Bölüm 2

8.5K 553 30
                                    

" Baba ben sütleri satmaya gidiyorum."

" Yok olmaz öyle şey."

Ömrü boyunca çalışmış bir adama otur diyince oturmasını beklemek tabi ki olmazdı.

" Sen bana güvenmiyor musun?"

Bembeyaz olmuş kalın kaşlarını yukarıya kaldırıp bana şöyle bir baktı.

" Ehh sen sat bugün o zaman."

Kafamı sallayıp ineklerin yanına gittim. Zarife hamileydi. Yakında doğurdu.

Sütleri arabaya yükleyip, önüne geçip sırtlandım. Zor oluyordu ama ev ev gezip sütleri dağıtmak hoşuma gidiyordu.

" Mahmut,  ablana söyle paskalya için yumurtları boyadım gelip alsın."

"Olur söylerim."

Her din,  her ırktan komşularımız vardı. Huzur içinde yaşayabildiğimizi görüyordum ama herkes aynı fikirde değildi. Ayaklanmalar başlamıştı. Çok kişinin canı yanıyordu. Daha da yanacaktı.

Arabayı sırtlanıp ilerlemeye devam ettim. Hava kararana kadar dolanıp sütü satacaktım.

Evlerin seyreldiği yola girdiğimde duyduğum silah sesleriyle kafamı o yöne çevirip sırtımdaki yükü bıraktım.

Aralıklarla silah sesi gelince sese doğru ilerleyip bir kayanın ardına sindim.

Silahı ateşleyen adamı tanımıştım. O gün atın üzerinde olan bulgardı bu. Dimitri demişti adamlardan biri. Adı bu olmalıydı.

Tüfefiyle doğrulttuğu hedefi vurdu.
Bir atış daha yapıp hedef niyetine koyduğu karpuzu patlattı.

"Dimitri yine forumundasın. Enerjini birazda akşama sakla. Bugün ilk büyük vukuatımızı yapacağız."

Duyduklarımla yerimde dikleştim. Bunlar bulgar çetesiydi ve en nefret ettikleri kişilerde osmanlıydı. Yani bizler.

İki atış daha yaptı Dimitri. Yüz ifadesi sertti. Nefret ediyordu bizden.

" Hakkımız olan için yeterince bekledik. Artık vaktidir."

Elim bir an kalbime gitti. Benim bu cahil cesaretim bir gün kafamın karpuz gibi patlamasına heden olacakmış gibi geliyordu.

Dedikleri şeyleri kafama yazdım. Bugün ortalık karışacaktı. Bir şey yapmam gerekti ama beni görürlerse diye yerimden kıpırdayamıyordum.

Bir süre sonra üçüde uzaklaşmıştı. Ben de en nihayetinde yerimden çıkıp eve gidebilmiştim.
..

Eve vardığımda hava kararmaya başlamıytı.

" Hoşgeldin oğlum."

" Hoşbuldum baba."

Arabayı nizamlayıp ağıra ilerledim. Diken üzerindeydim her an bir şey olacakmış gibiydi. Zabıtlara dulduklarımı anlatmıştım, başkada yapacak bir şeyim yoktu.

O gece karanlık kırmızıya bulandı. Alevler geceyi gündüz etmişken çığlıklar kulağımıza ulaşıyordu kulağımıza. Uykumuzdan fırlamıştık.

" İhsan'ların evi yakmışlar, müslüman evlerini yakıyorlar."

Gençler ellerine tüfeklerini alıp dışarıya fırladı, bir şeyi olmayanlar tırbaları kürekleri almış evlere koşturuyordu. Bende aynısını yapıp elime bir tırpan aldım bu gece zor geçecekti.

Sütçünün Oğlu -GAY-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin