-3-

122 14 2
                                    

Sabah bir Ersoy olarak uyandım. Yıllarca gerçek soyadımı bilmiyordum. Bu berbat bişeydi. Sanırım annemin soyadı nüfusa kayıtlı. Hala inanamıyorum. Hangi anne çocuğunu yetimhaneye bırakırdı ki? "Bi'tanem kahvaltı hazır, kahvaltıdan sonra alışverişe çıkarsın." İlk defa birisi beni kahvaltıya çağırıyordu. Belki çoğu insan için normal bişeydi ama bana çok farklı hissettiriyordu. Sanki... Özel biriymişim gibi. Değerli... Önemli... Tabii yetimhane de değil bitanem diye çağırmayı, yataktan sürüyerek bile çağırmazlardı. Kalktın kahvaltını yap, kalkmadın akşama kadar yemek yok... Hiç arkadaşım olmadığı için kimseyi özlemiyor olmam buraya alışmama kolaylık sağlıyordu. Herşey sadece 1 gün içide gerçekleşmesi inanılır gibi değildi. Ben napıcağımı bilemiyordum. İnanmalımıydım? Öz babama? Annem gerçekten bırakmış mıydı beni? Sessiz bir şekilde aşağı inerken duraksadım. Sanırım baba demem gereken kişi birisyle konuşuyordu. "Hale kapa çeneni! Tanrım! Dediğim gibi o kız sadece elimin kiri yıkıyıcam ve geçecek. Biraz zaman gerekiyor. Elbette sordu. Karımın yani senin öldüğünü söyledim. Ya ne yapsaydım? O koca çeneni tutabilecekmiydin? Biraz annenlerde kal. Evet. Basın gözlerini üzerimizden çektiği gibi kızı göndericem. Selen'i boşver şimdi. Evet bir kızı olduğundan haberi yok. Kız annesinin onu bıraktığını sanıyor. Anladım tamam şimdi aşağı inecek görüşürüz." İnanamıyorum. Şuan kendime çok kızıyorum ama malesef merdivende bir adım bile atamadım ve orada yığıldım kaldım ve son duyduğum şey "Lanet olsun!" diye bağıran, baba demeye bin şait isteyene bir adamdı. Uyandığım da bir depodaydım. "Nerdeyim ben." diye bağırdım. "Kimse yok mu?" Hayatımda ikinci defa ağlıyordum ve ikiside babam(!) yüzündendi. "Kızım." dedi imayla. "Bi'tanem güzellikle halledemezmiydik." benim tenim buz gibi olurken hiç acımadı ve devam etti; "Şimdi ölmen gerekecek."
....
Heyoo! Yorumlarınızı bekliyorum :)

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin