9. Saklanmış gerçekler

2.6K 160 7
                                    

medya: Asel

iyi okumalar, yorum yapmayı ve oy vermeyi ihmal etmeyin >.<

"Kötü niyetle söylenen bir gerçek, uydurabileceğiniz tüm yalanlardan daha üstündür

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kötü niyetle söylenen bir gerçek, uydurabileceğiniz tüm yalanlardan daha üstündür."

-William Blake

                                                                      9. Saklanmış gerçekler


Ne çabuk inanırdım bana söylenen yalanlara, ne çabuk sığınırdım insanlara. Oysa ben en büyük yarayı anne dediğim kadından almamış mıydım? Bana en çok yalan söyleyen baba sandığım adam değil miydi? Çok mu aptaldım yoksa insanlar mı çok iyi yalan söylüyordu? Göğsümde yeni bir yaraya nasıl hala yer olabilirdi?

Ömrü koca bir yalan olan biri için en ufak saklanan şey bile dev olurdu gözünde, tahammülü olmazdı en ufak yalana. Nasıl olsundu; bir kere yere düşüp yara alsak tekrar aynı yerden yara almak canımızı daha fazla yakmaz mıydı? Aynı acıyı tatmak bizi daha fazla korkutmaz mıydı? Tanıdık acılar her zaman daha çok ürkütürdü bizi.

Şimdi olduğu gibi, kalbime öyle derin bir acı saplanmıştı ki elimi göğsüme götürüp elime değen kazağımı sanki kalbim avuçlarımdaymış gibi sıktım. Tek bir adımla beni saklayan duvarın ardından çıktığım da gözlerim direkt babamın acı kahve rengindeki gözlerini buldu. Bakışlarımdaki kırgınlık öylesine keskin ve net olacak ki babam endişe ile oturduğu tekli koltuktan kalkıp telaşlı adımlarla yanıma doğru gelmeye başladı.

"Asel, güzel bebeğim beni önce di-" lafını kesen sağ elimi hızla yukarı kaldırıp onu durdurmam oldu. Yüzümde sahte bir tebessüm ile "Açıklama yapmak zorunda değilsiniz" onunla ilk defa bu kadar ciddi ve sert konuşmam kaşlarının hüzünle kırışmasına sebep olmuştu. Sözlerime sertçe devam ettim "Size kırılmadım, hatta sizi anlayabiliyorum. Henüz tanışalı çok olmayan bir yabancıya böyle önemli bir konudan bahsetmemeniz hakkınız. İzninizle evime dönmek istiyorum"

Kırılmıştım, nasıl kırılmazdım? Böyle önemli bir şeyi benden nasıl saklardı ki? "Ama merak etmiyor da değilim, görev günleriniz de ne yapmayı planlıyordunuz?" alayla güldüm sözlerim biterken. Arkamı babama döndüğüm de henüz adım atama izin vermeden  kolumu sıkıca tutup beni tekrar kendine çevirdi.

 Boran abim babama doğru bir adım atıp "baba" diye sinirle isyan ederken babam kaşları çatılı bir şekilde abime bakıp "o attığın adımı si-" cümlesini tamamlamadan bakışları bana çevrildi, burnundan derince bir nefes alıp başını sola doğru eğip kıtlattı ve tekrar abime döndü. "O attığın adımı keserim Boran, sen kimi kimden koruyorsun?" babamın ilk defa duyduğum sert sesi beni bir adım geri gitmeye zorlarken kendimi tuttum. Evet babam bana yalan söylemiş olabilirdi ama beni sevdiğini bakışlarıyla haykıran bir adamdan bana zarar geleceğine inanmak? Deli saçması olurdu.

Mi Familia/ Aile klasiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin