"Hızlı koşuyordu.Yakalaması güç olsa da kimse benim elimden kurtulamazdı, emir verilmişti bir kere. O çoktan kurban olarak seçilmişti.Bacaklarımdaki çürümüş kasları son noktasına kadar zorlayıp, yaklaştığım anda üzerine atıldım. Son hatırladığım şey ise parmaklarımı gırtlağını sökercesine boynuna saplarken boğazından çıkan o kanlı hırıltıydı. Vazifem tamamlanmıştı, artık karanlığıma dönüp, uykuma dalabilirdim."
Zifiri karanlık , burna işkence eden rutubet kokusu ve boşluk. Kendi kendine esneyerek söylendi " Ah, işte burası benim yuvam. "
Bir adı yoktu, hiç olmadı. " O " diye bahsedildi hakkında, kimse ona bizzat hitap etmezdi, edemezdi. Göz göze gelinmesi bile karşıdakinin " kurban " olmasına yol açabilirdi. Karanlığı emen soluk gözleri birine kitlendiği zaman artık iş işten geçmiş olurdu. Yorgundu, son iş onu bir hayli yormuştu. "İş.." İş dememek gerekirdi, herhangi bir ücret almıyordu, sadece keyfî yapıyordu bunu, verilen emirlere uymayabilirdi de, ama uymak işine geliyordu. Öldürme içgüdüsü doğduğundan beri kanında vardı, üstelik tam bir sadistti. Verilen iş ne olursa olsun, emir yerine getirildiği sürece ne ile ilgilendiğini, ne yaptığını kimse umursamıyordu. Yani "Özgürdü."
![](https://img.wattpad.com/cover/36712667-288-k57436.jpg)