"Oyun oynamaya hazır mısın Bücür?"
"Hiç olmadığım kadar Bay Gıcık..."
Yahya Dede'nin odasından ayrılıp odama geçtim.Yahya Dede'nin dediğine göre akşam tekrar toplanıp bu konu hakkında konuşup plan yapmamız gerekiyormuş.Anlaşılan oldukça ciddi bir işe giriyorum.Ama....değer mi değer.Amacıma sadık kalmalıyım.Her ne olursa olsun annem ve babama bunu yapan Mahir Korhan bedelini misli ile ödeyecek.
Yataktan kalkıp kıyafet dolabıma doğru ilerledim.Malum yarın üniversiteye başlıyacağım ve eğer Gökhan Koran 'î kendime aşık edeceksem eski bakımsız Asya 'ya veda etmeliyim.Vazgeçilmezim olan ve her zaman kullandığım pantolon tshirt kombini , depresyon topuzu, rahat mı rahat convers lere de veda etmeliyim değil mi? Hadi ama yapabilirim , yaanii...yaparım yaa.Ufff cidden zor iş bu bakımlı olma işi.
Ìsyan etmeyi bırakıp yatağımın yanındaki kitabı elime aldım.Cemal Süreya 'nın şiir kitabı.Kitabın ilk sayfasını açıp ilk şiirine baktım.
"Gittin...
Ve solumda kaldın...
Ve soluğumda...
Ve sonumda..."
Ne sevmiş be Cemal Süreya...Ne kadar yanmış böyle...Ne kadar dayanmış bu aciya...Ne de güzel yaşamış AŞK'ı...Zor olsa gerek, ne biliyim zordur her halde , ben dayanabilir miydim ki bu aciya? Yaşarken ölüp ölüp dirilmeye...Zor iş aşk...Zor be delicesine sevmek...
Daha fazla kendimi kaptırmamak için kitabı tekrar yerine koydum.Saate bakinca yemeğe gitmem gerektiğini anlayip merdivenlerden salona doğru ilerledim.Her zamanki gibi Yahya Dede ayni yerinde oturmuş şarabını yudumluyordu.Anlaşılan Bay Gıcık henüz gelmemişti.Ben de Yahya Dede'nin yanına oturdum.Kapı çalınca Gülseren Teyze kapiyi açti.Kuzey gelmiş, hıh .Gelmese olmaz sanki? Ìyice saçmaladin Asya sanırsın burası senin dedenin evi !
Ìç sesimle olan kisa dialoğumuzun ardindan kapidan iceriye giren Kuzey'e gözlerim takildi.Yahya Dede :
"Hoşgeldin oğlum .Hadi gel yemek yiyoruz."
Kuzey yanağının kenari ile sırıtarak :
"Duş aldıktan sonra neden olmasın dede.Malum çok yoruldum bugün." Dedi ve göz kirpip merdivenlere doğru ilerledi. Ne demek istediğini sonradan anlamanın verdiği şokla öksürmeye başladım.Yahya Dede 'de kahkaha atarak şarabından bir yudum daha aldı ve bana dönerek:
"Kìmin torunu hergele.Aynı benim gençlik yıllarımdaki gibi."
"Yok artık Yahya Dede sen de mi ?"dedim ve bunu dememle Ìkimizi de gülme krizi tutmuştu.Yahya Dede'yi cok sevdiğimi söylemiş miydim?
Uzun süren gülüşmelerimizin ardından Kuzey de masaya oturdu.Altına geçirdiği eşofman biraz daha zorlasa belinden düşecek gibiydi .Giydiği siyah tshirt le de kombinleyince cidden iyi olmuştu.Bi de gitmiş dar tshirt giymiş, tamam anladık baklavaların var da bu kadar da göze sokulmaz ki şimdi.Onu incelediğimi fark edince sırıtıp gözlerini gözlerime kenetledi. Hemen kafamı tabağıma eğdim .Hadi ama kimsenin gözlerine uzun süre bakamazdım ben.
Yemeklerimizi bitirip Yahya Dede'nin odasına geçip ortadaki masanin etrafinda toplandik.Yahya Dede kasasindaki sari zarflari acip masaya birakti.Dosyalari açip icinden çikan resimleri ve gazete küpürlerini onumuze koydu.Elindeki fotoğrafı bana doğru uzatıp:
"Ìşte avımız Gökhan Koran .Kuzeyle aynı yaşta .Yani senden bir yaş büyük.En uzun ilişkisi bir iki hafta .Takildiğı mekan ....
Yahya Dede'nin sözünü keserek Kuzey devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyaha Tutulan Mavi
Romance"Siyaha tutulan mavinin hikayesi.. " Mezuniyet gecesi anne ve babasının kaza yaptığı haberini alan Asya'nın hayatı ,mezun olduğu gün dönüm noktasi olacakti.Anne ve babasının intikamı için hayali olan psikologluğu birakip daha önce hiç düşünmediği Hu...