Biz gülüyorduk. Hemde deli gibi. Manyağın biri iki kız düşüreyim diye kaykayını yakmış. Sonra da ayakkabılarını tutuşturmuştu. Felix ise hala kendini rüyada sanıyor. Eve gidip brownilerini kontrol etmeye karar verdi az önce.
'yarın brownie getireceğim. buralarda ol. ayrıca kesinlikle bir pizza randevusuna daha çıkmalıyız. Bir dahaki ödevimiz hamur işi. Aşkla yapabilmek için neli sevdiğini öğrenmem lazım.'
Gülümsedim. Cebimden o gün çıkarken aldığım kuponlardan birini çıkardım.
'pizzalar benden.'
Tepsilerini güzelce topladı.
'görüşürüz o zaman. Yarın için yapmam gereken bir brownie var.'
'görüşürüz.'
Aşık çocuk gitti. Neşemde bitti şuan. Kulaklığımı çıkardım ve emo moduma dönmek için the ghost of you açarak yoluma devam ettim. Dur bir saniye biz felixle aynı mahallede oturuyoruz.
'felix! Neden birlikte yürümüyoruz?'
'müthiş fikir aslında.'
Elindeki tepsilerden birini aldım. Düzgün bir diyolog kurabilmek için kulaklığımı çıkarmaya çalışırken iyi para döktüğüm kulaklık yerdeki su birikintisini boyladı. Felixle birbirimize baktık. Üzgün hissediyordum ta ki Felix gülmek için onay isteyene kadar.
'gülsem kötü hisseder misin?'
Yine kahkaha atmaya başladık. Eğlenmiştim bugün çokça. Felix'in gülen yüzünde kaybolmamak için gösterdiğim direnç övgüye değerdi. içimden kendimi pohpohlarken elini omzuma koymasıyla tüm havalılığım kaybolmuştu. Kızardım sanki. Ama bu sefer alerjiden değil.
'kulaklığına şans diliyorum. aynı zamanda kıskanıyorum.'
'neden?'
'seninle yaşıyor çünkü.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin aşkın ve benim adsız duygularım
FanfictionBir varmış bir yokmuş bir çilli çocuk Aşka inanmayan bir ağaca aşık olmuş