Hongjoong bu aşağılık evde bu aşağılık arkadaşları sayesinde kabul etmek istediğinden çok daha fazla olaylı sabahlara uyanmıştı. Yani dün gece yaşanan Seonghwa fiyaskosundan sonra gelecek olan kargaşalı sabaha hazır olduğunu sanıyordu. Gerçekten.
Tabii işler öyle ilerlemiyordu işte.
Sızışından sonra uyandırmasının zor olacağını düşündüğü adamı uyandığında yatağında bulamayınca Hongjoong hızla kalkmış odada bir tur atmıştı fakat saat daha çok erkendi. Otobüsler bile sefere başlamamışken gitmiş olamazdı değil mi? Utandığı için daha fazla kalmak istememiş olabilir miydi? Hongjoong sıkıntıyla bir nefes alırken odasından çıkıp mutfağa ilerledi.
Bütün endişesi ve düşünceleri o an yok olurken beyninin donduğunu hissetti.
Homofobik bir davranıştı.
Kendisi gibi gururlu bir gayi öldürmek isteyen bir güç vardı.
Kalbine indireceklerdi yani başka açıklaması yoktu.
Homofobik ve çok kaba bir davranıştı bu.
Hongjoong zar zor yutkunurken önündeki manzaraya aptal aptal bakmaya devam etti. Beyaz tezgahlı ve gri dolaplı modern mutfaklarına günün ilk ışıkları süzülüp baharın güzel altın renkli sabahını başlatırken ocağın önünde elinde bir spatula ile kendi mırıldandığı ritimle sallanan genç adam en çılgın rüyalarından fırlamış gibi bir sanat eserine benziyordu. Mırıltılar eşlinde bir kız grubunun şarkısını söylüyor ritimle hareket ederken uzayan saçları önüne geliyor olacak ki kafasını geriye atıp sallıyordu ama sıkıntı bu değildi.
Üstünde hiçbir şey yoktu.
Altında dün akşam verilen Mingi'nin pijama altı duruyordu fakat üstünü herhangi bir sebepten ötürü çıkarmıştı ve Hongjoong her hareketinde sırtında oluşan bir kastan gözünü çekemiyordu.
Seonghwa'yı böyle bulmak beklediği bir sabah değildi.
Gerçi güne böyle başlamayı kafasına takacak değildi. Hiç hem de.
İşin daha da kötüsü adamın ne kadar fit ve tonda olduğunu aslında iyi biliyordu çünkü geçen hafta boyunca ara sıra onunla projeleri üstünde çalışıp modelliğini yapmasını rica ettiğinde büyük bir sevinçle kabul edilmişti. Yani üzerinde kıyafet ayarlarken elinin altındaki vücudu iyice tanıma şansı olmuştu ama o farklıydı.
Bağlam önemli bir şeydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/285067082-288-k87891.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
whatever, let's get lost on mars ⸻seongjoong.
Novela JuvenilKampüsün çimlerindeki grubun ele başı olan Hongjoong'un rutini belliydi: Kendinden güçsüzlere bela olan şeref yoksunlarını dövmek, hocalarından azar işitmek, derslerde playlist hazırlamak, Wooyoung'a sabır çekmek, uyumak. Yani kampüsün yıldız çocuğ...