Giriş: Zamandan Düşen Acı

6.1K 197 11
                                    

19 ocak 2022
04:34

Zaman diyorum, biraz daha zaman

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zaman diyorum, biraz daha zaman. Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa, bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler.
.
Giris: Zamandan Düşen Acı

Yazar'dan;

Elbette ki her çocuğunu seviyordu adam fakat bir kızı olması için hep bir dilek dilerdi. Gerçekleşen dileği ile ne kadar mutlu olduğu ise o kadar aşikardı ki küçük oğullarının içinde ufakta olsa bir kıskançlık oluşuyordu. Fakat onlar da babaları kadar aralarına gelicek olan küçük kız kardeşleri için mutlulardı.

En büyükleri Boran en az babası gibi bir kızı olucakmış gibi heycanlı ve telaşlıydı. Çünkü küçük bir kız çocuğuna nasil yaklaşılması gerektiğini bilmiyorlardı. 5 erkek ve yetişkin bir kadının arasına küçük bir kız bebek gelicekti ne de olsa. Hiç kimse ne yapması, nasil davranması gerektiğini bilmiyordu. Daha şimdiden kızının gelecekte olacak olan güzelliğini düşünüp kendi kendini sinir ediyordu adam.

Karısını henüz 2 saat 45 dakika önce doğuma almışlardı. Her bir çocuğu doğacağı zaman ki heycani tekrar yaşaması adamın şuan sakin olmasına yetmiyordu. Karısına o kadar âşıktı ki onun gibi bir kız çocuğu olacağı için elleri titriyordu.

Elleri ile yüzünü sıvazladığı anda kısık ama güçlü bir ağlama sesi doldurdu koridoru. Işte o an adam içine oyle bir nefes çekti ki sanki küçük kızının kokusu burnuna gelmişti. Bu onu gülümsetti. Küçük adamlar ise heyecan ile tekrar ayağa dikelmiş ve kardeşlerinin içeriden çıkmasını bekliyorlardı. Annelerinin acı çeker gibi bağırdığı hallerini gördüklerin de çok korkmuşlardı ve babaları zor sakinleştirmişti onları.

Yavaşça asansörlü kapı açıldı ve içerinden küçük bir kuvezi iten erkek hemşir çıktı. Bebek henüz çok erken doğmuştu. Doğumuna henüz 3 ay vardı fakat kızları gelmek istemişti. Adam ve kadın hayatların da ilk defa böyle bir şey yaşamışlardı ve öyle bir korku sarmıştı ki içlerini o zaman bu kız çocuğunun onlar için ne kadar kıymetli olacağının farkına varmışlardı.

Adam hızla ayaklanıp hemşirenin yanına yaklaştı. "Kizim ve eşim nasil? Her hangi bir sorun var mı?" Adamın bu telaşlı halini goren hemşire her ne kadar durup cevap vermek istese de küçük bebeği hemen yeni doğanların yanina götürmeli ve testlerini yapmalıydı. "Doktor birazdan çıkıcaktır" deyip hemen oradan uzaklasti. Adam tekrar yerine oturdu ve biran önce zamanın geçmesini diledi.

2 yıl sonra;

Kadin heycan ile küçük kızının henüz yeni gürleşmeye başlayan saclarini toparlayip uzerinde küçük bir güneş olan tokayi taktı. Derin bir nefes aldı, yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi ve kızını kendine çevirdi. "Benim mis kokulu küçük kızım". Kızının ellerine birer öpücük bıraktı. Bu küçük kızının kıkırdamasına ve henüz yeni yeni dilinin döndüğü o kelimeyi söyletmisti.

"Ayyeeeeem" Küçük kollarını annesinin boynuna sarmaya çalışan minik kız bunu başaramamıştı. Kolları henüz annesini saracak kadar uzamamıştı.  Kızını kucağına alıp diklesti kadın. "Annemmm. Sen ne zaman büyüdün kızım? Hı Asel'im?" Karşısında ki aynaya bakıp küçük kızını ve kendini beğeni ile süzdü kadin.

Seri adımlar ile evin bahçesine kızı icin hazırlanan alana yürüdü. Kızı bugün 2 yaşına giriyordu ve aile üyleri ile küçük bir parti vermişlerdi. Küçük kızı babasını görünce kucağın da zıplamaya başladı. Gerçekten babasına aşık bir kızdı. En az annesi kadar.

Yere serilmiş olan örtünün üzerine oturdu ve kızını kucağından yere bıraktı.

Yere serilmiş olan örtünün üzerine oturdu ve kızını kucağından yere bıraktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Temsili)

Bütün aile neşe ile küçük kızın yeni yaşını kutluyorlardı. Küçük adamlar bunun için çok heycanliydilar. Kardeşlerine bir hediye bile almıştı hepsi. Küçük kız kardeşlerine ilk hediyeleriydi. Oğlanlar ayaklanıp içeriden kardeşlerinin hediyelerini almak için eve yürüdüler fakat hediyeleri babalarının kasasındaydi. Boran hızlıca geri çıkıp babasına seslendi. Adam karısına gülümsedi ve küçük kızının saçlarına öpücük kondururken kokusunu da derince içine çekti. Bu koku ömrü boyunca solmak isteyecegi kadar guzeldi. Adı gibi bal kokuyordu kızı.

Adam ayaklanıp içeri oğullarının yanina girdi ve oğullarına yardımcı olmak için odasına doğru ilerledi.

"Hadi baba, hadi hızlııı" ikizlerden Han babasının tişörtünü aşağıdan çekiştirerek babasına daha hızlı olmasını söylüyordu fakat adam sanki çok uzun süre koşmuşta yorulmuş gibi yavaş yürüyordu. Odasına girdi ve beyaz ahsap gardırobun aynalı kapağını açtı ve eğilerek kasaya uzandı. "38552" her bir çocuğunun doğduğu ay'ı girerek kasayı açtı. Içinden oğullarının kızına aldığı hediyeyi çıkardı ve tekrar kasayı kapatıp odanın çıkışına ilerledi.

Birer ordek yavrusu gibi peşinden pıt pıt gelen oğulları ile yüzünde tebessüm oluştu. Çocukları her şeyiydi. Birini bile kaybetmek onun için son olurdu. Evin içinden çıkıp karısını ve kızını bıraktığı yere doğru ilerledi. Fakat onları bıraktığı gibi bulamadı. Karisi baygın yatarken küçük bal kokulu kızı yoktu. Adam durdu. Zaman durdu. Zaman Milat ailesi için o andan itibaren akmayi bırakmıştı.
                              

Böyle kısa bir giriş bölümü olsun istedim.

Huh.

Yine gecenin 4nun de başladigim yeni kitap. Aile klasiği kitabı o kadar çok okudum ki kitap kalmadığı için kendim yazmaya ve yazdığım kitabı kendim okumaya karar verdim :)

Not:Bende 6 aylık doğdum, kayıtlarda düşük olarak geçiyorum ve ölü doğmuşum. Erken doğduğum için ciğerlerim gelişik degil ve bünyem aşırı zayıf. En iyi bildiğim sağlık sorunlarına kitabım da yer vermek istedim. Yanı 6 aylık doğan bir bebek nasil yaşar diye sorarsınız diye

Mi Familia/ Aile klasiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin