16.Bölüm

21 12 0
                                    

Rose'den

Gözlerimi kapatmış bir şekilde chanyeol'un kalp atışlarını dinlerken bir den telefonuma gelen bildirim sesi ile chanyeol masadan telefonumu alarak bildirime baktı.

Chanyeol:
-"Aurora mesaj yazmış, bizi yemeğe davet ediyorlarmış"

Rose:
-''Ne zamana mış?"

Chanyeol:
-"1 saat içerisinde gelmezseniz Jungkook'u üzerinize salarım diye yazdı şimdi" diye gülerek bana baktığında yanaklarımı şişirdim

Rose:
-"Of ya iyi gidelim, umarım jungkook kavga çıkarmaz".İç çekerek''Umarım''dedi.Doğrulup üzerimizi giyinmeye başladığımızda Yeol arkama geçerek belime sarıldı ve boynumu öpmeye başladı "sana doyamıyorum güzelim, kokun o kadar eşsiz ki sarhoş gibi hissediyorum" dedi. Anında yanaklarım kızarmaya başladığında gülerek aynadan ikimize baktı "seni gördükçe meleklere olan inancım daha artıyor sevgilim, meleklerden daha da ihtişamlı ve naziksin". Arkamı dönüp yanağına minik bir öpücük kondurdum.Kıkırdayarak kucağına aldı
Chanyeol:
-"minik bir öpücük yetmedi ama" dedi dudaklarını büzerek tatlı tatlı gözlerimin içine bakmaya başladı.Kıkırdayarak dudağından da öptüm.
Birden tekrar telefona mesaj geldiğinde beni Kucağından indirip telefonu aldı " 'öpücüğü eve geldiğinde görürsünüz bay park yazmış galiba Jungkook bu"

İç çekerek ''Bu çocuk bizi nereden izliyor''dedi.'' Her yerden izleyebilir biliyorsun değil mi'' Diyerek kıyafetlerimi giyinip odadan çıktım.
Bir süre sonra giyinip Chanyeol'da geldi.
Bende o sırada mutfakta atıştırmalık  bir şeyler hazırlıyordum.Birden arkamdan gelip beline sarıldı.O an okadar dalmışımtım ki elimi kestim.Endişeyle elimi tutarak suya tutu ve iyice yıkamaya başladı elimi. Acıdı için yüzümü buruşturduğumda dudağımı öperek suyu kapattı ve salona gidip yara pansuman aletlerini alarak tekrar yanıma geldi. Beni kucağına alarak tezgaha oturtu ve pür dikkatle pansuman yapmaya başladı. Kıkırdayarak onu izlemeye başladığımda mükemmel yüzü ile tekrar tekrar ona aşık oluyordum

O kadar kusursuz ki
Başımı sallayarak iç sesime hak verdiğimde yeol pansuman yapmayı bırakıp yara bandını elime yapıştırdı ve elimi nazikçe aynı zamanda uzunca öperek gözlerimin içine baktı. Gözlerime öyle güzel bakıyordu ki kendimi onun deyimi ile sarhoş gibi hissediyordum, bir bakışı ile erimem normal miydi bilmiyorum ama böyle hissetmek o kadar ayrı ve güzeldi ki, onun hakkında olan her şey çok güzeldi.
Birbirimizin gözlerine bakmaya o kadar dalmıştık ki kapı sesi ile tezgahtan hızla inerek kapıya bakmaya gittim, Kapıyı açtığımda ise karşımda ki Yora bana sırıtarak bakıyordu "umarım o zaman da gelmemişizdir yengecim eğer o zamanda geldiysek bizi mahsur görün" dedi
Tam ağzımı açıp konuşucak iken Byung Chan araya girip "onların özellerine karışmayalım güzelim, bırak özel zamanları onlara kalsın" diyerek göz kırptığında başımı eğmek zorunda kaldım yanaklarım gözükmesin diye. Chanyeol'a göz ucuyla baktığımda Byung Chanı ödürecek gibi bakıyordu halen.

Chanyeol:
-''Bu niye geldi seninle!?''. Diye bağırdığında kavga çıkmasın diye "B-biz en son yemeğe gidecektik değil mi chanyeol? " diyerek elini tuttuğum gibi apartmandan çıkardım. Korumalar da peşimizden geldiğinde gözlerimi devirerek kapısı açık olan arabaya bindim. Chanyeol'da ön koltuğa bindiğinde şoför eve doğru sürmeye başladı.

Eve gelene kadar da neden bizi yemeğe çağırdıklarını düşünmeye başladım

Acaba nikahlandığımızı öğrenmiş midir? İla öğrenmiştir ya sonuçta o Jungkook

Birden kapım açıldığında arabadan inip eve baktım, evet burası Jungkook'un kendi evi idi Ve aşırı büyüktü. Bunları düşünürken chanyeol elimi nazikçe tutmuş kapıya doğru ilerlemiştik. Kapıyı tam çalacaktık ki birden açılması ile karşımızda duran sarı saçlı ve bal renginde olan kahverengi gözleri olan çocuğa şaşkınlıkla baktım. Çocuk bana bakarak göz kırpmış ve kenara çekilerek girmemizi beklemişti, Chanyeol'a baktığımda çocuğa öldürecek gibi bakıyordu, kargaşa çıkmasın diye elinden tutarak içeri sürükledim. İçeri girdiğimizde siyah koltuk takımları bizi karşılamış ve koltukların üzerinde oturmuş boş gözlerle bize bakan Jungkook ile sessizce yerimizde durduk. Ona baktığımda halen beni süzüyordu.Korkuyla yutkundum.Chanyeol ellerimi nazikçe okşamaya başladığında Aurora odaya girmiş ve gülümseyerek bana sarılmıştı.
Beceriksizce gülümsiyerek sarılışına karşılık verdim.

