Nasıl Başladı?

101 9 45
                                    

Orhan, barda Meri'yi savunduğundan beri ona karşı bir şeyler hissettiğini biliyordu. Meri çok utangaç biriydi ama Orhan'a güveniyordu, bu da onun için alışıldık bir his değildi. O farklı biriydi, Orhan bunun ta en başından beri farkındaydı Meri, Orhan ve Ateş sayesinde İpek'le de tanışmıştı. Böylece hayatı daha da şenlenmişti. Çıkmaya başlamadan önce ise hızlıca çok yakın arkadaş olmuşlardı. Meri iyi gününde, kötü gününde ona gidip muhabbet edebiliyordu.

Bu bölüm biraz diğerlerinden değişik olacak, üç bölümden oluşucak. İlk bölüm, Orhan ve Meri'nin küçük haftasonu kaçamağı, Meri'nin Orhan'a karşı bir şeyler hissettiğini kendi kendine kabullendiği zaman. İkincisi ise Orhan'ın çıkma teklif ettiği ve Meri'nin de kalbini açtığı gün. Bunlar hikaye bölümleri, sonuncu bölümde de köklü bir aşkın başlangıcını birlikte inceleyeceğiz. Bunun sebebi de hislerin analizini yapıp, onları benim gözümden görmenizi sağlamak. Farklı bir konsept izleyeceğim ama umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.

HAFTASONU KAÇAMAĞI (1)

Eylül ve Orhan tanıştıktan kısa bir süre sonra çok yakın arkadaş olmuşlardı. Tanışalı sadece üç ay olmuştu. Her gün kafelerde ders çalışmaya çabalayıp muhabbete dalmalar, üniversite kampüsünde akşam vaktinde bira, cips keyfi yapmalar... Eylül çekingen birisi olmasına rağmen Orhan'ın yanında çok farklı birine dönüşüyordu. Orhan bunu farkındaydı ve bu onun çok hoşuna gidiyordu. Zaten ondan hoşlandığını farkındaydı ama o aralar kabullenemiyordu Orhan. Eylül ise Orhan'ın yanında ne kadar rahat olduğunu bildiği zamandı, daha bir şeyler hissettiğini farkında değildi. Bu da biraz Eylül'ün kendini tutmasından kaynaklıydı, duygulara daha açık değildi. Sadece şu an hissettiğinin güzel olduğunu biliyordu, anı yaşamak istiyordu. Olaylar kısacası böyle güzel güzel gidiyordu.

Bir Cuma günü Orhan ile Eylül yeniden kampüste derse girmeden buluştu. Eylül, yavaş yavaş arkasında bir şey saklayarak Orhan'a doğru yaklaştı. Çok heyecanlıydı, Orhan onun yüzündeki heyecanı görerek gülmeye başladı.

"Noluyo Eylül ya? Ne saklıyosun bakiyim..."

Dedi ve elinde sakladığını yakalamaya çalıştı ama beceremedi.

"Ya dur sabretsen zaten vericem. (Hediyeyi ona doğru uzatır) İçimden geldi."

Orhan hediyenin ona olduğunu görünce daha da sevindi. Eline aldı ve küçük paketi açtı. Kutuyu açtığında içinde kol saati vardı.

"Bu aralar baktım da merak saldın saatlere. Ben de sana ve bana (kolunu gösterir) aynı saati aldım. İkiz olduk."

Orhan saate bayılmıştı ama Eylül'de de olması detayı onu mest etmişti. Ona hemen sarıldı ve teşekkür etti. Orhan saati aylarca kolundan çıkarmayacaktı bile.

"Ya sen naptın şimdi? Benim çok daha iyi bir şey yapmam lazım."

Eylül güldü.

"Ben sana bunu bana bir şey al diye mi aldım Orhan ya aşk olsun."

Orhan yanlış anlaşılma olmasın diye hemen cevap verdi.

"Yapma o anlamda demediğimi biliyosun ama içime sinmez."

Eylül güldü ve derse koştu. Orhan'ın farklı dersi vardı ama derse asla odaklanamadı. Aklında hep bir sürpriz yapmak vardı. Düşündü, baya baya düşündü ve dersi hiç dinlemeden öylece aklında fırtınalar estirdi. En sonunda istediği cevaba ulaştı. Ona kıyafet veya aksesuar almayacaktı. Arkadaşının babasının Abant'taki oteli aklına geldi. O arkadaşıyla da baya yakınlardı, bu yüzden onlara indirim de yapardı. Arabası da vardı, haftasonu Eylül'ü Abant'a götürebilirdi! Tam da güzel zamanlarıydı Abant'ın, kar vardı ve sucuk ekmek yiyecekleri bir sürü araba da vardı. Onun kanaatince bu çok iyi fikirdi. Dersten çıkınca hemen arkadaşını aradı ve olayı söyledi. O da çok az odanın kaldığını söyledi ve bu yüzden tek yataklı oda ve koltuk koyabileceklerini söyledi. Orhan "ben koltukta yatarım ya zaten bir gün" diyerek hemen kabul etti.O günü akşamında Eylül'ü aradı ve buluşmak istediğini söyledi. O da hemen üniversitenin yakınındaki kafeye geldi. Orhan yüzünden gülücüklerle ona çoktan kahve söylemişti.

Zümrüdüanka (Alternatif Evren)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin