"

"Nasıl?"

"Beni takip et."

Kahvemden son yudumu almış ve masaya para bıraktıktan sonra ilerleyen Shoto'yu takip etmiştim.

"Eğer unutulmayan bir gün yaratmak istiyorsan başta unutulmayan bir an yaratmalısın. Sonra peşine yeni bir an daha, bu örgüler birleşip o unutulmayan günü oluşturur aslında. İyi ya da kötü, acı ya da tatlı her türlü oluşan bu farklı renkteki anlar günü güzelleştirir. Ha sana tutupta kavga et demiyorum. Sen aptalsın yaparsın falan..."

"Kes sesini."

"Yardım etmiyorum."

"SHOTOOO!"






~
dkdmsldöşslfl kendi çapımda komik bitiresim geldi neyse
548 kelime ❤︎

Kırılmış... (Baku×Villaindeku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin