Buray: Sakin olun, konuşabiliriz!
Özgür: Konuşmak anlaşmanın yarısı demişler sonuçta!
!: Bir adım daha atacak olursanız hiç acımam arkadaşlarınızı öldürürüm.
Melike: Şu silahı biraz daha bastırırsan senin bir şey yapmana gerek kalmadan kendisi kafamın içine girecek zaten!
!: Kes sesini.
Buray: Onların hiçbir suçu yok. Burada olmaları tamamen tesadüf, bırakın onları.
!!: Sence bu bizim umurumuzda gibi mi duruyor?
Buray: Hayır ama onları öldürmeniz için bir sebep yok. Gerek yok yani.
Gizem: Şu haldeyken sebep aradıklarını hiç sanmıyorum ya...
!!: Çok değerli fikrinizi bizimle paylaştığınız için teşekkürler ama uzatmaya gerek yok diye düşünüyorum. Madem geldiniz, anlatın. Kimsiniz? Amacınız ne?
Özgür: O silahları indirirseniz daha sağlıklı bir muhabbet olabilir gibi.
!: Siz konuşma taraftarı değilsiniz sanırım...
!!: Bize uyar:)
Ünlemler tam tetiğe basacakları sırada arkadan Hayal, Yazgı ve İdil onların üstlerine doğru atlarlar ve o sırada da Buray ve Özgür koşup silahları alırlar.
Hayal: *üstünü silkeler* Rica ederiz:)
Özgür: Teşekkürler, hadi koşun!
Yazgı: Taner nerede?
Buray: Bilmiyoruz.
Yazgı: Ne demek bilmiyoruz?
Özgür: Buluruz tamam mı, sakin ol ve sadece koş.
Melike: Bir dakika.
Buray: Ne oldu? İyi misin?
Melike: *adama tekme atar* Tamam, gidebiliriz.
Buray: Kaptanı gördüm, Taner yanında.
Özgür: Hadi koşun!
İdil: Özgür adamlar zaten bir şey yapabilecek halde değil, yürüsek de olur.
Özgür: Koşun! *koşar*
Gizem: *güler* Hey, bekle! *koşar*
Hepsi koşarak ya da yürüyerek kaptanın ve Taner'in yanına geldiğinde kaptan onları da alıp kaldıkları yere getirdi.
Kaptan: Siz manyak mısınız!
Buray: Bağırmadan konuşabilirsin.
Kaptan: Konuşamam, kendinizi nasıl bir tehlikeye attığınızın farkında mısınız? Ya içinizden birine bir şey olsaydı, o zaman ne olacaktı?
Yazgı: Bizi oraya gönderen sendin, kendi imkanlarımızla dosyayı aldık ve getirdik.
Kaptan: Ben size böyle mi yapın dedim:)?
Melike: Burada ne olduğu hakkında biri bir şeyler söyleyecek mi?
Özgür: Şu an hiç doğru bir zaman değil, lütfen.
Kaptan: Yok hayır, gayet doğru bir zaman. Sizin yaptığınız ne peki? İlla istemediğim şeyler yaptırtacaksınız bana. Amacınız neydi ben onu anlamıyorum ki.
Gizem: Bir şeyler öğrenmeye çalışıyorduk sadece. Nerden bilelim, mafyatik işlerle uğraştığınızı?
Kaptan: Al işte, sonra böyle yanlış anlıyorsunuz. Ya hadi diyelim öğrendin, ne olacak? Merakınız yüzünden ölüp gitmek mi istiyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet
Aventura6 kişiye gelen gizemli gemi davetiyeleri ile içine atıldıkları bir cinayet. Peki içinden çıkabilecekler mi? Çıkabilseler bile bu davetiyeler ne anlama geliyor?