Bölümlerin son dokunuşları sizdee, yorumlarınızla süslemeyi unutmayın 💙 iyi okumalarr
Şaşkın bakışları geri, yerini ifadesizliğe bırakmıştı. Bu benim az da olsa ürkmeme sebep olmuş olsa da kendimden emin bir şekilde gözlerine bakmaya devam ettim. Onun o gece burda olduğunu biliyorum. Nasıl oldu? O çocuklara ne yaptı bilmiyorum ama buraya geldiğimde zaten onları o şekilde bulmuştum ve nasıl olduysa bu hâle düşmüştüm. Bunun bir tek açıklaması da karşımda bana psikopatça bakan kişideydi.
Hazırlıklı olmak amacıyla vazo kırığının elimde olup olmadığından emin olmak için avucumun içinde hareket ettirdim dikkatlice. Bu beni biraz olsun cesaretlendirmişti. En azından bana bir şey yapmaya kalkışsa kendimi korumaya çalışabilir, kendime vakit kazandırabilirdim.
Başını eğip bir süre yeri izledi ve ardından oflayıp gözlerini bana dikti. Şu an kaşlarını hafif kaldırmış, alttan alttan bana bakıyordu. Değişik bir cazibesi vardı. Hem tehlikeliydi, insanın ondan kaçası geliyordu hem de insanı kendine çekiyordu.
"Hafızan cidden bu kadar kötü mü?Katil olay mahalline genelde geri döner. Hatırlamıyorsun belki ama ayakların seni buraya getirdi. Bence artık kabul etmelisin."
Araya girerek net çıkan sesimle sözünü kestim. "Sen neden burdasın peki?"
Gözlerini gözlerimden ayırmadan başını kaldırdı. Bakışları içimin en derininden titremesine sebep olsa da ben de gözlerimi çekmeyip dik dik bakmaya devam ettim. Kafasını hafiften yana eğip elindeki fotoğrafları geri cebine soktu. "Anlaşılan oyun daha eğlenceli bir hâl almaya başlayacak."
Bir elimle vazo parçasını tutarken bir elimi de yumruk yapmış, tırnaklarımı etime iyice geçiriyordum. Resmen benimle oyun oynuyordu ve bunu eğlenceli buluyordu. "Bence bu oyuna bir son vererek itiraf etmelisin artık. Sen yaptın..di mi?"
Sırıtıp ensesini kaşıdı. "Zeki bir kızmışsın. Normalde hatırlamaman gerekiyordu.. işimi sağlama alırdım ama bir sıkıntı olmuş olmalı."
Sonlara doğru sözlerinden hiçbir şey anlamamıştım, zaten daha çok kendi kendine konuşur gibiydi. Onu es geçip asıl sormak istediğim soruyu sordum.
"Neden? Neden yaptın bunu?"
Omzunu silkip umursamaz bir şekilde konuştu. Sesi buz gibi soğuk, bakışları ise yerde geziniyordu. "Cinayet, Tanrı'nın sonuçta kendi eliyle yapacağı şeyi sadece biraz hızlandırır, o kadar. Onları bu pis dünyadan kurtardım, bana teşekkür etmeliler bence bunun için."
Cevabına karşılık gözlerimi şaşkınlıkla etrafta gezindirdikten sonra bir zamanlar onların yattığı yeri gösterdim.
"Peki onlar bunu istediler mi ki?"
Kafasını bana çevirip baktı. "İstediklerinin farkında değillerdi belki de."
Bakışları ve sözleri içimin buz tutmasına sebep olmuştu resmen. Nasıl birine denk gelmiştim ben böyle?
Hareketlenince ben de istemsizce bir-iki adım geriye gittim. Duraksayıp gözlerini vazo parçasının olduğu elime çevirdi. Yüzünde tehlikeli bir gülümseme belirmiş, öylece elimdekine bakıyordu. En sonunda bakışlarını gözlerime çevirmesiyle içimin bir değişik olduğunu hissettim. Bu çocuk içimde farklı duygular uyandırıyordu. Merak, endişe, tedirginlik..ilgimi çeken özellikleri vardı. Gizemli bir kapalı kutuydu ve ben o kutuyu açmak istiyordum. Fakat bu isteğimin başıma iş açacağını da çok iyi biliyordum. Belki de çoktan belayı çekmişimdir de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devil's Game〆JJK
Fanfiction"Tarih tekerrürden ibarettir. Şunu da unutma güzelim, şeytan kaybetmeyi sevmez ve kazanana kadar da bu oyun devam eder." •Başlangıç tarihi: 16.01.2022• •Bitiş tarihi: 20.01.2022• "Tüm hakları Jk'in oyununda saklı„