Anıl'dan
O çok tatlıydı. Keşke ablası gelmeseydi de o bana bir şeyler anlatmaya devam etseydi. Sabaha kadar dinlerdim ben onu.
Ertesi sabah kapım çalmıştı. Kapım çalmıştı. KAPIM ÇALMIŞTI!
Kalkıp kapıyı açtım. İyi de kimse benim evime gelmez-
"Kerem hoş geldin."
"Hoş buldum. Uyandırdım mı?"
"Önemli değil gelsene içeri."
"Ben aslında ablamla sinemaya gidicektim de sen de gelmek ister misin diye gelmiştim. Ama istemezsen sorun değil! Gerçekten. Üzülmem ben. Sadece birazcık kırılırım."
Birazcık işareti yapmıştı. Her ne kadar üzülmem dese de gözleri dolmuştu.
"Hayır çok üzülürüm kabul etsin lütfen. Salak Kerem senle gelmek niye istesin ki-"
Sonra ne düşündüğünü göremedim çünkü kafasını yere eğmişti. Nasıl kabul etmeyeceğimi düşünürdü ki?
"Gelirim ama biraz bekleyebilir misin? Üstümü giyineyim, geleyim."
"Tamam bekliyorum ben ablama haber vereyim sen de bizim evin önüne gel olur mu?"
Kafamı salladım ve üzerimi giyinip çıktım. Ablasına heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyordu. Ben gelince hemen sustu. Yine kızarmıştı çok tatlıydı.
"Hadi binin."
Gözlerine baktım Kerem'in.
"Anıl keşke yanıma otursa. Uyuyomuş gibi yapıp ona sarılabilirdi-. Hiih ne diyorum ben. Ay bana bakıyor Anıl."
Yine gözlerini kaçırmıştı.
"Ben arkaya oturayım."
"Öne geçseydiniz."
Kerem'e baktığımda bana bakıyordu.
"Hayır de."
"Yok ben arkada daha rahat ediyorum."
Yalan. Midem çok fena bulanır. Ama Kerem bana sarılacaksa katlanabilirim. Arkaya geçtik ikimiz ablası da sürücü koltuğuna.
"Dikkat dikkat kaptanınız konuşuyor. Lütfen kemerlerinizi bağlayınız istikamet sinema. Zeynep seyahat iyi yolculuklar diler."
Kerem, ablasının dediğiyle gülmeye başlamıştı. Ben de onun gülüşüne otomatik olarak gülmüştüm.
Giderken Kerem önce etrafına bir göz attı. Tam bana dönecekken gözlerimi kapattım. Bana baktığını hissediyordum. Bu da kalbimi hızlandırmıştı. Sanırım uyuduğumu sandı ve kollarını belime dolayıp omzuma koydu kafasını. Bacaklarını da üstüme uzatmıştı. Galiba rahat edemedi çünkü kıpırdanıp duruyordu. En sonunda dayanamayıp gözümü açtım ve onu kucağıma çektim. İşte şimdi rahattık. Vücudu kasılmıştı. Bir süre öyle kaldı. Havada kalan ellerini yeniden belime dolayıp göğsüme yaslandı. Burnumu saçlarına gömdüm. Kokusuyla mayışmıştım. Şu an yüzünü görmek isterdim çünkü emindim ki yüzü kızarmıştı.
Gözüme vuran flash ve fotoğraf çekme sesiyle uyandım. Ablası fotoğrafımızı mı çekmişti?
"Hadi hadi kalkın."
Kerem kucağımda hareket edince hemen kalkması gerektiğini anladım.
"Kerem kalk artık. Yerinden pek memnun gözüküyorsun rahat mı bari?"
"Hmhm çok rahat ve çok güzel kokuyor."
Ablası kahkaha atarken ben de gülüyordum. Kerem de uyanınca kucağımda olduğunu fark etti. Hemen kalktı. Ne olurdu sanki yol biraz daha uzun olsaydı?
Film seçimini Kerem'e bırakmıştık. Bir animasyon filmi seçmişti. Yan yana üç koltuk seçip mısır ve içecek almıştık. Ortaya Kerem oturmuştu. Film başladığında heyecanla izliyordu. Öne doğru gitmişti. Tam koltuğun ucunda oturuyordu. Filmi izlemiyordum, yanımda Kerem varken filmi neden izleyeyim ki?
Kerem'e yeterince uçta oturmak yeterli gelmemiş olacak ki biraz daha öne gidecekken koltuk altlarından tutup geri çektim. Ayakları havada kalmıştı koltuklar yatak gibi olduğu için. Şaşkınca bana döndü.
"Düşücektin. Film kaçmıyor bir yere."
Bu çocuk çok tatlıydı. Kızarmıştı ve film bitene kadar ne yerinden kıpırdadı ne de rengi eski haline döndü.
İyi okumalar 🌂
![](https://img.wattpad.com/cover/292945959-288-k46689.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atan Alır (bxb)
Фэнтези[Tamamlanmıştır (×1)] Top uzaklara doğru giderken herkes izliyordu. "Atan alır dedik Kerem hadi." Apartmandaki en sessiz soğuk insanın balkonuna da girmezsin be top! İyi okumalar,