-2-

163 15 2
                                        

Nereye gideceğimi bilmiyordum. İleri doğru biraz yürüdükten sonra bir kafeye rastladım. İçeri girdiğimde kafe çok hoşuma gitmişti. Kafe'de beyaz ve kahverengi tonları hakimdi ve bu oldukça rahatlatıcıydı. Menüyü açıp ilk gördüğüm kahvaltı menüsünden sipariş ettim. Menüyü bıraktıktan sonra masanın üstündeki gazeteyi fark ettim. Gazete okumayı seven birisi olmasamda açıp baktım. Haber başlıklarını okurken bir başlık dikkatimi çekti. "Ekrem Ersoy'un gayrimeşru kızı Melek Ersoy mu?" diye oldukça yüksek sesle bağırdım. Bir dakika... Haberin yanındaki benim resmim! "Benim babam Ekrem Ersoy mu?" diye fısıldarken haberin devamını okumaya karar verdim.

Şok Haber! Ünlü Ersoy Holding'in sahibi Ekrem Ersoy'un Gayrimeşru bir kızı olduğu ortaya çıktı! Kızı Melek Ersoy'un 18 yaşında olup doğduğu andan itibaren yetimhanede kaldığı fakat dün geç saatlerde yetimhaneden ayrıldığı biliniyor. Acaba Ekrem kızını yanına alcak mı? Bu kız kimden? Niye onu yetimhane de bıraktı? Ünlü iş adamı bu sorulara henüz cevap vermiyor.

Ben gayrimeşru bir çocukmuyum? Annem ve babam bana bunu nasıl yaptı? Garson geldiğinde ağladığımı fark edebilmiştim. Güçsüz çıkan bir ses tonuyla teşekkür ettim. Giriş gürültülü bir şekilde açıldı ve içeri uzun boylu mavi gözlü kırlaşan saçlarına inat hala simsiyah olan gri-siyah saçlı bir adam içeri girdi ve bana doğru yürüdü. Dudaklarından "Kızım..." kelimesi döküldü. O an onun Ekrem Ersoy olduğunu öğrenmiştim. Elime berrak bir sıvı düşmüştü hadi ama! Ağlıyormuydum cidden mi? Bana annen ve babamın ölmemesine rağmen beni buraya bıraktıklarını söyledikleri zaman bile ağlamamıştım. "Hadi eve gidelim kızım." diyince kendimi daha fazla tutamadım."Hangi ev ya hangi ev? Beni 18 yaşından beri yalnız bıraktın, şimdi almaya geldin diye herşey düzeldi mi? Emin ol 18 yaşına kadar sensiz yaşadıysam şimdi de yaşarım." sandalyeden kalktım ve hesabı ödemek için kasaya koştum. Etraftakiler bizi izliyodu. "Kızım gel lütfen!" diye bağırıyordu arkamdan. Koşarak bana yetişti. "Özür dilerim bitanem... B-ben bilmiyordum! Herseyi anlatıcam ama ilk önce eve gidelim." Kafa sallayıp onu takip ettim. Onunla yaşamak için değil, diyeceklerini merak ettiğim için onla gittim. Ah! Lütfen! Öz çocuğunu yetimhaneye bırakmanın nasıl bir mantıklı açıklaması olabirdi ki? Büyük ve kocaman bir eve gelmiştik. Tahminen eviydi. Allah aşkına onun bir karısı yokmuydu? Yani kocasının gayrimeşru kızını eve getirmesini pekte hoş karşılamaz herhalde. "Karın evde değil mi?" diye düşünmeden sordum. Bir süre durdu ardından yürümeye devam etti. "O... öldü." Sanırım yanlış bir soru sormuştum. "Üzgünüm." dedim. Bana baktı ve gülümsedi "Önemli değil." Ev çok büyüktü. Hatta salonda bir piyona bile vardı. Sadece kitaplarda böyle lüks şeylerin olduğunu sanırdım. Tanrım! Resmen evin içinde yürümekten yoruldum! "Burası senin odan olacak." ilk önce bana o mantıklı(!) açıklamasını yapması gerekiyordu. "Önce anlatman gereken birşey var." dedim. Derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı. "Ben çok büyük bir hata yaptım. Karımı aldattım. Bu da yetmezmiş gibi bir çocuğum olmuştu! Berbat olan bu değildi. Bana o lanet kadın ölü doğurduğunu söylemişti! Ben de salak gibi araştırmadan inandım ona. 2 gün önce seni öğrendim. Basına yansımaması için çok uğraştım ama basına bir şekilde sızdırılmış. Heryerde seni aradım. En sonunda bir otelde kaldığını öğrendim. Gittiğimde otelden çoktan ayrılmıştın. Görevli çocuk senin buraya doğru yürüdüğünü görmüş. Seni masada otururken gördüm ve işte burdasın." sözü biter bitmez bana sarıldı. Ama benim tek düşündüğüm annemin beni istememesiydi. Hangi anne çocuğunu yetimhaneye verir ki?

***
Selam! Hikayem hakkında görüşlerinizi söylerseniz sevinirim. Şimdiden Teşekkürler! :)

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin