Günümüz.
Yatağın içinde bir o yana bir yana dönüp durmaktan sıkılmıştım artık. Aslında rahatım oldukça yerindeydi rüya gibi bir gece geçirmiş gözlerimi onun kollarında açmıştım. Uyandığımda gördüğüm yüzü, dün gece yaşananları bağıran şişmiş dudakları ve morarmış boynu. Kafam o kadar yerinde değildi ki zevkten boynunu falan ısırmış olmalıyım herhalde yoksa o morlukların başka açıklaması olamazdı.
Jongin ise anlattığım dün gecenin mimarıydı denilebilir. Chanyeol ile duşta yaşadığımız oldukça yakın dakikalardan sonra sabaha kadar ders çalışmaya devam etmiştik. Oysa ki ders çalışma tamamen bahaneydi, benim ona sıkıca sarılırken onun beni tatmin etmesinden sonra uykumuz kaçıp gitmişti, biz de ders çalışmaya ve olanları görmezden gelmeye karar vermiştik.
Tabi onun kalemi tutan elini her gördüğümde baştan aşağı titremelerimi saymazsak oldukça verimli bir gece olmuştu. Ders konusun da.
Daha sonra ertesi gün ben taş eve gitmiştim ve şiddetli geçen kızgınlığım ile Jongin"i arayıp bana Chanyeol'ü gönder demişim. Tabi bu kısımları hayal meyal hatırlıyorum Jongin arama kaydını göstermese inanmazdım bile.
Jongin ile konuşmamın üzerinden henüz bir saat bile geçmeden de Chanyeol kapıdaydı. O daha tedbirli davranıp duşta olanlar gibi yardım etmek istediğini söylese de sonunda sevişmiştik. Ve inanın asla pişman değildim.
Her neyse işte buradaydım ve Chanyeol beni yatakta bırakıp mutfağa gittiğinden beri 45 dk geçmişti. Bu kadar uzun kahvaltı hazırlığı da sürmezdi, acaba... Kuruntularım zihnimi ele geçirmeye başladığında kendime kızdım 'ya evden gittiyse, ya dün geceden hoşlanmadıysa' fısıltılarını hızlıca uzaklaştırıp aşağıya inmeye karar verdim. Sonuçta üç kez birlikte olmuştuk ve tatmin olmayan biri için bu oldukça yüksek bir rakamdı.
Zaten bütün gece kulağıma hayatımda duymadığım güzel sözler söylemişti. Kendimi o kadar değerli hissetmiştim ki beni bırakmasını asla istemiyordum.
Hayatımın aşkını buldum demek için oldukça erkendi ama Chanyeol'dan başkasını da istemiyorum. Birbirimizden çok hoşlanıyorduk ve onun ile denemek, bütün her şeyi onun ile yaşamak istiyordum.
Daha fazla yatakta yatmak istemediğimden yavaşça doğruldum. Gece her ne kadar güzel geçse de sabah ki ağrı inanılmazdı yine de yataktan kalkmayı başarabilmiştim. Çatı katında ki odada yatağın hemen karşısında ki geniş camdan dışarıya baktığımda içimi nedensiz bir huzur doldurmuştu. Sanırım mutlu olmak sabahları bir nedenimin olması ile uyanmak böyle bir histi.
Ne kadar inkar etmeye çalılsamda sanırım Chanyeol'e sandığımdan daha fazla bağlanmıştım. Şimdi düşünebildiğim tek şey o olmuştu. Bütün planlarıma onu dahil etmeye başlamıştım.
Hiç bir zaman geleceğim olacağını düşünmemiştim. Eğer hayatta kalırsam yine aynı sıradanlıktan yaşayıp öleceğim bir hayatım olur diyordum, ama şimdi geleceğimin en büyük aktörü Chanyeol olmuştu. Onsuz her hangi bir gelecek düşünemez olmuştum.
Bu düşünceler ara sıra beni korkutsa bile Chanyeol olmadan yaşamak istemediğime karar vermiştim şu an.
Beni istemeyebilirdi, belki de kısa süreli bir eğlence olarak görüyordu beni ama ben onu oldukça fazla istiyordum malefes.
Camın önünde daldığım düşüncelerden sıyrılıp aşağıya inmeye başladım. Oldukça uzun bir süre olmuştu ve şimdiye kadar ne hazırlıyorsa hazırlamış olmalıydı.
"Chanyeol neredesin? Chanyeollll." uzunca seslenmeme rağmen ses gelmeyince kısacıkta olsa endişelenmiştim.
Mutfağa doğru hızla ilerledim ve onu mutfaktan çıkılan terasta gördüğümde rahat bir nefes aldım. Sürgülü kapı kapalıydı bu yüzden beni duymamıştı. Yüzümde ki aptal sırıtış ile yanına çıktığımda bedenim ani ısı değişimi ile titremişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Light / Chanbaek / MiniFic / Tamamlandı
Fiksi PenggemarOmegaların sevilmediği bir evren. Deltaların ise korkulduğu. İki yalnız ve dışlanan ruh birlikte yine yeni ve yeniden seveceklerdi.