𝘢 𝘥𝘳𝘶𝘨𝘨𝘦𝘥 𝘭𝘰𝘷𝘦 𝘴𝘵𝘰𝘳𝘺

416 45 14
                                    

"Uykusuzluk, yetersiz beslenme, stres, bünyeye aniden giren aşırı alkol ve kafein

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Uykusuzluk, yetersiz beslenme, stres, bünyeye aniden giren aşırı alkol ve kafein.." Doktor kızın bu hale gelme sebeplerini ilgisiz bir tavırla ve yorgun bir ses tonuyla anlatırken William'ın tek düşündüğü onu bu hale getiren temel nedenin ne olduğuydu. Bunlar sadece bu duruma düşmesini tetikleyen ve görünen nedenlerdi.

Louis tüm o kargaşada kızı kucaklayıp arabaya kadar götürürken William çoktan kafedeki işini bitirmiş olanları uzaktan görmüştü.

O kız Isabelle'di.

Umutlarını ve ideallerini bağladığı belki de tek kadın, şimdi onu tanımayan kişilerin bile onun bu haline acıyacağı, hatta kardeşinin kendi sınırlarını unutup onu kucaklamasına neden olacak kadar yürek parçalayıcı bir durumdaydı.

Onu bu halde en son Frida'nın ölümünde görmüştü.

Isabelle'le aynı sınıfta olan Lucian şehirdeki barlardan birinde garson bir kıza gönlünü kaptırmış ve çoktan genç kızla bir aşk meyvesinin tohumunu ekmişlerdi.

Tüm sınıf farklılıklarına rağmen Lucian, Frida'ya delicesine aşıktı ve bu aşk kesinlikle karşılıksız değildi.

Ama cebine geçen parayı ve adına katan gücü arttırmak için insan denen varlık çoktan işe koyulmuştu. Tüm bu arzularını gerçekleştirmek sadece hedefindeki öldürmeyle mümkün olmuştu.

Ve her zamanki gibi kurban masum ve savunmasızdı.

Zihni uyuşturulmuş genç kız köprünün kenarında kendinden bile habersiz en sevdiği şarkıyı, belki de en kıvrak dansıyla söylüyordu.

Artık kendini atmanın zamanı geldiğine göre tek yapması gereken ileriye doğru bir adım daha atmaktı. İleriye doğru atıldığındaysa bir el onu kurtarmak için uzanmıştı.

Isabelle onu var gücüyle tutuyordu.

Sadece oradan geçiyordu hatta kızın kim oluğunu bile bilmiyordu ama o an tek düşündüğü onu kurtarmaktı.

Kolundaki kuvvet kum saatinin kumları gibi bir bir akıp giderken kendisinin düşmek üzere olacağının farkında olmasına rağmen sadece tutmaya devam etti onu yukarı çekmek için uğraştı.

Eğer Frida kendini ağzından dökülen şarkıyla kendini bırakmasaydı muhtemelen ölen sadece o olmayacaktı.

Isabelle kurtaramadığı o kızın sınıf arkadaşının sevgilisi olduğunu öğrendiğinde belki de Lucian'dan bile, tüm içtenliğiyle sevdiği kadını kaybeden bir adamdan bile, daha çok kahrolmuştu.

Şimdi ise hastanede kendi karanlık cehenneminde uyanmayı bekliyordu.

William ise sessizce onu izliyordu. Önceden heyecanla parlayan yüz şimdi bir ölününki gibi ruhsuzlaşmasına, tatlı pembe dudaklarının artık rengini bırakmış beyaz bir gül gibi soluşuna, ellerinde ve vücudunun çeşitli yerlerinde oluşan morluklarına hala inanamıyordu.

Hayır, kurtaramadığı bir kız için bile bu kadar mahvolmamıştı.

Öyleyse onu bu hale sokan şey muhtemelen sevdiği birini acı bir şekilde kaybetmiş olmasıydı. Çünkü böylesine şişmiş gözaltları sadece günlerce ağlama ve uyumamanın eseridir.

Kapının açılmasıyla William düşüncelerinden sıyrıldı ve kendisine sıcak çayla gelen kardeşine tebessüm etti.

"Sağ ol Louis."

"Lafı bile olmaz abi." William bardağa dudaklarını dayadıktan ondan küçük bir yudum aldı. Sıcak bardağı iki eli arasına aldıktan sonra bakışlarını yere sabitledi ve gözlerini bir süreliğine de olsa dinlendirmek için kapattı.

'Bunu hak etmiyordun.'

'Dünyanın en kötü insanı bile böyle mahvoluşu hak etmezken bile'

'Ve bunu benim gibi bir katil söylüyor.'

Duyduğu yatak gıcırtısıyla düşünceleri rüyadan uyanmasıyla eş değer bir kesinti yaşamıştı.

"Abi uyanıyor." Louis'in de duyduğu sese onay vermesiyle bakışları yatağa çevrilmişti.

Elindeki karton bardağı aceleyle sehpaya bıraktı ve kızın uyanışını izlemek için koltuktan doğrulup ona doğru bir adım attı. Louis de aynısını yaptıktan hemen sonra genç kızın gözleri nihayet açılmıştı.

Kız birkaç kere gözlerini kırpıştırdıktan sonra nihayet karşısındaki öğretmenini görebiliyordu.

"Sonunda uyandın, Isabelle." William yüzüne hafif bir tebessüm getirerek eski öğrencisine bakıyordu.

"Profesör.." dudaklarından dökülen ilk kelimeden sonra bakışları Louis'e kaydı.

"İkiziniz olduğunu bilmiyordum."

乇几ᗪ

𝙄𝙣𝙠𝙝𝙚𝙖𝙧𝙩' 𝘞𝘪𝘭𝘭𝘪𝘢𝘮 𝘑. 𝘔𝘰𝘢𝘳𝘪𝘢𝘳𝘵𝘺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin