Tezgahın üstündeki brownie tepsisi çok hüzünlü bakıyordu, Ağlıyordu sanki. Ya da ben üzüntüden kafayı yediğim için bana öyle geliyordu. Brownileri yiyip tepsiyle uyusam, bu beni akıl sağlığı yerinde biri yapar mı? Annemi arayıp ağlamalı mıyım? Aşk ne ki?
Sanırım asıl sorgulamam gereken soru bu. Aşk ne? Aşk meşk kulağa çok vıcık geliyor sanki. Bilimsel tanımı zaten var. Romantize etmek edebiyat için güzel bir malzeme ama ben günlük hayatımda Anna ahmatova şiirleri söylemiyorum ki. Acaba Felix bunu sever miydi? Ona bir ara şiir okumalı mıyım? Boşver, çok romantik. Kim napsın ağacın birinin romantizmini. Ne aşkmış ama, edebi olarak herkes için farklı bir tanımı olabilir; Felix için ben, Yan komşum için çiçekleri, benim için çilli bir aşçı... Vay! Böyle cidden havalı geldi kulağa.Kapı çalıyor yine. Umarım felixtir ve bana "sadece dalga geçiyorum hadi pizza yiyelim." der .
'imzanızı alabilir miyim?'
'teşekkürler.'
Kargocu çocuk elime kargomu verip gitti. Ne almıştım ki?
Kargoyu hızlı hızlı açtım. Bir önlük. Doğru, felixle yemek yapmak için alıp üstüne chans kitchen yazdırdığım önlük. Muhtemelen bir süre giyemeyeceğim. Üzüldüm bu sefer. Çok üzüldüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin aşkın ve benim adsız duygularım
FanfictionBir varmış bir yokmuş bir çilli çocuk Aşka inanmayan bir ağaca aşık olmuş