Kabuk bağlayan yara.kabuğu kopardığında yara öylece karşında durur ve tekrar acır.
Acılarını kabukla bağlamakta,kabuğu soymakta senin elinde miniğim.Ilgaz: Nasılsın?
Siz: iyiyim sağ ol.
Siz: sen?
Ilgaz: iyiyim.
Ilgaz:okula gidemiyordun senin için not buldum.
Siz: not mu?
Ilgaz: hı hı.
Siz: Teşekkür ederim.
Ilgaz: rica ederim,kapının önüne bıraktım.
Siz: Kapının önüne mi?
Ilgaz: evet kapıyı açabilirsin.
siz:Tamam.tekrardan çok teşekkür ederim.
Ilgaz: ne demek güzellik.
Kapıya ilerleyip kapıyı açtığımda yerde duran dosyayı gördüm ve yanında duran kutuyu.
Dosyayı almak için eğildiğimde burnuma gelen yemek kokusula birden midem bulandı.
Ağzımı tutarak hızlıca ayağa kalktım.
Dosyayı alıp kapıyı kapatarak lavaboya koştum.
Kusmaya başlarken gözümden bir damla yaş akmıştı.pislik.pisliğin teki.bilerek yapmıştı.Kendime geldiğimde lavaboyu temizleyip yüzüme su çarptım.derin nefesler alarak zorda olsa saçımı topladım bileklerim çok sızlıyordu.
Derin bir nefes aldım.Tek başımaydım.
Her zamanki gibi tek başımaydım ben.
Annem yoktu.
Babam yoktu.
Abim yoktu.
Kardeşim yoktu.
Hepsinin yeni bir hayatı vardı.
Ama ben yalnızdım.
Yapayalnız.
Gözlerimden yaşlar akarken dudaklarımdan acı dolu bi çığlık çıktı.telefonum çalıyordu.umursamadım.beni kimse aramazdı.
Bir tek bulut arardı.Ya mal satmak için ya da saklanmak için başka kimsem yoktu ki.
Bulut tek arkadaşımdı benim.
O severdi beni.
Başka kimse sevmezdi.
Herkes nefret ederdi benden.
Annem,abim,babam ve kardeşim.
Bir insanın ailesi nasıl olurda onu sevmezdi?
Ben kötü biri miydim?
Kötü insanlar yaşamamlıydı.
Yaşamayı hak etmiyor muydum?
"Hak etmiyorsun."
Kafamda bir ses vardı.ara sıra belirip benimle konuşuyordu.oda herkes gibiydi benden nefret ediyordu.kendi içimdeki ses bile beni sevmiyorken beni kim sevecekti ki.
"Belkide tekrar denemelisin."
Hayır.
Telefonum bir kere daha çalarken bana telefonu fırlatmamı söyledi onu dinlemeyecektim.telefonuma uzanıp ekrana baktım."Ölmelisin bu dünya için fazlalıktan ibaret değilsin." Sesiz ol lütfen.
Susar mısın?
"Susmayacağım ben senin gibi ezik miyim?"
Kafamı duvara vurdum.susması için.
Kapı çaldı."İlayda!"
"Ezik! Ezik! Ezik! Eziğin tekisin! Aptal! Aptal bebek!" Kafamı duvara sertçe geçirdim.
Yeter artık sus.
telefonum bi kez daha çalmaya başladı.
Yere fırlattım.
"İşte böyle dediğimi yapacaksın."
Bana emir vermesinden nefret ediyordum.
"SUS!" Susması için çığlık atarak kafamı bir kez daha duvara vurdum.
Kafamı bir kere daha duvara geçirecekken duvardaki lekeyi gördüm.bu kırmızı leke nereden gelmişti?
Yüksek bir gürültü sesi duydum.
Gözümün önünden kırmızı bir damla aktı.
Bu neydi?
Tam önüme düştü damla.
"İlayda!" Bu ses kimindi?
"Onlardan birine ait."
Onlardan birine ait.
Arkamı döndüğümde bir kaç damla daha damladı.Kafamı kaldırarak yukarı baktım.
Nereden geliyordu bu damlalar?
"Aptal." Kahkaha attı.
Gözlerim kararırken bir bedenin beni tuttuğunu hissettim.
"Yolun sonu."
"İlayda bana bak! Naptın sen?!"
"Sen...sen kimsin?"
Gözlerimi zorlukla araladım.
Gözlerimiz birbirine değidi.
Ben bu çocuğu bir yerden tanıyordum.
Kaşlarımı çatmak istedim sanırım çatamadım.
"Seni tanıyo..."
"Yorma kendini güzellik."
Güzellik.
"Ilgaz?"
"Hı hı."
Ilgaz,burdaydı.
Benim yanımdaydı.
Gözlerimi zorlukla araladım.Etrafın çoğu yeri kararmıştı ancak onun yüzünü seçmeye çalıştım.Gözleri yeşildi.çimen yeşili.
Çimen yeşili.Gözlerim kapandı.
Hemen ardından o sahneler gözümün önüne düştü."Gözlerin ne renk ılgaz?"
"Yeşil."
"Ama yeşilin bir tonu vardır.seninkiler ne renk?"
"Bilmem sence?"
"Çimem.çimen yeşili."
"Iy çimen yeşili ne? Beğenmedim."
"Ben beğendim.çimen yeşili gözlü ılgaz."
•
"İlayda su perisi demekmiş sen sudan korkarsın."
"Evet."
"Sudan korkan birine neden su perisi ismi verirlerki?"
"Salak ben doğmadan önce koyuyorlar ilerisini nereden bilsinler."
"Çok tuhaf aslında sen çocuğunun geleceğini bilmeden ismini koyuyorsun.baksana seninkiler en büyük korkunun ismini sana koymuş."
"Ama su perisiyim,su değilki.peri deriz anlamına olur biter."
"Peri?"
"Evet,kötü mü?"
"Yoo çok güzel.benim perim ol sen."
"Ne perisi?"
"Çiçek."
"Çiçek mi?"
"Evet.sen çiçeksin.o halde çiçek peri'm ol."
"Tamam,çimen göz."
•
•
Okuldaydım.ellerim titriyordu.yanımda kimse yoktu.gene,gene ve gene.Derin nefesler alarak lavaboya ilerlemeye başladım."Hey ezik naber?" Onu umursamayarak hızlıca yürüdüm.
"Eziğe bak korkmuş."
"Gel birazda canını acıtalım."
Bir şeye takılmamla yere düştüm.
Kahkaha attılar."Ezik ya şu tipine bakın!"
"Onu koruyacak kimsede yok.annesi babası yok.Kimsesiz! Ezik! Ezik bir kimsesiz!"
Zorla ayağa kalktığımda dizim kanıyordu.
Gözümden yaşlar akarken hızlıca arka bahçeye ilerledim.
Ağaçların birinin arkasında durarak dizime baktım.etek giyiyordum.acıyla kendimi sıktım.
"Hey!" kafamı çevirip bana doğru gelen kişiye baktım.Birisi gene benimle dalga geçmeye geliyordu."yaklaşma."
"Sakin ol sadece yardım edeceğim."
"Sende onlardansın biliyorum! Yaklaşma rahat bırak beni."
"Kimlerden söz ediyorsun bilmiyorum ama ben söz ettiğin kişilerden değilim.bu okula yeni geldim başka şehirden geliyorum,sadece seni böyle görünce yardım etmek istedim."
Ona inanmaz bir ifadeyle bakmamı umursamadı.cebinden bir peçete ve yara bandı çıkardı.Yavaşça bana yaklaşarak dizimdeki kanı sildi ve üstünü yara bandıyla kapattı.
"Yara bandı yaraları kapatmaz ama gizler,
Tıpkı kabuk gibi.dikkat et."
"Sağ ol."
yara bandına baktığımda çiçekli olduğunu gördüm."Çiçekli yara bandı mı taşıyorsun yanında?"
"Çiçekleri çok severim."
"Peki..."
"Ben ılgaz."
"İlayda."
"Biliyorum."
"Duymuşsundur tabii etraftan."
"Aslında çok duymadım."
"Nasıl?"
"Boşver,al."
Uzattığı çiçeğe tuhafça baktım.
"Gelirken gördüm koparmak istedim ama verecek kimse yoktu belki mutlu olursun diye..."
"Tamam,anladım.teşekkürler."
"Rica ederim,kendine dikkat et ilayda."
"Sende ılgaz."
•Ben ılgazı tanıyordum.
O,onlardan değildi.
Ilgaz benim çocukluk arkadaşımdı.
Ilgaz benim aslında çok uzun zamandır hayatımdaydı ancak ben bunun farkında değildim.dudaklarım kururken zorlukla
"Çimen göz..." diye mırıldandım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlayda/texting
Jugendliteratur053***: gerçekten mi? 053***: onlara karşı öylece susacak mısın? 053***: hadi ama bir şeyler yap! 053***: susma! 053***: sen gerçekten... 053***: söylesene,neden izin veriyorsun onlara? "Görüldü." 053***: ağlıyorsun. "Görüldü." 053***: ağlama. 053*...