Bu adamın burada Ne işi var?  tekrardan neden geldi ki?

Aurora sarılmayı bırakıp Jungkook'a bakarak kalk hareketi ile Jungkook kalkıp bana sıkıca sarıldı. Sarılışına karşılık verdim hemen.

Jungkook:
-"Annem, baban ve Junmyeon da yemeğe davetli"

Jungkook:
-"Tabi üvey abin sehun da gelecek, bugün ailecek vakit geçireceğiz "Dediğinde duraklayarak ona baktım "üvey abim mi var benim?" diye sorduğumda olumlu anlamda başını salladı

Rose:
-''N-ne?a-ama nasıl?''

Jungkook:
-"Baban olacak o şerefsiz annem ile ayrıldıktan sonra bara gitmiş, orada çalışan bir kadını hamile bırakmış falan işte, kadın haftalar sonra hamile olduğunu anlamış" dedi stresle dudaklarını yalayarak. O an duyduklarım yüzünden donmuştum.

Jungkook:
-"Kadın Edgar'a yani babana gitmiş ve açıklamış, Edgar ise 'benden değildir o, benden sonra yaptığın kişidendir, paraları koparmak için bana iftira atma' demiş kadına"
Artık duymamak için kulağımı kapatmıştım.Artık duyduklarımı kaldıramıyordum.Hiç bir şeyden haberim yoktu. Bunca yılı ot gibi yaşamıştım resmen, babamı da masum sanardım, ne kadar pislik olduğunu bilsem hiç yanında kalmazdım. Ve ya annemin beni neden bıraktığını yeni öğreniyordum. Hiç bir şeyi anlatmıyordu bana.

Jungkook:
-"Annem geldiğinde her şeyi çok iyi bir şekilde öğrenmiş olacaksın Rosé".

Rosé:
-''Artık duymak istemiyorum...''Diyerek kulaklarımı kapadım.Chanyeol ellerimi tutup kendine çekmiş ve saçlarımı okşamaya başlamıştı, Sesizce ağlamaya başladım.Chanyeol saçlarımı okşamaya devam etti.Tam da o sırada kapı çalmıştı.Gelen Sehun ve babamdı.Onları görünce hızla mutfağa doğru gittim tabi Aurora'da benim peşimden gelmişti.

Rosé:
-''Gitmek istiyorum buradan....ya da o gitsin.''

Aurora:
-''Rose lütfen böyle yapma sadece kısa bir süre kal sonra gidersin..lütfen''

Aurora:
-"Hem merak etme Jungkook varken asla sana zarar vermez"

Rosé:
-''Onun yüzünü görmek istemiyorum''

Aurora:
-"Lütfen rose, hatrım için, hem Jungkook söz verdi bir daha size karışmayacak"
İç çekerek''Peki..'dedim.Gülümseyerek bana baktı "teşekkür ederim". Hiç birşey demeden sadece tebbesüm ettim.

Edgar:
-"Rosé kızım neredesin? " diye salondan bize seslendiğin de bıkkınlıkla''Mutfaktayım!''dedim.
Onun ayak sesi ile ona bakmadan sandalyeye oturdum.Hızla oda yanıma oturdu.Babama bakmadan önüme bakmaya başladım.
Edgar:
-"Jungkook sana ne anlatı da bana bu kadar soğuksun Rosé? " diye sorduğunda Aurora'nın kahkasını duydum "bilmesi gereken her şeyi anlattı". Aurora'ya göz ucuyla baktım.

Aurora:
-"Nasıl bu kadar utanmaz olabiliyorsun? Önce karına şiddet uyguladın, sonra başka kadını hamile bıraktın ve şimdi kızına bir şey olmamış gibi davranıyorsun! Kendinden utanmalısın"

Edgar:
-''Buna sen karışma Aurora'

Aurora:
-"Karışırım! Öz oğlunuzun karısı olarak karışma hakkım da var! , sizin yüzünüzden Jungkook neler çekti haberiniz var mı? Şimdide aynılarını Rosé mi yaşasın istiyorsunuz?"
Aurora:
-"Sizin o bozuk genetikleriniz yüzünden kocam katilik genlerini taşıyor"

Babama baktığımda ise sinirle kalkıp Aurora'nın kolunu tuttu.

Edgar:
-"beni neyle suçladığından haberin var mı? Irene hep yalan söylüyordu, ona zarar vermedim ben!"

Aurora:
-"Ha herkes yalancı bir siz doğrusunuz değil mi?! Peki bunları yok sayalım sizin yüzünüzden Jungkook çok zarar gördü haberiniz var mı? Lise zamanında arkadaşları sizi öğrendiklerinde annesi hakkında alay ediyorlardı" diyerek iç çekti ve kolunu çekerek karşımdaki sandalyeye oturdu.

Aurora:
-"Bunlardan haberiniz yok çünkü oruspular gibi birilerini sikmek derdindesiniz ve eskiden de böyleydiniz, sakın tek kelime bile söylemeyin"Dedi ve babamın lafını keserek sandalyeden kalktı, elimden tutarak salona doğru çekiştirdi. Peşinden gittim.Tekrardan kapı çalmıştı.Jungkook hızla kapıyı açtı,gelen annem ve Jungkook'un babasıydı.Annem gelip bana sıkıca sarıldığında Ben de sarılışına karşılık verdim.Ben de masaya geçtiğimde ise ortam çok sessizleşmişti, Sanki fırtına öncesi sessizliği gibi. Tam da o anda
.
.
.
.
.
.

!KORUMA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin