Nefes nefese kalmış Levi, bir elinin altında yavaşça inen penisine bir de Erwin'in bedenine baktı. Kaslıydı. Onun bedenini altında eridiği her saniyenin ne kadar huzurlu olduğunu düşünüp kızardı. Sandalyesinden kalkıp ona doğru yürüyen Erwin ile daha da kızarmaya başladı. Erwin onun çenesini tuttu ve dudaklarına çekti. O kadar yorgundu ki Levi, hemen oracıkta o öpüşün içinde uyuyakaldı. Ve uyuduğu en huzurlu uykuya daldı...
Dudaklarında bitap düşen Levi'yi, dünyadaki en kırılgan nesneymiş gibi bir zerafetle yatağa bıraktı Erwin. Yanında sakince nefes alıp veren Levi'nin yanına sokuldu ve düşünmeye başladı, peki şimdi ne olacaktı? Yaşadıkları şeye bir isim koymak gerek miydi , yoksa ufak bir heves miydi, birisi öğrenirse ne olacaktı? Bu düşüncelerde boğulabilirdi ama şimdilik yorgunluğun ve sevişmenin verdiği mahmurluk göz kapaklarını ve beynini zarafetle kapatıyordu.
Levi gözlerini araladığı ilk saniyelerde nerede olduğuna bir anlam veremedi ama burnuna gelen Erwin'in salt kokusu nerede olduğunu gece yaşananlarla beraber ona hatırlattı. Erwin onun aksine sabun gibi değil daha çok... kendi gibi kokuyordu. Teninden gelen ter, tuz ve askeri üniformasının deri kısımlarının kokusu bir olup Levi'yı baştan çıkartıyordu. Kendinden uzak düşmüş Erwin'in kollarının altına girerek onun göğsüne ve kokuya yapıştı. Ve gözlerini kapatıp sadece havayı kokladı. Bir süre sonra sadece Erwin'i değil tüm odayı hisseder olmuştu. Kaygan kremin kendine has yapışkan kokusu Erwin'in kitaplarının sayfa kokusuna karışıyor, Levi'nin tüm duyularını ele geçiriyoru. Gözleri hariç, onları da açınca güneşin doğmasına bir saat civarı kaldığını fark ettiren mavi gökyüzüne baktı. Bu an hiç bitmesin diye Erwin'e iyice sokularak biraz tembellik yaptı. Tecrübelerine dayanarak hissediyordu ki, böyle bir anı bir daha bulmak epey zor olacaktı.
Kıyafet giyinme ve ayak seslerine gözünü açtı Erwin,
- Kaçmamışsın. Dedi esnerken. Yanakları kıvrılan Levi'sa :
-Belki kaçıp geri geldim, nereden biliyorsun ? Dedi . Ondan espri veya gülümseme beklemeyen Erwin'in keyfi gayet yerindeydi. Elleriyle Levi'yı kendine çekti ve bacaklarına sarıldı.
-Demek ki geri dönecek bir şeyler var bende. Erwin'in bacaklarının altından muzırca sırıtmasına karşı koyamayan Levi :
-Daha çok kaçacak şeyler var. Dedi
-Ne gibi?
-Şu veya bu yolla benden kopman. Erwin'in sırıtışı yüzünden slindi ve yatakta doğruldu, yanına oturan Levi ikisinin de ağzından dökmeye korktuğu şeyi pat diye söyleyivermişti. Levi'nin yanaklarını elleriyle kapattı ve silinmiş gözyaşlarını hissetti. Alnını onun alnıyla birleştirdi ve konuştu.
-Elbette benden şu veya bu yolla kopacaksın, ama bunu geciktirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. Levi'nin küçük ellerini bileğinde hissetti ve konuşmaya devam etti. Ama gerçekleri bir kenara atarsak aptallardan farkımız kalmaz Levi... Her an sen de ben de ölebiliriz. Levi'nin tutuşu sertleşmişti. Buna rağmen bir şeyler yaşamaya çalışıyorsak bu... dedi Levi'yı nazikçe öperken. Bu meydan okumadır , ölüme ve hayata hatta sana ve bana. Bu meydan okumada benimle misin ? Levi sesli bir cevaptansa öpücüğü tercih etmişti. Ona söz vermişti. Elinden geldiğince geç ölecekti ve bu kesinlikle bir meydan okumaydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERURİ (Erwin x Levi ) Hayatta Kalma İçgüdüsü
Fanfic-Erwin ! Ölmeni istemiyorum !! Daha fazla kişiyi kaybedemem ! -İnsanlık, zaferini kazandığı zaman buluşacağız Levi . SPOİLER İÇERİR (+18 GAY AŞKI İÇERİR HASSAS OLANLAR GİRMESİN )