Özgür: Yapacak pek bir şey yok gibi duruyor.
Hayal: Öylece bekleyeceğiz yani?
İdil: Eğer Taner izin verseydi ve yanımıza bir şeyler alabilseydik, şimdi düşünmemiz gerekmezdi.
Taner: Uf hadi ama, sizin iyiliğiniz içindi. Onu gördüğü an daha çok öfkelenecekti, bunu da ben mi söyleyeyim?
Yazgı: Her neyse, bence gelmesini bekleyelim.
Buray: Onu zaten yapacağız ama bi planımız olsa fena olmaz bence.
Özgür: Acaba onlara ne yapacak?
Buray: Kendini gösteremez ki, yani dolayısıyla pek bir şey yapamaz.
Yazgı: Harika bi fikrim var!
Taner: Heh, süper. Seni dinliyoruz...
Yazgı: Şimdi hani ben size demiştim ya ortak bi noktamız var bizi oradan yakaladı diye. Hadi onu bulalım!
Hayal: Nasıl bulacağız?
Yazgı: Birbirimizi tanıyarak.
Buray: Tanışma faslını çoktan geçtik sanıyordum.
Taner: Bence çok iyi fikir, hem kafamızı dağıtmış oluruz.
İdil: İyi peki, deneyelim.
Yazgı: Şimdi, belirleyici sorular düşüneceğiz ve ortaya bu soruyu atacağız. Sonra da herkes cevap verecek, anlaştık mı?
*Hepsi kafasını sallar*
Hayal: Sanırım aklımda bir konu var ama ne kadar belirleyici olur bilmiyorum.
Buray: Söyle gitsin.
Hayal: Pekii, bence ailelerimiz hakkında bir şeyler anlatabiliriz. Yani, sonuçta biz birbirimizi tanımıyoruz ama belki ailemizden tanıdığımız biri vardır ne bileyim. Birbirimiz ile bir yerden bağlantılı olmalıyız sonuçta.
Yazgı: Tamaam, bence iyi fikir. Başlamak isteyen var mı?
Kaptan: Ben başlayayım mı?
Kaptan: Niye sustunuz ya, bir şey sordum sadece?
Kaptan: Tamam tamam. Hadi size bir ipucu, artık her neyin cevabını bulmak istiyorsanız aileleriniz ile bir ilgisi yok.
Özgür: Ne aradığımızı nereden biliyorsun ki?
Kaptan: Sormadın sayıyorum.
Buray: Bir dakika ya, sen niye bizim işimizi kolaylaştırıyorsun şimdi?
Kaptan: Yardımcı oldum, isterseniz olmayayım.
Yazgı: Eğer bize yardım etmek istiyorsan bizden ne istediğini söyle, artık cidden bıktım.
Kaptan: Ama... Onu siz bulacaktınız! Mızıkçılık yapmayın, kurallara uyun.
Özgür: Bence psikolojik anlamda ciddi sorunlar yaşıyorsun, bizde sana yardım edebiliriz.
Kaptan: Ne kadar naziksiniz... Neyse goygoyumuz bittiyse cezalandırma kısmına gelelim mi?
Buray: Onlara ne yaptın?
Kaptan: Of Buray, çok umurunda sanki. İlla konuşturacaksın beni...
Buray: Bir de bizi tanıdığını iddia edersin, daha neyi umursadığımızı bile bilmiyorsun.
Taner: Hey, sakinleş biraz.
İdil: Bırak, haklı.
Taner: Haklı diye konuşmasına izin verirsem bu evden canlı çıkamayız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet
Adventure6 kişiye gelen gizemli gemi davetiyeleri ile içine atıldıkları bir cinayet. Peki içinden çıkabilecekler mi? Çıkabilseler bile bu davetiyeler ne anlama geliyor?