Felix koltukta uzanmış saçlarımı okşuyordu. Ben ise yere oturmuş kurabiyelere bakarak ağlıyordum. Ağlama demiyordu. Ağlada demiyordu. Fiziksel bir destek veriyordu ve çok iyi hissettiriyordu.
'yemek istemediğine emin misin? Bu sefer bol aşklı.'
Elime bir kurabiye aldım. Göz yaşlarım damladı kurabiyeye. O an fark ettim ne çok ağlıyordum. Bir sebebim bile yoktu. Rahatlama mıydı bu?
'sen nerden biliyorsun bu duygunun aşk olduğunu?'
'bilmiyorum. Kim bilir ki duyguları ne zaman başlar, ne zaman biter, bu duygunun tam adı nedir? Ne yaşıyorum ben ?Ama güzel bir hikayem var. Aylar önce her gün kafeteryada tatlılarımı alıyor musun diye bakardım. Çilekli pudinglerimi geçtiğin için darılırdım kendi kendime sana. Alerjin olduğunu çok sonra öğrendim tabii. Ama bunu o kadar sık düşünüyordum ki. Aynı dersleri alabilmek için bölümümle alakası olmasada ek bilgisayar dersi aldığım oldu. Sonra kıskandım seni. Çok güzeldin ve bunun sadece ben farkındaydım. Gittim yumrukladım işte. Çok düşündüm acaba unutur muyum? Basit bir hoşlanma mı bu? Diye. Olmadığını artık sadece sen al diye tatlı yapmaya başladığımda fark ettim.'
Burnumu çeke çeke konuştum:
'bende bilmiyorum. Dün karar verdim sana aşık olmaya sanırım. Dur bu bildiğim anlamına mı gelir ki?'
'yeni aşık çocuk sensin sanırım.'
'kesinlikle aşığım.'
Gülüyoruz ve ben dişlerine, güzel yüzüne doya doya bakıyorum. Kalbinin güzelliğini istediğim zaman dile getirebiliyorum. Ben inanıyorum. Ben seviyorum.
Just Felix
aşk yok ama okuduğunuz için tşk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin aşkın ve benim adsız duygularım
FanfictionBir varmış bir yokmuş bir çilli çocuk Aşka inanmayan bir ağaca aşık olmuş