Bölüm 4

6.4K 446 13
                                    

O olayın üzerinden  bir hafta geçmişti. Herkes yine hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam ediyordu.

" Oğlum koş baytar efendiyi çağır zarife doğuruyor."

Anamın sesiyle ahıra girdim.

" Oğlum oyalanma."

Nihayet Zarife'miz buzağısını çıkartacaktı içinden. Hızlı adımlarla baytar efendinin evine doğru koşturtum.

" Baytar efendi."

Ağır işittiği için bağırıyordum.

" Baytar efendii."

Gözlüğünü düzeltip bana baktı.

" Kimsin?"

" Sütçünün ogli Mahmud."

"Haa sütçi Ragıb'ın oglusun."

Beni daha önce görmemiş gibi konuşmasına göz devirdim. Bazen tanıyamıyordu insanları. Yaşlanmıştı iyice ama hala köyün baytarıydı.

" İnek doguri."

" Ne?"

" Zarife doğuruyor."

Bağıra bağıra konuşmama rağmen beni zor duyuyordu.

" Haa tamam tamam çantamı alayım da gidelim."

Acelem olduğu içir sabırsızca beklerken merdivenlerin tepesinde o gün beni eşkıyaların arasından alan adamı gördüm. Uzun boylu, zayıf , çakmak çakmak gözleri olan bir adamdı. Dimitri'nin aksine saçları kısa ve seyrekti.

Onu burada gördüğüm için şaşırmıştım. Bana otuz iki diş gülümsediğinde bakışlarımı kaçırıp baytarı da peşime takarak eve doğru ilerledim.

Zarife'm nihayet bugün buzağı vermişti bize.

"Oğlum al şu güğüm sütü baytar efendiye götürüver. Adamcağız para almadı zaten."

" Peki baba."

Küçük kız kardeşimin sarı saçlarını öpüp güğümü elime aldım.

" Ha, baba baytar efendinin evinde bir adam vardı. Kimdir biliyor musun?"

" Torunu gelmiş Üsküp'ten odur herhalde."

Kafamı sallayıp güğümü aldım yanıma. O adamı görmek eşkıyayı hatırlamıştı bana. Acaba ölmüş müydü? Yarası ağırdı. Ölmemiş olsa bile zabıtlar almıştır onu oradan.

Evlerine gittiğimde hava kararmıştı.

" Baytar efendii."

Bir kaç kez bağırdığımda kapıdan o adam çıkmıştı. Nikola.

" Sütçinin ogli, dedem uyudu. Bir şey mi oldu?"

Mavi gözleri karanlıkta çakmak çakmak parlıyordu.

" Babam süt gönderdi. Bir kap getirde içine dökeyim."

Hızlı adımlarla merdivenleri inip yanıma geldi.
Sütü yere bıraktım. İçerden kap getirdiğinde sütü doldurmuştum.

" Ben gideyim. Geç oldu."

" Dikkatli git yine kesmesinler önünü."

Kafamı salladım. Arkamı dönecekken yukarıdaki kapıda bir hakeketlilik hissettim. Sanki izleniyordum.

" Baytar efendi uyanmış herhalde."

Kapıyı işaret ettiğimde ensesini ovuşturdu.

" Yok sana öyle gelmiştir. Ben bir bakayım. Yinede."

Yüz ifadesi gerginleşse bile dışarıya rahat bir izlenim veriyordu. O parlayan gözleriyle aksi mümkün değil gibiydi.

" Peki, hayırlı geceler."

Ben gidene kadar ardımdan baktığını hissetmiştim. Sanki bakan sadece o değildi.

Sütçünün Oğlu -GAY-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin