053***: gerçekten mi?
053***: onlara karşı öylece susacak mısın?
053***: hadi ama bir şeyler yap!
053***: susma!
053***: sen gerçekten...
053***: söylesene,neden izin veriyorsun onlara?
"Görüldü."
053***: ağlıyorsun.
"Görüldü."
053***: ağlama.
053*...
Sevdiğin birini özlediğinde yaşadığını bilmek güzel hissettiriyordu. En azından yanına gidip onu görebilirdin. Ama ölen birini özlediğinde işler aynı ilerlemiyordu. Mezarına gidiyordum anlatıyordum toprağına dokunuyordum ama o değildi işte.minik yüzündeki gözlerini bana dikip bakmıyordu ya da kapatmaya çalıştığı halde gözüken minik çillerini göremiyordum. Eğer ölen birini özlediyseniz yapacak bir şey kalmıyordu.
Her gece onu görmek için tanrıya yalvarıyordum ancak altı senedir iki kere görmüştüm.güzeldi. Sürekli o sahneleri düşünüyordum onlara tutunmaktan başka çarem yoktu. Benim gerçek ailem oydu. Nefesim,hissettiğim,gördüğüm,yaşadığım,canlandığım her şeyim oydu. Renkler kaybolmuştu onsuz. Etraf karanlıktı ve belkide en üzücü şeylerden biride bir daha aydınlık olmayacağını düşünmekti. Onsuz bir aydınlık ne kadar aydınlık olabilirdi ki? Yarım kalmış,bulanık.
İçimdeki acıyı tarif edicek cümle,kelime ya da her hangi bir şey yoktu ama acıyordu,çok acıyordu.
Öyle acıyordu ki bazen kendimi tutamayıp dağıtıp bağırdığım oluyordu tıpkı bir çocuk gibi hıçkırarak ağladığım. Onunla beraber çocukluğumun bir kısmıda gitmişti.çocukluğu yaşadığım tek kısım daha doğrusu.Onsuz her şey kötüydü.İçimdeki özlem bazen bende yanına gitme isteği uyandırıyordu ancak yapmıyordum çünkü rüyamda yaparsam kızıcağını ve benimle konuşmayacağını söylemişti.Onun beni yok sayışını düşündüğümde kalbime bir acı saplanmıştı.Oda ben gidince böyle mi hissetmişti?
Pişmandım ama pişmanlığımın hiç bir şeye yaramadığını biliyordum.
Ben sadece tükeniyordum.onu severek geçirdiğim 15 sene ve onsuz geçirdiğim 6 yıl beni tüketiyordu.
Mezarındayım gene her zaman olduğu gibi,bir elim toprağında geziniyor diğeri ise mezar taşını tutuyor.hayal ettiğin mesleği yapmanın mutluluğu benimle Bugün gene bir hastanın hayatını kurtardım çok tatlı bir kız çocuğuydu Minik minik çilleri vardı bana seni anımsattı.Kimliğimde yaşım yirmi dört ama ben on sekizde tutuklu kaldım. içimdeki bu acı dinmeyecek biliyorum ama gün geçtikçe dahada acıyor gibi hissediyorum.her acıdığında kendime bir sigara yakıyorum kızacağını biliyorum ama tanıştığım hastalarımdan biri geçiriyor azda olsa demişti belki avutma şekliydi belki doğruydu ama ben kendimi avutuyorum gerçeği bilsemde bırakamıyorum. Ben her gün seni dahada çok özlüyorum çiçeğim. Sakladığın fotoğrafımızı buldum evinde boynumdan hiç çıkarmıyorum her özlediğimde sıkıca gözlerimi kapatıp o günleri hayal ediyorum ama yetmiyor sensiz hiç bir şey ilerlemiyor.
Ilgaz kaygılar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SON. •••• Ben sende tutuklu kaldım.
İlayda en büyük zorbasına yenildi.herkesin en büyük zorbası ister kabullensin,ister kabullenmesin kendisidir. İlayda kendisine yenildi. Siz kendinize yenilmeyin.
Not: İçinizi dökmek isteyip konuşacak birisini bulamazsanız bana mesaj olarak atabilirsiniz her daim cevaplamaya çalışırım. İyi günler ama ilayda bitti. Belki birazda ılgaz...