Başlangıç.

1.4K 47 2
                                    

Aptal Byun Baekhyun.

Hayatım boyunca ailemden duyduğum en güzel sözler sanırım buydu. Aptal kelimesi çoğu kişiye göre hatta herkese göre bir hakaret olarak kabul edilse bile benim için iltifat.

Emin olun duyduğum onca hakaretin yanında aptal kelimesi seni seviyorum ile eşdeğer benim için.

"Baekhyun kaldır şu lanet omega kıçını ve defol git artık." Annemin hararet dolu sesinden sonra hızlıca bavulumun fermuarını çekip odamdan ayrıldım. Bugün sömestr tatilinin son günüydü ve koleje dönmem gerekiyordu.

Ama tanrı biliyor asla gitmek istemiyordum. Değişen hiç bir şey yoktu çünkü. 3 yıllık akademi hayatımda hep itilip kakılmıştım. Omega olmam bir lanetti, profesörler bile kokumu bastıracak ilaçlar almam için beni zorluyordu.

Her neyse size uzun uzun neden kocaman dünyada ki küçücük benin sevilmediğini daha sonra anlatacağım şimdi nefret dolu bakışların arasından geçip evden çıkmam gerekiyor.

"Oppa gitme lütfen. Bu evde beni anlayan bir tek sensin. Yalvarırım gitme." Hye-jin belime sıkıca sarılıp kulaklarıma fısıltı ile konuştuğunda istemeden mutlu olmuştum. Bu dünya da beni anlayan da bir tek sensin küçük kardeşim.

"Gitmem gerek hye biliyorsun eğer reddedersem ailemizde beni reddeder." Evet evet zorla elyxion şehrinin en büyük ve başarılı akademisin de tam burslu cehennemden hallice okumaya çalışıyordum. Omegaların sevilmediğini biliyorsunuz ama yılda bir omega bu okulda okumaya hak kazanır ve babamın zoru ile girdiğim sınavdan tam puan alarak burslu okuyordum maalesef.

"Biliyorum oppa ama kendine dikkat et özellikle de alfalara karşı." Endişe ile parıldayan gözlerine minik öpücükler bırakarak kafamı salladım. Hye-Jin bir alfaydı. Güçlü ailemizin güçlü alfası. Babamın göz bebeği benim tam tersine ama onu seviyordum beni ben olduğum için seviyordu omega olduğum için nefret etmiyordu benden.

Hye-Jin'i bırakıp usulca salona girdim babam ve ağabeyim televizyon izliyorlardı. İki güçlü alfa Byun ailesi hep böyle olmuştur zaten güçlü. Neslimiz sert ve zeki alfaları ile tanınırdı. Ta ki omega Baekhyun doğana kadar.

"Ben gidiyorum baba kendinize iyi bakın." Hyunga da başım ile selam verdim. Annem ile vedalaşmak istemiyordum çünkü yanına gitsem bile yüzüme bakmayacaktı.

Son kez Hye-Jin'e sarılıp dairemizden çıktım. Asansöre bindiğimde profesörün verdiği koku bastırıcı haptan bir tane içtim. 2 saatlik bir yoldu ama yine de kimsenin bir omega olduğumu bilmesi gerekmiyordu.

..............

Eşyalarımı sonunda yerleştirmeyi bitirdiğimde Sehun'un yanına kendimi tabiri caizse un çuvalı gibi bırakmıştım. Yol o kadar berbat geçmişti ki. 2 saatlik yol benim için 20 saat falan sürmüştü.

Burnuma gelen hoş çiçek kokusu ile Sehun'a iyice yanaştım. Sehun da bir omegaydı ve benden bir dönem küçüktü. O da sınavını başarıyla vermiş ve Bird kolejinde okuyordu. Ama bir hata olmalıydı omegalar fiziksel olarak küçük ve narin olurlardı. Oh Sehun gibi 183 boyları ve geniş omuzları olmazdı. Bu yüzden Sehun ilk bakışta omegayı bırakın alfa sanılırdı. Ama kokusu işte onu ele veren buydu.

Benim aksime ilaç kullanmayı reddeder ve geçtiği her yeri çiçek bahçesine çevirirdi. Benim aksime çok zorbalıkta görmedi fiziği onu hep kurtarıyordu.

Ha bir de unutmadan kolejin bir numaralı ekibinin en yakışıklı alfası ile de ilişkisi vardı. Tabi bunu ben Sehun, Jongin ve ekibi dışında kimse bilmiyordu.

Yaz okulunda Kim Jongin bizim çiçek bahçesi'nin kokusuna dayanamayıp birlikte olmuşlardı. Sehun'un dediğine göre okul bitince mühürleneceklerdi. Fakat Jongin'in ailesi yani elyxion şehrinin en güçlü ailelerinden Kim ailesi varislerinin bir omega ile mühürlenmesine hiç de olumlu bakmayacaklardır.

"Baekhyun sırnaşma git kendine bir alfa bul artık. Bak bi kere sevişsen rahatlıyacaksın emin ol." Sehuna en güçlü çimdiklerimden birini atıp daha çok sokuldum şu an uyumak istiyordum ve üzerine sinen Jongin'in kokusu bile beni durduramazdı.

Sehun da sonunda pes edip beni koynuna alınca derin bir uykunun kollarına çekildim.

...........

Gözlerimi açtığımda yurt odamızın camından ay ışığı süzülüyordu. Alışık olduğum çiçek bahçesi yerine sert bir koku burnuma geldiğinde hızlıca kafamı kaldırdım.

Göğsüne başımı dayayıp uyuduğum kişi Oh Sehun değildi. Okuldan tanıdığım kimse değildi. Kokusu o kadar sert ve yakıcıydı ki burnumun direği sızladı desem yeridir. Ama bu beni rahatsız etmekten daha çok rahatlatmıştı.

Ben kimin göğsünde uyanmıştım ve alfa gibi kokmayan bu iri beden kime aitti. Eğer Oh Sehun'un "Bik bi kiri sivişsin rihitliyacaksin" eylemini benim için gerçekleştirmek uğruna bir eskort tuttuysa bu sefer o çiçek bahçesini talan ederdim.

........

661 kelime.

Light / Chanbaek / MiniFic / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin