Bölüm Şarkısı
Fatma Turgut: Sen Diyorum
İnsanların söz geçiremediği duyguları vardır, engelleyemediği düşünceleri... Dile getirdiği an, kalbindeki kırıkların dilini tek seferde kesip, lal edecek düşünceleri vardır.
Nefes boşluğumda, içinden birkaç damla kan akacak kadar küçük delik açıldı. O delikten usulca damlalar aktı, birikti, geçmişime doğru ince bir yol çizdi. O yolun sonu karanlık, harabe bir enkaza çıktı. Bir zamanlar evim saydığım, içinde cenneti bulduğumu hissettiğim geçmişim. Şimdilerde ise önünden geçsem sırtımın sızlayacağı, cehennemi bu dünyada yaşattıran, hayallerimin başına yıkılmış olan bir enkaz.
Mimarı sensin diye, evim bilmiştim ben o enkazı...
Kalbimde kabuk bağlamış yaraların açıldığını hissettim. Sızısı bedenime değil ruhuma dişlerini geçirdi, ruhumu kanattı. Karşımda duran adamın eseriydi o yaralar.
Benim donuk bakışlarım ile birlikte onun da elleri dondu. Başkasının bedeninde. Ayak tabanlarımdan çıkan çivilerin beni yere sabitlediğini düşündüm. Tek bir adım atıp uzaklaşamadım yerimden. Kabullenmesi çok zor bir görüntü vardı karşımda. Geçmişim. Kırpıştırdığı okyanus gözleri önce inanamadı, çattı kaşlarını. Mahkeme duvarı ciddiyeti olan yüzüme karşılık onun yüzünde duygu seli vardı. Şaşkınlık, hayret, korku, yas. İstemsizce pişmanlık aradım. Ufak bir pişmanlık kırıntısı aradım. Yoktu. Şaşırmadım. Benden koşarak kaçan bir adamın yüzünde pişmanlık aramak bile acizlikti.
Okyanus gözlerinden gözlerimi çektiğimde Sinem'e baktım. Benim yerime tercih ettiği, onun mutluluk kaynağı olan kıza baktım. Onun duraksamasına anlam veremediği yüzündeki ifadeden belliydi. Benim boğulduğum katilim olan gözlerine baktığında bakışlarını bana çevirdi. Kaşları çatık bakarken ''Beril...'' dedi kısık sesle. Ani bir hareketle Berkay'ın gözleri Sinem'i buldu. ''Ne? Ne dedin?'' dedi şaşkınlığı diline dökülürken.
Duymuyordum ama dudaklarından okuyabiliyordum. Şuan zaten sesini duymak istemezdim. Sinem'in bakışları tekrar Berkay'ı bulduğunda daha fazla katlanamayacağımı düşünüp arkamı döndüm. Tabanımdaki çivilere basa basa, kanayan ayaklarımı bulunduğumuz masaya sürükledim. Emir ve Nehir'in sesleri kulaklarıma doldu ama uğultudan başka bir şey anlamadım. Önümde duran sigara paketine uzanıp bir dal yaktım ve başımı sahile doğru çevirdim. Etrafımdaki seslerin üzerine bir kapı kapatıp aklımın sesine kulak verdim. Kalbimi susturmam gerekiyordu. Nehir'in sorusu aklıma gelmişti. 'Şuan gelse, pişmanım dese ne yaparsın?' demişti. Rahatça, 'Suratına bile tükürmem.' demiştim. 'Hissizim.' demiştim. Öyle değilmiş.
İnsan en kolay kendini kandırır. Çünkü kanmak ister. Prangalar vurur hislerine, dipsiz kuyulara atıp üzerini kapatır. Bilmez ki bir gün o prangalar kendi aklına geçecek, gerçek hisleri kalbine de beynine de hükmedecek. Şimdi o hükümdarlığı her hücremde hissediyordum. Zamanında ona olan muhtaçlığımı hissettim. Aşk değildi bu İclal'in dediği gibi. Alışkanlıktı. Ve şuan o alışkanlıklarımın da muhtaçlığımın da üzerine bir sünger çekmem gerektiğini daha iyi anladım. Yeni bir sayfa değil, yeni bir defter açtım.
Baştan başlamaya inanıyordum. Ve gerektiği kadar baştan başlayacağım. Canım yandı, çok yandı hem de ama bu sondu.
Boş yere canı yanmazmış insanın, ya bir eksiklik vardır geleceğe dair, ya bir fazlalık vardır geçmişten gelen. O fazlalıktan etimle kemiğimle nefret ettim, kanata kanata söküp attım fazlalığı.
Sigaram bitmek üzereyken omuzumda bir el hissettim. Aniden dönüp omuzumdaki eli ittirdiğimde Kemal'in şaşkınlığını gördüm. Ne sanmıştın, yıllar önce peşinden gelmeyen adamın şimdi geleceğini mi? Başımı sağa sola hızlıca sallayıp ''Pardon...'' dedim ve önüme döndüm. İclal'e göz ucuyla baktığımda karşıma oturup Emir'e kaş göz yaptığını gördüm. ''Ne oldu Beril'e? Ne yaptın lan biz gelene kadar?'' dedi. Kızgın olduğu sesinden belliydi. ''Yemin ederim ben bir şey yapmadım. Lavaboya gitti geldi böyleydi. Ruh görmüş gibi bembeyazdı yüzü. Ama anlatmadı, duymadı bile bizi.'' dedi Emir savunmaya geçerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTENMEYEN
Fiksi RemajaZaman geçtikçe bir bilinmezliğin içinde buluyorum kendimi. Nereye elimi atsam başka bir gerçekle yüzleşiyorum. Doğru bildiğim gerçeklerin yalan olduğunu öğreniyorum. Hayatım aslında koca bir yalandan ibaret. İntikam ve kanlarla dolu bir hayat. Bu k...