2

1.8K 185 179
                                    

Gülümsemek bulaşıcıdır derler. Bir insan güldüğünde sende gülmeden duramazmışsın. Duygularda keza öyledir. Birisi ağladığında sende ağlamak istersin, ya da sevindiğinde sende mutlu olursun.

Fakat bu önümde duran kale duvarı gibi adamın yüzünde mimik bile oynamıyordu. Yüzüne yaklaşmaya çalışıyordum ama boyu benden neredeyse 30 cm kadar uzundu. Kenarda duran sandaliyeyi onun yanına çekip üstüne çıktığımda yüzüne yaklaşabilme fırsatı bulmuştum. Bunu yapmamın sebebi ne tepki vereceğini merak ediyordum.

Katsuki Bakugo, benim -yani bu ülkenin prensinin- kişisel muhafızı ve korumasıydı. Babam tarafından özel olarak seçilmişti. Bundan önceki tüm korumalarım beni erkeklerden ayıran tek özelliğimi kullanarak bana dokunmaya çalışmıştı. Erkeklerin aksine yumurtalıklarım vardı. Kısaca hamile kalabiliyordum. Ve bunu kullanarak ülkenin başına geçmeye çalışan çok kişi olmuştu. Oysaki sadece 18 yaşındaydım. Ve bu 12 yaşımdan beri devam ediyordu.

Bende bunu test ediyordum işte. Acaba bana karşı ufakta olsa bir ilgisi olacak mıydı?

Yüzümüz birbirine çok yakınken gözlerimi kısıp ona baktım. Daima öne bakan kızıl gözlerinde ne bir duygu ifadesi, ne de oynama vardı. Kendini geri çekmemiş hiçbir şekilde hareket etmemişti. Vücudunun hareket eden tek parçası kırptığı gözleriydi. Kararlı görünüyordu. Fakat ne hissettiğini anlayamıyordum. Tamamen duygusuzdu.

Pes ederek geri çekildim ve sandaliyeden indim. Fakat inmemle aramızdaki boy farkına tekrar lanet okudum. Bu adam gereğinden fazla tepkisizdi. "Adın ne?" Dedim bilmemezlikten gelerek. Adını biliyordum. Sadece sesini duymak istiyordum. Fakat cevap vermiyordu.

Tekrar sorduğumda yine cevap vermemişti. Sinirlenip somurttuğumda önüne koyduğum sandaliyeye oturdum. Fakat görüş açım tam kasıklarına denk gelmişti. Kaşlarımı çattım ve hafif kızararak kafamı diğer tarafa çevirdim. Kollarımı birbirine bağladım ve sesimi sert tutmaya çalışarak konuşmaya başladım.

"Sana soru sorduğumda cevap vermelisin. Şimdi tekrar soruyorum; adın ne?" Gözlerini kıstı ve tekrar mimik bile oynatmayarak hayran kalacağım ve ona uyan kalın bir sesle cevap verdi. "Katsuki Bakugo majesteleri." Duyduğum sesle daha da kızarmıştım. Gerçekten hayran olunacak bir sesi vardı.

"P-peki.... Kaç yaşındasın?"

Başta tereddüt etti gibi. Ama sonra cevap verdi. "19 efendim." Pekala benden 1 yaş büyük. Fakat yaşına göre de vücudu çok büyük.

"Biliyor musun Katsuki? Oldukça büyük görünüyorsun. Ve gereğinden fazla duygusuzsun. Neden böylesin?" Sustu. Cevap vermedi. Gözlerinin içi titriyordu. Bana bakmak istiyordu, ama eğer bir prense dik dik bakarsan sonu ölümdü. "Cevap ver hadi. Çok merak ediyorum."

"Efendim..... Sizinle gereksiz muhabbet ve acil durumlar haricinde temas etmem yasak. Lütfen daha fazla soru sormayın." Tamam biz bununla geçinemeyecektik. Kollarımı birleştirip yapabildiğim kadar sinirli bir ifade takındım. "Şuan seninle gereksiz bir muhabbet etmiyorum. Seni tanımaya çalışıyorum." Derin nefes versi ve gözlerini kapattı. Ardından tekrar açtı ve ileriye doğru bakarak konuşmaya başladı.

"Doğduğum andan itibaren efendim, hiçbir duygu belirtisi göstermedim. Ağlama, gülme mutlu olma veya sevgi gibi. Bu yüzden sizi korumak adına seçildim." Şaşırmıştım. Onu gülerken veya ağlarken hayal etmek istedim ama edemedim. O sert çehresi buna izin vermiyordu.

Kararımı vermiştim. Geriye kalan hayatımda seni güldürmek için uğraşacaktım Katsuki Bakugo. Benim için güleceksin. Sadece benim için...

***

Bölümler böyle kısa kısa olacak.

Bu kitaba oy veya yorum atmanıza gerek yok. Öylesine yazıyorum. Ama emin olun kitabı gerisinde ne yazacağım hakkında en ufak bi fikrim yok.

 Ama emin olun kitabı gerisinde ne yazacağım hakkında en ufak bi fikrim yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Little Emotions // BAKUDEKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin