#Giriş

49 5 2
                                    


Başlama tarihinizi yazar mısınız?

İçeriden gelen bağırış sesleri kesileli uzun bir zaman olmuştu. Küçük çocuğun uykusu geliyordu. Bu karanlık onu bunaltıyordu. Terliyordu. Soğuk hep üşütmez miydi? Küçük çocuğun her yeri ağrıyordu. Ne zamandan beri buradaydı hiç bilmiyordu.

Anlam veremiyordu. Küçük yaşta işlediği hangi suçun bedelini ödüyordu? Bardak mı kırmıştı, eve geç mi gelmişti, birilerine mi sataşmıştı? Çocuk bunların hiçbirini yapmamışken ne diye öldüresiye dövülüp, bu soğuk banyoya kilitlenmişti?

Susamıştı. Çok susamıştı. Su içmekten aciz olan küçük çocuk, buradan çıkıp su içmek için can atıyordu. Çünkü karanlık onu susatıyordu. İyi ki burada bir tabure vardı. Yoksa minik bedeni onu taşıyamazdı.

Sol kolu çok acıyordu. Kolundan tutup duvara fırlatmıştı o cani adam. Sol kolu duvara sertçe çarpmıştı. Ağlamamıştı ama. Annesini korkutmak istememişti. Babası neden böyle bir şey yapmıştı anlam verememişti. Büyüdüğü zaman elbette ki anlayacaktı. Daha küçüktü. Tek derdi kaybettiği mahalle maçı olmalıydı ya da öğretmenin verdiği ödevi yetiştirmeye çalışmak olmalıydı. Sol kolunun ağrısının nasıl geçeceğini düşünmek olmamalıydı.

Uyumak istiyordu. Ama uyuyamıyordu. Annesinin ninnisi olmadan uyuyamıyordu. Annesi öyle alıştırmıştı. Babası çalışmak için şehir dışına çıkardı. Küçük çocuk da "Anne, sen tek başına korkma diye ben de seninle yatacağım" derdi. Annesi ona ninni söyler o da uykuya dalardı. Şu an sadece annesini istiyordu.

Annesi oğlunun uyuyamadığını hatırlayıp hızlı adımlarla banyoya doğru ilerledi. Kapıya ulaştığında yere çöktü. "Özür dilerim anneciğim, baban adına senden özür dilerim." Ağlama sesini işitti küçük çocuk ama tek bir kelime bile etmedi. "Uyumalısın, yeni bir gün seni karşılamalı unutma. Güneşin neden doğduğunu hatırla. Geceye hapsolma, gece sana sahip olursa bırakmaz. O seni bıraksa bile sen ondan uzaklaşamazsın."dedi sesini toparlayarak. Küçük çocuk annesini anlamıyordu. Belki ilerde anlarım diye düşünüp bu sözleri aklının bir köşesine yazdı.

"Sana ninni söylememi ister misin? Bence istersin."dedi sanki olanları unutturmaya çalışmak istiyordu. "Yorgun olduğunu biliyorum bu yüzden uyumak istiyorsun." dedi ve ninniyi söylemek için ağlamasından dolayı dağılmış sesini toparlayıp ninniyi söylemeye başladı:

"Bebeğin beşiği çamdan
Yuvarlandı düştü damdan
Bey babası gelir Şam'dan" dedi ve derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi usanmış bir şekilde verdi. Keşke hiç gelmeseydi diye geçirdi kadın içinden. Ama her şey için artık geçti, gelmişti ve güzel geçen gecelerini batırmıştı hem de hiç sıkılmadan.

"Nenni nenni
Nenni nenni
Nenni nenni
Nenni bebek oy" gözünden bir damla yaş düştü mutlu değildi. Hiç mutlu değildi. Neden kendi öz evladına bu kadar küçük yaşta düşman olmuştu aşık olduğu adam? Neden onu kaldıramayacağı yükleri taşımak zorunda bırakıyordu? Ne zaman bitecekti banyoda uyuyan küçük bedene olan kini? Kadın bunlarla doldurmuştu yıllardır beynini.

Bir şey yapmalıydı. Onu buradan kurtarmanın bir yolunu bulmalıydı. Nasıl yapacağını bilmiyordu genç kadın.

Kapının sesini duymasıyla ayaklandı. Gözyaşlarını sildi ve salona gitti. İçerde oturmuş önüne şişeleri dizmiş eşini gördü. Kafasında o şişeleri parçalamak istiyordu kadın ama buna gücünün yetmeyeceğini düşünüyordu. Adam bir şişeyi açıp kafasına dikti. Şişeyi dudaklarından ayırdığında cebinden bir anahtar çıkardı. "Al şu anahtarı aç kapıyı çıkar şu embriyo parçasını hasta olup başıma dert açmasın!"dedi kadına doğru bakarak. Kadın sanki bunu söylemesini bekliyormuşcasına anahtarı alıp banyoya hızlı adımlarla ilerledi. Kapıyı açtığında içerisi kapkaranlıktı el fenerini alıp içeri tuttu.

Kadın çocuğu kucağına almak için doğrulduğunda küçük çocuğun ateşler içinde olduğunu, yanan teninin ellerini nerdeyse yaktığını hissetti.

        *******************************

Evet giriş bölümü olduğu için biraz kısa tutmak istedim. Bu benim ilk kurgum yani biraz acemice olduğunu düşünebilirsiniz ama zamanla gelişebileceğimizi düşünüyorum. Bu arada ben Serin. 14 yaşında bir yazar adayıyım. Sizinle bu hayalimi gerçekleştirebileceğimi hissedebiliyorum.

Oy vermeyi unutmayın!! Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...

MOR VE MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin